Ion Fury’nin Maceralarla Dolu Gelişimi
90’ların ikonik FPS oyunlarından biri olan Duke Nukem 3D ile özdeşleşen bir yapım olan Ion Fury, çıkışını 15 Ağustos 2019’da gerçekleştirdi. Fakat bu oyun, sadece nostaljik atmosferiyle değil, aynı zamanda yaşadığı tartışmalarla da hafızalara kazındı. Başlangıçta Ion Maiden olarak adlandırılan oyun, ünlü heavy metal grubu Iron Maiden ile başı belaya girdi. Evet, rock müzik camiası bile oyunlar üzerinde hak iddia edebilir, düşünsenize! Olayın sonunda, mahkemeye düşmemek ve tazminat ödememek için ismini Ion Fury olarak değiştirmek zorunda kaldı.
Oyun çıktıktan sonra, eleştirmenlerden oldukça iyi puanlar aldı. Ancak geliştirici Voidpoint, bu sefer başka bir tartışmanın ortasında kendini buldu. Discord kanallarında yapılan bazı yorumlar, ResetEra forumlarına taşındı ve trans bireylere yönelik rahatsız edici ifadeler ile oyun içindeki ofansif metinler yüzünden suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Yani, bir yandan FPS aksiyonu yaşarken, diğer yandan sosyal adalet mücadelesine de tanıklık ediyoruz!
Voidpoint, bu eleştirilerin ardından hemen harekete geçti. Ofansif esprilerin oyundan kaldırılacağını duyurarak, özür diledi ve hatta LGBT intihar önleme derneği olan The Trevor Project‘e 10,000$ bağış yapacaklarını açıkladı. Sanırım, “sosyal medya” ile “sosyal sorumluluk” kavramlarını birleştirmeyi başardılar. Ancak bu durum, oyunun yayıncısı 3D Realms için de bir ders oldu. Onlar da, gelecekte ortaklık kurdukları geliştiricilerin nefret söylemine karşı sıfır tolerans politikasına uyması gerektiğini belirtti. Yani, bir nevi “Artık bu tür esprilere yer yok!” diyerek, gelişen durumu kontrol altına almaya çalıştılar.
Fakat, bu olayların ardından başka bir grup oyuncu, Voidpoint’i sansüre boyun eğmekle suçladı. “Evet, dostlar! Bir taraf gülerken, diğer taraf ağlıyor!” şeklinde bir durum söz konusu oldu. Herkesin bir görüşü var, bu da demektir ki, sosyal medya bir yandan eğlenceli, diğer yandan da bir okyanusta kaybolmuş bir denizaltı gibi. Sonuç olarak, Voidpoint’in resmi Twitter hesabında bir geliştirici, kısa süre içinde silinen bir tweet attı: “Eğer oyunu korsan olarak indirmek isterseniz, sadece 95 MB. Bir göz atmalısınız. Bu oyun üzerinde çok fazla çalıştık ve harika bir oyun oldu. S*tir edin politikayı.”
Ah, bu tweetin silinmesi çok normal, ama internete düştü mü geri almak kolay olmuyor! Bir tweet, bir kez internete düştüğünde, onun geri dönüşü yok! Bu son hamle de tartışmaları söndürmek yerine alevlendirdi. Yani, bir yandan özür dilerken, diğer yandan “Hadi ama, bu oyunu korsan indirin!” demek pek de mantıklı bir yol değil. Bu durum, Voidpoint’in sosyal medya stratejisinin biraz eksik olduğunu gösteriyor. Belki de “Sosyal Medya 101” kursuna katılmaları gerekebilir!
Böylece, Ion Fury, sadece bir oyun olmanın ötesine geçti ve sosyal medya tartışmalarının baş rollerinden biri haline geldi. “Eğlenceli bir oyun mu? Yoksa tartışmalara neden olan bir sosyal deney mi?” sorusu hala havada asılı duruyor. Sonuç olarak, bu olaylar sadece bir oyun değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bir yansıması. Kim bilir, belki bir gün videolarımızda “Ion Fury’nin Sosyal Medya Stratejileri” başlıklı bir ders ile karşılaşırız!