Lost in Play: Hayal Gücünün Kapılarını Aralayan Eşsiz Macera Oyunu

Neredeyse 35 yılı aşkın bir süredir sayısız point and click türündeki macera oyununu deneyimlemiş biri olarak, bu incelemeyi kısa tutmayı planlıyorum. Çünkü Lost in Play’in kalitesi ve eğlencesi konusunda bana güvenebileceğinizi düşünüyorum. Bu oyun, bugüne kadar oynadığım en güzel, en keyifli ve en sıcak macera oyunlarından biri ve türü seven ya da sevmeyen herkese tüm içtenliğimle tavsiye edebilirim.

Oyun ismi boşuna “Oyunda Kaybolmak” değil. İki kardeş olan Toto ve Gal, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak birlikte farklı bir oyun oynuyorlar. Gal, kutudan yapılan bir maskeyi takıp ayıya dönüşüyor ve Toto’yu kovalıyor; ancak bir anda kendilerini hayal dünyalarının içinde buluyorlar. Konumlandıkları dünyanın sınırında kurbağa heykelleriyle çevrili bir portal var ve gerçek dünyaya dönebilmek için çok fazla zamanları yok; zira bu portal, milyonlarca ışık yılı uzakta! Bu fantastik dünya, çocukların hayal dünyasından beklediğiniz türden tasarlanmış. Dev kediler, yeşil goblinler, sihirli ağaç dalları, yumurta bırakan tavuklar, parmak kuklalarına bayılan ahtapotlar ve dama oynamayı seven canavarlar bu dünyanın renkli sakinleri arasında.

Lost in Play’in içindeki büyüleyici detaylar gerçekten etkileyici. Oynadığım süre boyunca yüzlerce ekran görüntüsü aldım ve sürekli olarak “bu anı ölümsüzleştirmeliyim” diye düşündüm. Bir filmi çok beğendiğinizde herkese izletmek istersiniz ya, Lost in Play de benim için tam olarak bu deneyim. Göz alıcı animasyonlarını gösterip, herkesin bu oyuna merak salmasını istiyorum. Ve evet, tam da bunu yapacağım; birkaç satır yazıp görseller paylaşacağım. Bu muhteşem oyun, kendini satacak yeterliliğe sahip.

Oyunun bulmacaları gerçekten harika, son derece yaratıcı. Bazen Goblins oyunundakine benzer eğlenceli absürtlüklerle dolu. Klasik envanter bulmacalarına ek olarak mini oyunlarla zeka bulmacaları da mevcut ve bunları çözmek oldukça keyif verici. Tamamen diyalogdan uzak olan bu oyunda, çocuklar ve diğer karakterler kendi anlaşılmaz dillerinde iletişim kuruyorlar. Kurallar, Machinarium gibi oyunlardan hatırlayacağınız animasyonlar aracılığıyla sunuluyor. bazı bulmacalar ufak bir zorluk seviyesine sahip olsa da, basit olsalardı tadı çıkmazdı.

Lost in Play, 15 farklı bölüme sahip ve her bölüm, kendi hikayesini var eden bir çizgi dizi bölümü gibi kendini yeniden yaratıyor. Başlangıç ekranından önceki bölümlere geri dönüşler mümkün; bu durum, başarı avcılarına çeşitli olanaklar sunuyor. Happy Juice Games, Lost in Play ile muazzam bir işe imza atmış. Elbette, “şöyle olsaydı daha iyi olurdu” diyebileceğim birkaç nokta mevcut, ama bu durumu önermekten alıkoyamaz. Tek üzüntüm, oyunun fiyatının 32 TL’den 180 TL’ye fırlamış olması. Normalde bu tür fiyat artışları, Arjantin, Rusya gibi ülkeleri de etkilemesi gerekirken sadece bizim pazarımızda olduğu görülüyor. Umarım bu bir hata olup eski fiyatına geri döner. Aksi halde, bu fiyatta kalırsa, oyunu denemek isteyen kişi sayısı oldukça azalacak ve tüm bu övgülerim boşa çıkacak. Yine de, her ihtimale karşı oyunu mutlaka istek listenize eklemeyi unutmayın, böylece uygun bir indirimde alabilir ve unutulmaz bir macera deneyimi yaşayabilirsiniz.