Ken Levine ve Ghost Story Games, bizleri asıl merak içinde bırakan Judas hakkında nihayet bazı açıklamalar yaptı. Bir zamanlar döngüsel bir bekleyiş içinde kaybolmuşken, yeni bilgilerin gelmesi adeta bir sabah kahvesi gibi taze ve neşelendirici oldu! Levine, geliştirici blogunda oyunun “Villainy” sistemi üzerine ilginç bilgiler verdi. Anlaşılan bu oyun, sıradan bir kötü adam hikayesinin ötesine geçecek ve oyunculara dinamik bir deneyim sunacak. Ama ne demek istediğini biraz daha açalım, değil mi?
Levine, oyunda yapacağımız eylemlerin hangi karakterin baş kötüye dönüşeceğini belirleyeceğini açıkladı. Yani, dostumuzu düşmana dönüştürmek için neredeyse bir Hollywood senaristi titizliğiyle hareket etmemiz gerekecek. Oyunda yer alan bu 3 Büyük karakter, başta dostumuz gibi görünseler de kısa süreli bir ilgisizlik, onların içindeki kötü ruhu uyandırabilir. “Bunu nasıl başardınız?” diye soruyorsanız, cevap basit: Bırakın ilgiyi kaybetsinler, ardından izleyin nasıl büyüyorlar! Bu noktada Levine, durumu bir “büyük kilometre taşı” olarak nitelendiriyor. Üzelim dostlarım, çünkü o karakterlerden birinin düşman haline gelmesi, kesinlikle Pazartesi günü işe gitmek kadar kötü!
Her şey değil, daha fazlası var! Örneğin, oyundaki karakterlerden biri olan bıyıklı şerif Tom, bir Rent-A-Deputy makinesini sabote edebilecek. Eğer Tom bizimle dost olarak kalırsa, yapay zeka kontrollü bir müttefik robot kazanabileceğiz. Ama dikkat! Eğer Tom’un hoşnutluğunu kaybedersek, o da hemen yanımızdaki makineleri sabote ederek bizim düşmanımıza dönüşecek. Yani Tom için “sefalet karabasanı” demek, hiç de uzak bir ihtimal değil! Kadere bir başka güzel bakış açısıyla şunu ekleyebiliriz; bu karakterler dost olmaya çalışırken, bir yandan da kötü planlar peşinde koşuyor olacaklar.
Levine, Villainy sistemini “Shadow of Mordor”un Nemesis sistemiyle de karşılaştırarak gamification (oyunlaştırma) standartlarını yükseltiyor. Ne kadar çılgınca değil mi? Judas’ta dost ve düşmanlarınız üzerinde kuracağınız etki, beklenmedik derinliklerde olacaktır. Yani yalnızca düellolar, çatışmalar değil; bu dinamikte kaybettiğiniz bir dost normal bir kayıptan çok daha fazla acı verecek. Resmen bir arkadaş gibi hissettirecek. 3 Büyük karakter, sürekli ilginizi çekmek için birbiriyle adeta bir yarış içerisinde olacaklar! Rüşvet mi? Hah! Savaşta kurtarma garantili teklif mi? Bir o kadar cüretkar! Karakterlerin arkasındaki sırları açığa çıkarma çabaları? Bu oyunda her şey mümkün!
Sonuç olarak, Judas’ın çıkış tarihi hala belirsiz. Ama bu kadar karışık ilişki dinamikleri arasında kaybolmak, tıpkı bir labirentte üstü kapalı yoldan çıkmaya çalışmak gibi olacak. Kim bilir, belki de oyunun çıkışıyla birlikte tüm bu karmaşık ilişkileri çözmek için bir kılavuza ihtiyacımız olacak. Yani, bu haftayı tam anlamıyla ‘ne yapacağımızı bilmemek’ üzerine koymamız gereken bir süre olarak değerlendirebiliriz! Bekleyip göreceğiz.