Mario Strikers Battle League: Kaos ve Eğlencenin Birleşimi
Mario Strikers Battle League ile futbolun kaos ve eğlencesini bir arada yaşayın! Takımınızı seçin, strateji geliştirin ve rakiplerinizi yenin!
4 saat önce

Nintendo oyunlarını sevme sebeplerimden biri, belirli bir konsepti alıp kendilerine has benzersiz bir deneyim yaratabilmeleridir. Benim için golf ve tenis oynanması ilgi çekici değilken, Mario’nun tenis ve golf oyunları arkadaşlarımla birlikte en eğlenceli oyun deneyimlerim arasında yer alıyor. Futbolu izlemeyi seviyorum, bunu inkar edemem; fakat Mario Strikers’ı Gamecube’de oynadığımda aklıma gelen, bildiğimiz anlamdaki futbol değil. Bir kale ve bir top var ama geriye kalan her şey futbolla pek de ilişkili değil. Mario Strikers Battle League de benzer bir formülü uyguluyor; ancak burada oyunlardaki o “kontrollü kaos” daha çok kaos yönüne kaymış durumda.
Eğer Gamecube veya Wii üzerinde Mario Strikers oynamadıysanız, bu seriye en çok benzeyen oyun Goal 3 (Kunio Kun No Nekketsu Soccer League) olabilir. Oyunda özel vuruşlar mevcut ve faul yapmak sadece mümkün değil, gerektiğinde de yapılması zorunlu. Bunun yanı sıra, her durumda saha içindeki kaosla başa çıkmak gerekiyor. Bu durumu kötü bir şey olarak değerlendirmiyorum. Topu almaya çalışırken birden Donkey Kong tarafından duvara yapıştırılmak veya üzerime dev bir bomba düşmesi başlangıçta korkutucu gelebilir ama bunlara alıştığınızda pek de kötü olmayan bir deneyim haline dönüşüyor, inanın. Sonuçta bu patlayıcı ve kaydırma özellikleri içeren eşyaların oyuna dahil edilmesinin de bir mantığı var. Toplu karakterlere karşı her türlü şiddet serbest; ama Prenses Peach’e durup dururken omuz atarsanız, taraftarlar bu duruma tepki gösterebilir ve rakip takıma eşyalar vermeye başlayabilir. Yani, sert oynamak bir taktik olabilir, ama bunun sonuçlarını göz önünde bulundurmak da önemli. Atılacak bir gole göre rakip takıma gidecek değerli bir eşya sorun olmasa da, rakibe sürekli mühimmat sağlamak pek mantıklı değil.
Üç top bir penaltı
Bu serinin önceki oyunlarına göre üç belirgin farklılık bulunmakta. Önceden bir ana karakter seçip yanına üç yancı alıyorken, bu sefer tüm takımı Mario ailesinin üyeleriyle oluşturmak mümkün hale gelmiş. Mesela, Bowser, Wario ve Waluigi’den oluşan bir “gerçek kötüler” takımı kurmak hiç de zor değil. Ayrıca, arenanın eski oyunlara kıyasla çok daha dar olması da farklılıklardan biri. Eskiden topu aldığınızda, rakipler karşısında pozisyon alma veya pas atacağınız oyuncuya yaklaşmak için bolca zamanınız vardı; fakat şu an her pozisyonda en az iki rakiple karşı karşıya geliyorsunuz. En önemli değişikliklerden biri de eşya sistemi olmuş. Her karakterin hız, güç, şut gibi belirli özellikleri var ve genelde her karakter ortalama bir dengeye sahip; örneğin, Cristiano Ronaldo gibi olağanüstü hızlı bir karakter bulunmuyor. Eğer böyle bir karakter istiyorsanız, turnuva ve maçlardan puan kazanarak yeni forma ve zırh açmanız mümkün. Ancak bu zırhların dezavantajları da mevcut. Örneğin, hız bonusu sağlayan bir kask, şut tekniğini düşürüyor. Bu durumda, 25 yetenek puanını tamamen doldurmuş bir karakter, diğer yönlerden ciddi eksiklikler yaşayabiliyor.
Battle League içerik açısından da beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çevirimiçi maç yapabilmek, oyunun ömrünü 5-6 ay daha uzatıyor. Bir de buna ek olarak kupalar ve açılabilir zırh parçaları gelince, içeriği tam anlamıyla öğrenmek isteyen oyuncuların Mario Strikers’a bolca vakit harcayacakları aşikar. Nintendo’nun oyunlarını çıkışlarından yıllar sonra ücretsiz içeriklerle destekleme alışkanlığı olsa da, “Mario Strikers’ı aldım ve üç günde yapacak bir şey kalmadı” gibi bir durumla karşılaşmayacağınızdan eminim.
Prensesin kramponunu kim çaldı?
Oyunla ilgili tek büyük sıkıntım, Nintendo oyunlarına kıyasla biraz fazla “kontrolsüz” bir kaos olması. Saha gerçekten çok dar ve rakipleri geçmek, saldırılardan kurtulmak biraz şansa bağlı. Önceki oyunlarda, iyi bir pas verip bir defansı geçmediğinizde kaleciyle karşı karşıya kalmak mümkündü; ancak Battle League’de bu pek mümkün değil. Eski oyunlarda da halı saha havası vardı fakat bu, neredeyse minyatür bir halı sahaya dönüşmüş durumda. Ayrıca, gelen eşyaların etkisi de sahanın küçülmesi nedeniyle çok daha yüksek hale gelmiş. Bir bomba attığınızda, en az 2-3 kişi yere devriliyor. Eşyaların bu denli etkili olması, kaçış zıplamaları gibi hamlelerin etkisini azaltmış durumda, ki bunlar oyunu öğrenmekle gelen ustalık hareketleridir.
Mario Strikers Battle League, hem çevrimiçi oynama seçenekleri hem de bolca içeriği ile beni mutlu etse de, “Oynaması zor, öğrenmesi kolay” Nintendo formülünün biraz dışına çıkması nedeniyle tam anlamıyla içime sinen bir oyun olamadı. Eğer alırsanız, iyi zaman geçireceğinizden eminim; fakat benim üniversite dönemimde Gamecube ile yaşadığım sürekli oynanan o deneyimi sunamayabileceğinden endişeliyim. Bir futbol oyunu veya daha teknik bir deneyim bekleyen oyuncular biraz hayal kırıklığına uğrayabilir; fakat Mario Strikers, bir parti oyunu olarak hâlâ büyük bir potansiyele sahip.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?