MGS Delta: Metal Gear Solid 3’ün Yeniden Yapımında Neler Değişti?

MGS Delta, Metal Gear Solid 3’ün yeniden yapımında yapılan değişiklikleri keşfedin. Yenilikler ve nostalji dolu detaylarla dolu bir analiz!

admin

Unreal Engine 5’in sunduğu çeşitli avantajlar sayesinde, AAA yapımların üretim süresi uzayıp maliyetleri artarken, bu nesilde daha çok AA oyunlarına ve Remake/Remaster projelerine yönelindi. Bildiğiniz gibi, Sony bu konsol döneminin başlangıcını Demon’s Souls Remake ile yapmıştı. Xbox ise Game Pass’e dahil ettiği oyun sayısını artırmak için yeniden yapımlara daha fazla ağırlık vermeye başladı. Oyuncular için bu nesilde neyin yeniden yapımına para harcayıp hangisine harcamayacaklarını sorgulamak hala önemli bir konu. Remake trendi oyun sektöründe hüküm sürerken, Geek topluluklarındaki tartışmalar da hangi oyunun hangi versiyonundaki özelliklerin ne ölçüde korunduğu etrafında alevlenmeye devam ediyor. Ben de bu yeniden yapımlardan biri üzerine yazmaya karar verdim. Zira Metal Gear Solid, oyun dünyasında oldukça ikonik bir seridir ve Snake Eater da bu serinin en unutulmaz oyunlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Tam olarak bu incelemeyi, 20 yıllık oyun hayatımda Metal Gear oynamadan gelen yazar olarak gerçekleştirmek istedim. Puro içene yılan bile dokunmaz.

Öncelikle, incelememin sınırlı bir çerçeveye sahip olabileceğini belirtmeliyim. MGS Delta’yı normal şartlarda, Kojima’nın yarattığı başka bir yapımla tanışmamış biri olarak ben incelemek istemiyordum. Ancak bu seriyle ilgili daha deneyimli yazarlardan birinin incelemesi daha uygun olabilirdi. Fakat konsol odaklı yazar arkadaşlarımın, KONAMI’nin sadece PC kodlarını yollaması nedeniyle MGS Delta benim kucağıma düştü. Bu sebeple MGS hayranları, incelememde bazı noktaların çok eleştirel bazı kısımların ise aşırı liberal olduğunu düşünebilir. Öte yandan, oyunu ilk defa bu sürümle deneyimleyecek olan okuyucularım için bakış açımın daha anlamlı olacağını düşünüyorum.

Snake Eater, Metal Gear serisinin beşinci, Metal Gear Solid serisinin üçüncü oyunu ve kronolojik olarak serinin ilk oyunu olarak tanımlanıyor. Solid Snake’in klonlandığı Naked Snake’in, 1964 yılında gerçekleştirdiği bir görevin ardından Big Boss unvanını nasıl kazandığını anlatıyor. Bir “prequel” olarak, serinin diğer oyunlarına birçok atıfta bulunuyor; ancak seriye yeni girecekler için uygun bir başlangıç noktası olma özelliğini de taşıyor. Aynı zamanda, markanın en sevilen oyunu olması nedeniyle yeniden hayat bulması, seriye can suyu verebilecek bir yolculuk sunuyor. Ayrıca, KONAMI’nın bu oyunu seçmesinin ardında, yeniden tasarlamak zorunda kalacakları Metal Gear Solid 1’i görmek istemeleri yatıyor olabilir. Mücadelenin yoğun olduğu Soğuk Savaş dönemine dönerken, MGS Delta, orijinal oyunla benzer bir ton korumak adına elinden geleni yapıyor. MGS Delta’nın sinematikleri kelimesi kelimesine orijinal oyundan alınmış. Görselliği, yüksek kaliteli Unreal Engine 5 grafiklerine uyarlarken, sanat tasarımını kenara koyduğunuzda, anlatım, orijinal MGS3’ün aynısı. Yani eğer oyunu daha önce biliyorsanız, yeniden yapımın yeni yüzünü beğenip beğenmediğiniz belirleyecektir.

Tatlı Eva yılanı deliğinden çıkarır. Peki, orijinal MGS3’ü oynamamış biri olarak Delta’da beni neler bekliyor? Öncelikle, ciddiyet ile eğlenceli unsurların harmanlandığı ilginç bir tonla karşılaşacaksınız. Politik dramayı, tarihi kurguyu fantastik elementler, eğlenceli jestler ve seslendirmelerle bir araya getiriyor. Olaylar hız kazanıp rayına oturduğunda, hikaye takibi oldukça keyifli hale geliyor ve sonlara geldiğinizde tahmin edemeyeceğiniz ters köşelerle karşılaşıyorsunuz. Belirgin Japon klişelerinin bile arkasında, karakterler arasında yer yer derin hikaye çözümlemeleri gizli. Yine de hikayenin kurulması biraz uzun sürüyor; karakterlerin detaylı bilgi verişleri (exposition dump) gözlemleniyor ve Hideo Kojima’nın tarzının herkese hitap etmeyebileceği anlaşılıyor.

Death Stranding ve MGS3 arasında bir karşılaştırma yapacak olursak; MGS3, Kojima’nın Konami bünyesinde çalışmasından mı yoksa başka bir döneminden mi kaynaklandığını bilmiyorum ama burada tarzını daha kontrollü bir şekilde ifade ettiğini düşünüyorum. Hikaye, genel olarak daha derli toplu bir anlatım sunuyor. Her iki oyunda da uzun ve zıt köşeleri olan bir hikaye bulunsa da, MGS3’teki sinematikler daha kısa ve etkili. Ayrıca, anlatının akışı, Death Stranding’den çok daha uyumlu. Ancak, her iki yapımda kullanılan farklı görsel diller, oyuncular üzerinde farklı etkiler yaratıyor. MGS Delta ise, MGS3 ve 5 arasındaki tasarım diliyle Kojima’nın tuhaflığını daha sindirilebilir hale getiriyor. Bu nedenle, Death Stranding ile girilen bu yolculukta, MGS’nin hikayesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.

Her deliğe elini sokma, ya Rus çıkar ya casus. Zira ben bulamadım. Death Stranding’ın oynanışından keyif almış biri olarak, MGS Delta’nın da benzer bir tat bırakmasını bekliyordum. Ancak MGS3 ile DS arasında 15 yıl bulunmasına rağmen Snake Eater’ın eskimemiş olmasını beklemezdim. Benim için uzun zamandır MGS’nin kalitesini duyduğum için, oynadığımda hala kendimi onun biraz daha sonra çıkan Splinter Cell Chaos Theory’yi tercih ederken bulmak beni şaşırttı. Evet, MGS3’ün farklı sürümleri mevcut. Orijinal versiyonu, RE4’ten sadece birkaç ay önce piyasaya sürüldü ve bu durum RE4’ün oyun sektöründeki devriminde önemli bir yer tutuyor.

Orijinal MGS3, sabit kamera açılarıyla oynanan bir oyunken, Subsistence versiyonunda ise serbest 3D kamera ekleniyor. Serbest kameranın eklenmesi, oyunun gizlilik ve gerilim hissiyatını etkiliyor. Bu nedenle MGS Delta, Subsistence gibi bir görünüm sunuyor ancak iki farklı kamera arasında geçiş yapmak için menüye gitmeniz gerekiyor. Zorluğun artırılması adına KONAMI denemeler yapsa da, oyun, standart zorlukta pek bir tehdit oluşturmuyor. Düşmanlar, alana bol miktarda dağıtılmakla beraber, düşmanın yapay zekası da yeterince etkili değil. FPS oranları ve grafik kalitesi oldukça iyi olsa da, oyun, bazı teknik sorunlar yaşayabiliyor.

MGS Delta, Unreal Engine 5’in bilindik sorunlarını gün yüzüne çıkarıyor. Shader Warmup süreci oldukça uzun sürerken, grafik ayarları da sınırlı seçenekler sunuyor. Genel anlamda, bu şekilde sabit kalan bir yapım, modern oyuncular için hayal kırıklığı yaratabilir. Her ne kadar orijinal deneyimi korumak önemliyse de, yeni nesil oyunlar için daha fazla yenilik yapılmasını beklemek doğal. Her durumda, Delta; eğer gelişim ve değişim olmaksızın, sadece grafikleri yenilenmiş bir deneyim sunuyorsa, bu bile oyuncuların beklentilerini karşılamakta yetersiz kalabilir.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version