Öncelikle, Spider-Man’in benim için ne kadar değerli bir karakter olduğunu aktarmak istiyorum. Bu kahramanı sevmemek elde değil, zira “halkın içinden biri” olması ve sıradan bir birey gibi günlük mücadeleler vermesi, onu son derece çekici kılıyor. Karakterin süper kahraman olmaktan kaynaklanan ikili kararsızlıkları, sadece Peter Parker’ı değil, çoğu insanı etkisi altına alıyor. Dolayısıyla, Spider-Man’ın dünya genelindeki popülaritesinin bir tesadüf olduğunu düşünmek çok da mantıklı gelmiyor. İşte bu yüzden, bir PC oyuncusu olmaya karar verdiğimde (veya olmak zorunda kaldığımda) en çok üzüldüğüm husus, Spider-Man markasıydı. İlk oyunla birlikte beklenen ikinci oyunun gelmeyeceği kaygısı içimi sıkıyordu. Sony’nin PC’ye oyunlar getirmeye başlamasıyla herkes, “Elbette her şey gelir ama Spider-Man gelmez” diyordu. Ayağımı yerden kesen bir umutla, Remastered sürümüyle PC’ye gelen ilk PlayStation oyunlarından biri olan Marvel’s Spider-Man’i deneyimleme şansı buldum.
Elbette ki, zaten aşina olduğum bir Spider-Man yapımıyla başlamak beni bir adım öne geçirdi; ancak senaryonun akışı ve görevlerin kalitesi nedeniyle tam anlamıyla içine giremediğimizi hissediyordum. Onun hikayesi, kusursuz bir oynanış ile birleştiğinde, ana oyunun yanı sıra ek içeriklerinde %100 başarıya ulaşmadan oyundan ayrılmadım. Oyun bitince, tüm ekipmanlarımın en üst seviyeye çıktığını düşündüğümde, yaptığım kombinasyonlar ve 144 FPS ile sunduğu akıcılık beni oldukça tatmin etmişti. Dolayısıyla, Spider-Man 2’nin daha iyi olup olmayacağı konusunda içimde bir merak vardı. Kesin bir yanıt veremem; zira bazı konularda kesin bir “hayır” ya da “evet” demek zor. Ancak, açıklamak gerekirse; bende kalp var, böyle aksiyon olmaz.
İkinci oyunun, hikaye anlatımı ve sunumu bakımından ilk oyundan belirgin şekilde daha iyi olduğunu düşünüyorum. İlk oyun, karışık ve yavaş bir tempo ile ilgi çekmiyordu. Ana karakterlerin zayıf bir temayla, son bölüme sıkışmış olması da sorunlardan biriydi. Ancak, ikinci oyunda yalnızca iki ana kötü karakter yer aldığı için, daha düzenli ve akıcı bir hikaye akışı sunulmuş. Elbette, bu yapı hala mükemmel değil; bazı tempo sorunları devam etmekte. Bu bağlamda, hikayeye kısaca değinmekte fayda var: Peter Parker, bir okulda öğretmen olmaktadır ve ilk iş günü Sandman’ın yarattığı sorunla başa çıkmak zorundadır. Sandman, Örümcek Adam’ları büyük tehlikelerle uyarsa da Peter’ın daha büyük problemleri vardır. Kariyerinde zorluklar, eski dostu Harry’nin gelişi ve sorunlar derken Kraven adlı bir tehditle karşılaşmak zorundadır. Hikayeye baktığımızda, ilk oyunun karmaşık yapısının yanında, ikinci oyunda daha net bir anlatım mevcut.
Tüh ya… Tüm bunların yanında, oynanış mekaniklerinde bazı değişiklikler dikkatimi çekti. Örneğin, yüksek hareket kabiliyetine sahip böyle bir karaktere akıcı animasyonlarla işleyen bir ağ atma sistemi sağladıkları takdirde gezinti eğlenceli olur; ama çevrede herhangi bir yapı yoksa bu süreç tam bir eziyete döner. İlk oyunun su kenarlarında oynamak zorunda kalmak, beni oldukça huzursuz ediyordu. Bu sorun, önceki versiyondaki ağlar sayesinde büyük ölçüde çözülmüş durumda. Özellikle haritanın genişlemesiyle birlikte bu düzenin ne denli güzellik yarattığı, köprü geçişlerinde daha da belirginleşiyor. Yanı sıra dövüş mekanikleri de güncellenmiş. Parry mekanizmasıyla, saldırıları geri yansıtmak mümkün hale gelmiş; ancak ben pek kullanmadım. Çoğu zaman kalabalık düşmanlara karşı hangi eylemi yapmam gerektiğine karar vermekte zorlandım. Sonuçta bu çatışmalara kendi tarzımla devam ettim. Yani, “Nasıl oynamak istiyorsanız öyle oynayın” yaklaşımının desteklenmesi güzel bir detay.
Yetenek ağaçları ve ekipman konusuna gelecek olursak, ekipman sayısı 8’den 4’e düşürülmüş. Bu durum, değişen bazı unsurlara rağmen, çeşitli yeni yeteneklerin eklenmesiyle telafi edilmeye çalışılmış. Ancak ilk oyunda yapabildiğim kombinasyonları gerçekleştirememem, açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. İlk oyunda oldukça etkili bir yapı kurabilme imkanım varken, ikinci oyunda neredeyse bu özelliklerin kaybolmuş olduğunu gördüm. Yetenekleri kullanmak son derece tatmin edici; fakat çoğu zaman beni kısıtlayan bir yapıya sahip.
PC’de Marvel’s Spider-Man 2 deneyimim, ilk oyunun optimizasyon faktörüne göre oldukça farklıydı. İlk oyundaki akıcılık hatırlanacak gibi değil; ama bu oyun, kurulum sorunları taşımakta. Klavye-fare kontrolleri o kadar kötüydü ki geçtiğimiz zamanlarla karşılaştırmayacak kadar geride kaldı. Kart başına mevcut olan sorunları bir de yazılım bazı sorunlarla birlikte yaşadım. Bazı animasyonlarda takılmalar meydana gelirken, şehri rahatça dolaşmak da rahatsız edici olabiliyordu. Ancak belirteyim ki, bu sorunlar Steam incelemelerinde bahsedilenler kadar yıkıcı hatalar değil. Yine de oyun üzerinde devam eden güncellemeler neticesinde ileride daha iyi bir oynanış sunulabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak, Marvel’s Spider-Man, PC’de oynanması gereken bir deneyimdi; ancak Marvel’s Spider-Man 2 için aynı duyguları yaşamak ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Örneğin, PS4 sahiplerinin PC’ye geçmek konusunda haklı sebepleri varken, PS5 sahiplerinin neden PC’ye geçmesi gerektiği konusunda net bir görüşüm yok. Ancak gelecekte düzeltmelerle birlikte, PC oyuncularının tam anlamıyla bu deneyimi yaşamasını sağlayabilecek değişiklikler yapılması olasıdır.