Marvel’s Spider-Man Miles Morales: Kısa ama Etkileyici Bir Deneyim

Onca harika özel oyuna rağmen, uzun bir süre Playstation sahibi olamamış ve oyun sohbetlerine uzaktan bakmak zorunda kalmış biri olarak, şimdi oldukça keyifli günler geçirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. David Cage’in eserlerinden, Horizon, ana Spider-Man oyunu ve Uncharted koleksiyonuna kadar pek çok deneyimle, konsol oyuncularının neden bu kadar sevinçli olduğunu bizzat yaşayarak anlama fırsatım oldu. Nihayetinde, Marvel’s Spider-Man Miles Morales bu etkileyici serinin son halkası olarak karşımıza çıkıyor.

Aslında oyunun sunduğu içerik ve fiyatı, Playstation’a çıkışından bu yana oldukça tartışmalı bir konu haline geldi. Durumu net bir şekilde değerlendirecek olursak, oyun kesinlikle belirlenen bu fiyatı hak etmiyor. Belirli bir noktada, ana oyuna kıyasla bu fiyatın uygun olmadığını söyleyebilirim; ancak Miles Morales ne kalite olarak ne de süre açısından kötü bir oyun değil. Mesela ana görevi tamamlamak için 10 saatten daha az bir süre yeterli olsa da, haritadaki her şeyi %100 tamamlamak isterseniz, bu süre üç dört saat daha uzayabiliyor. Tüm başarımları açmanın bir diğer yolu, NG+ ile oynayarak zamanı 20 saate kadar çıkarabilmek. Ana oyunda tüm başarımları -DLC dahil- 40-45 saatte tamamladığımız düşünüldüğünde, aradaki içerik farkı oldukça belirgin. Sonuç olarak, yirmi saat içerik sunan bir oyun pek kısa sayılmaz; ancak ilk oyunun baskın içeriği göz önüne alındığında, Miles Morales’in elli dolarlık bir fiyata sahip olması gerçek anlamda tuhaf bir tercih.

New York’ta kış mevsimi bambaşka bir deneyim sunuyor. Kısaca oyunun hikayesini özetlemek gerekirse, MJ’in peşinden Sabel’ın memleketi Symkaria’ya giden Peter, New York’un güvenliğini Miles’a emanet ediyor. Zira ikili en sonPeter’ın zor durumda kaldığında, Miles ona yardım etmişti. Burası, karlarla kaplı bir New York’ta Miles’ın hem şehirdeki tesisat işlerini üstlendiği hem de enerji şirketi Roxxon ile çatışan Underground adlı suç örgütüyle mücadelesini verdiği bir hikaye. Hikaye, Miles’ın Peter’ın eksikliğinde tek Spider-Man olma sorumluluğunu nasıl üstlendiğini, babasının kaybını nasıl karşıladığını ve çeşitli ilişkilerini derinlemesine işlemesi açısından da oldukça zengin. Roxxon-Underground çatışması, daha çok Miles’ın kişisel yolculuğu ile bağlantılı olarak sunulmuş.

Miles’ın bu duygusal yolculukları beni derinden etkiledi; fakat tek sıkıntım, Peter ile birlikte oldukları ilk önemli görevde “her şeyi mahvediyorum” gibi duygu dolu diyalogları olan bu ergen karakterin, kısa bir süre içerisinde esas Spider-Man’den daha güçlü hale gelmesi oldu. Elbette, Miles’ın görünmezlik gibi yetenekleri oyunun zevkini artırıyor; ama keşke bu yetenekler, oyunda daha dengeli bir şekilde sunulsaydı. Yani hem oynanış açısından hem de hikayenin akışıyla, Miles’ın gücü daha dikkatli bir şekilde işlenmeliydi. Çizgi romanlarda Miles’ı takip etmediğim için o kısımla ilgili pek bir bilgim yok; fakat bu dönem, bence “Into the Spider-Verse” animasyonuyla daha başarılı bir şekilde işlenmişti.

Oyun sırasında dikkatimi çeken diğer bir olumlu yön ise, yan görevlerin ana oyuna göre çok daha iyi tasarlanmış olması. Kudos’un Spider uygulaması üzerinden, her suç türünü bir kere engellemek yeterli. Ayrıca bu mini yan görevler oldukça çeşitli ve eğlenceli; Miles’ın ikinci Spider-Man olarak şöhret basamaklarını yavaş yavaş tırmandığını görmek güzel bir detay. Ana görevlerle bağlantılı yan görevler de hikayeyi ve karakter gelişimini etkili bir şekilde taşıyor. Sinematik bölümlerin çıkarılması, bazı oyuncular için hoş bir yenilik olmasına rağmen, bazı unsurların ilk oyunun kopyalanması dikkat çekici. Ancak, genel olarak oyunun daha kısa olması, tekrar eden görevlere olan ihtiyacı azaltmış gibi görünüyor.

Performans açısından, oyunun PC versiyonunun nasıl çalıştığını kıyaslayacak bir şekilde çoğu zaman başarılıydı. Belirli anlarda tuhaf hatalarla karşılaştım; özellikle de yerin içine düşmeler ve ses-görüntü senkronizasyonu hataları dikkat çekiciydi. Ancak genel olarak, önceki oyunun çıkış öncesi sürümüne kıyasla çok daha iyi bir performans sergiledi. Oyun FSR 2.1 ve DLSS 3 gibi performans artırıcı seçeneklerle destekleniyor ki bu da başlı başına bir avantaj. Şu anda tamamen oynanabilir olmasa da, birkaç güncelleme ile çok daha iyi bir hale gelebilir.

Özetlemek gerekirse, Miles Morales, ara oyun olarak doğru dokunuşlarla hayata geçirilmiş, kısmen politik doğru bakış açısıyla ele alınmış olsa da, fiyata göre biraz kısıtlı bir deneyim sunuyor. Playstore gibi platformlarda ana oyunun daha uygun fiyatlı bulunabiliyor olması göz önüne alındığında, mevcut şartlarla bu oyunu almak zor. Ancak, kendi başına değerlendirildiğinde, kısa da olsa eğlenceli bir oyun deneyimi sunduğunu unutmamalıyız. İyi bir indirimde, hem ana oyunu sevenlerin hem de Spider-Man hayranlarının kaçırmamaları gereken bir yapım olmakla birlikte, önerimdir!