Modern Warfare İncelemesi: Yeni Bir Başlangıç

Modern Warfare incelemesiyle yeni bir başlangıca hazır olun! Oyun dünyasındaki yenilikler ve deneyimler hakkında detaylı bilgiler burada.

admin

2008 Yılına Dönüş

Tarih, 2008 yılının Şubat ayı… Dışarıda lapa lapa kar yağıyor ve ben arkadaşlarımla birlikte sık sık Call of Duty 2 oynadığımız internet kafeye doğru yola çıkıyorum. Kafeye girdiğimizde montlarımızı astıktan sonra, bizi tanıyan kafe sahibi “size bir sürprizim var” diyerek heyecanımızı artırıyor. Biz “bedava tost” naraları atarken, o Call of Duty 4’ü koyuyor önümüze. Oyunu başlatmamızla birlikte hepimizin hayatı bir anda değişiyor. Saatlerimizi, günlerimizi hatta bayram tatillerimizi yutan Call of Duty 4: Modern Warfare, ekibimizin ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Aynı internet kafede düzenlenen turnuvayı kazanarak birer laptop sahibi bile oluyoruz. Bu sayede 2009’da çıkan Modern Warfare 2’yi kendi bilgisayarıma yükleyip oynama fırsatı buluyorum. Odamda, Oyungezer’in 2009 Aralık sayısından çıkan dev Cpt. McTavish posterini yapıştırarak kendimi efsanenin kollarına bırakıyorum. Aradan geçen yılların ardından geriye ne emektar bilgisayarım, ne eski klanım, ne de posterlerim kaldı. Ancak yıllar sonra, benim için anlamı büyük bir oyunun incelemesini yıllardır takip ettiğim bu platformda yazmak, kaderin bir cilvesi gibi görünüyor.

Yeni Modern Warfare’a Giriş

Açıklandığı günden beri merakla beklediğim oyunun beta sürecinde izlenimlerimi aktarma fırsatı bulmuştum. Fakat bu yazıda, serinin seçtiği yeni yolu derinlemesine inceleyeceğiz. Gelin, Modern Warfare’in doğrularına ve yanlışlarına birlikte bakalım. MW serisini Call of Duty’den farklı bir yerde tuttuğumu belirtmem gerekir. Bu sebeple, bu incelemede oyunu ait olduğu Modern Warfare serisi ile sık sık kıyaslayacağım.

Yine mi Kötü Rus Adamlar?

Öncelikle, serinin temelindeki ana hikayeden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz üzere Activision ve Infinity Ward, yeni oyunun tüm seriyi hafiften sıfırlayacağını aylar öncesinden açıklamıştı. Yapımcı ekip, inşa etmek istediği hikayenin tam ortasına -yine- oyun tarihinin en efsane sakallarından birine sahip Captain Price’ı yerleştirmiş. Temelinde efsanevi 1-4-1 ekibinin kuruluşunu anlatan hikaye, modern dünyanın korkutucu savaşlarını gözler önüne sermek için tasarlanmış. Böyle bir açıklama okuduğunuzda, serinin nereden başlayacağını, hikayesini ve detaylarını merak ediyorsunuz. Infinity Ward’un yeni oyununun beni çok daha derin bir hikaye ile karşılayacağını beklerken, yanıldığımı fark etmem birkaç dakikamı almadı. Rus askerlerini ekranda gördüğüm an içimi bir huzursuzluk kapladı. Haklı çıktığımı gördüğümde ise kalbimde bir nebze kırıklık hissettim. Klişe. Modern Warfare’in senaryosunu tanımlayabilecek tek kelime bu olacaktır. Her zamanki gibi, süper kahraman rolünü üstlenen Amerika, Rus işgali altında can çekişen Urzikstan adındaki kurgusal bir ülkenin yerel halkına yardım ediyor. Yine kötü bir Rus karakterimiz, Rusça bağıran askerlerimiz ve farklı terörist gruplar oyunun içinde kendine yer bulmuş. Bu gruplara da kısaca değinmek istiyorum zira zaman zaman kafa karıştırıcı olabiliyorlar. Biri, ‘ana karakter grubunda’ bulunan Farah’ın yönettiği Urzikstan özgürlük ordusu; diğeri ise Al-Qatala isimli kurgusal bir organizasyon. Motivasyonları ve hedeflerine ulaşma şekilleri farklı olsa da, temelde iki grubun da asıl amacı Rus işgalinden kurtulmak.

Bravo 0-6 Going Dark

“Karakter grubu” diyorum, zira Modern Warfare bu kez bizi pek çok karakter ile karşılıyor. CIA ajanı Alex’ten, özgürlük ordusu komutanı Farah’a, hatta İngiliz SAS subayı Kyle Garrick’e kadar tüm karakterleri farklı bölümlerde oynama fırsatı buluyoruz. Tam da bu noktada, Infinity Ward’un yapmak istediği şeyi anlıyorsunuz. Fakat hepimizin çok iyi bildiği gibi, bir şeyi istemek ile yapmak arasında büyük bir fark var. Önce Captain Price’tan başlayalım… Açıkçası bu oyunda efsanevi karakterin geçmişi ile ilgili önemli detayların ortaya çıkmasını bekliyordum. Bazı fragmanlarda genç Price’ın görünüyor olması, hatta Alex isimli yeni karakterimizin adeta Price kopyası olması dikkatimi çekmişti. Kafamda senaryolar yazıyor, Alex’in Price’ın oğlu olabileceğine bile inanıyordum. Ancak tahmin ettiğiniz gibi, kafamda kurduğum hayallerin tamamı çöpe gitti. Captain Price, Modern Warfare serisini sevenler için bir fan service olmaktan öteye geçemiyor. Hikayenin önemli bir parçasında yanımızda olsa da, kendisiyle bu kadar uzak hissettiğim bir deneyim yaşamamıştım. Birkaç sahne dışında, karakterin motivasyonu ve kim olduğu ile ilgili hiçbir şey öğrenemiyoruz. Aynı durum serinin baş kötüleri için de geçerli. Barkov kendinden nefret ettirmeyi bir şekilde başarırken, çok daha ilginç karakterler olan Al-Qatala lideri Wolf ve sağ kolu Butcher hakkında hiçbir şey öğrenemiyoruz. Her yerde olduğu gibi burada da Nick Tarabay’e yazık edilmiş. Açıkçası Kyle Garrick ve Farah’ın karakter gelişimi konusunda zirveye oynadığını düşünüyorum. Garrick, oyunun en başında her şeyi doğru yapmaya çalışan bir asker olarak karşımıza çıkarken, oyun sonunda doğru olduğuna inandığı şeyi yapmak için her şeyi göze alan bir komandoya evriliyor. Farah ise intikam yeminleri eden bir teröristten, ülkesini kurtarmak isteyen bir militan gibi görünmeye başlıyor gözünüze.

Yeni Bir MW

Yine de Infinity Ward’un hakkını yemek istemiyorum. Yapımcı ekip, oyunun atmosferini tamamen değiştirmiş. Yeni oyun, serinin tartışmalı No Russian bölümünden çok daha ağır sahnelere ev sahipliği yapıyor. Zaman zaman savaşın yıkımını deneyimliyor, zaman zaman çocuk infazları ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu yüzden, 50 kalibrelik Lapua ile ateş ettiğinizde askerlerin patlaması gibi detaylar ilginç gelmemeye başlıyor. IW, atmosfer konusunda da kendini aşmayı başarmış. Hele ki oyunun en sevdiğim bölümü olan Clean House’da işin rengi adeta değişiyor. Bir hücre evini bastığınız bu bölümde gece görüş dürbünleri ile kimin sivil, kimin terörist olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz. Yavaş yavaş girilen odalar, telsiz konuşmaları ve askerlerin formasyonları “Allahım Swat mı?!” nidaları atmama sebep oldu. Buna ek olarak, oyunun ciddi anlamda zorlaştığını da söylemeden geçemeyeceğim. Yıllardır oynuyor olmamın verdiği gaz ile Hardened zorluk seviyesinde başladığım oyun, zaman zaman canıma okuyarak, bildiğim Modern Warfare oyunlarından biri olmadığını anlamama yol açtı.

Meydan Muharebesi

Evet, Infinity Ward, bildiğimiz Modern Warfare serisini gerçekten değiştirmiş. En azından değiştirmek için büyük bir adım atmış diyebiliriz. Çünkü oyunun çok oyunculu kısmı, daha önce yaşamadığınız bir MW deneyimi sunuyor. Hepimizin bildiği gibi, MW serisinin yüzde 50’lik kısmı çevrimiçi deneyime ait. Kendime oldukça güvenerek daldığım bu kısımda, ilk birkaç saat sudan çıkmış balığa döndüm. Koşmaya çalışıyor, rakiplerin arkasına geçmeye uğraşıyor ve tüm çabalarıma rağmen ölmekten kurtulamıyordum. İşte tam da bu noktada, alıştığım her şeyin değiştiğini fark ettim. Örneğin, serinin diğer oyunlarından alıştığımız run & gun, yani koş ve saldır stratejisi neredeyse yerle bir edilmiş. Kimseyi arkalayamadığınız gibi, etrafta pusu kuran oyuncuların en kolay hedefi haline geliyorsunuz. Bu da ilk saatlerde oyuna ve insanlara sinirlenerek oyundan çıkmanıza yol açabiliyor. Ancak bu saatlerin ardından kendi oyununuzu bularak yeni Modern Warfare’in sunduğu harika çevrimiçi deneyime ulaşabiliyorsunuz.

Arkacı_boss06

Oyunun hızının düşmesine yol açan başlıca sebeplerden biri de serinin yeni silah mekanikleri. Şahsen, hiçbir Modern Warfare oyununun bu denli gerçekçi mekaniklere sahip olduğunu hatırlamıyorum. Silahı kullandığınızı hissediyor ve çeşitlerine göre nasıl davranacağınızı öğrenebiliyorsunuz. Hiçbir zaman keskin nişancı tüfekleri kullanmadığım serinin içerisinde, ilk kez bu tipteki silahları tercih etmeye başladım. Çünkü tahmin edebileceğiniz üzere, keskin nişancı silahlarının verdiği vuruş hissi ve tepkisi adeta boyut değiştirmiş. Bir de buna geniş silah özelleştirme sistemleri eklendiğinde, mekanikler tadından yenmeyecek hale geliyor. Infinity Ward, öyle derin bir silah özelleştirme sistemi geliştirmiş ki, 1. seviyede kullandığınız silah ile 10. seviyedeki silah arasındaki farkı net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Bu sayede, oyunda kötü bir silah gibi bir durum söz konusu değil. Her silah, seviye aldıkça çok daha tehlikeli hale geliyor. Bu, oyuncuların nabzına göre şerbet vermeyi başaran bir durum. Ayrıca beta sürecinde de katliama sebep olan pompalı tüfekler hala çok güçlü. Score streak’lerin yerini tekrar killstreak sistemine bırakması da oyunun yavaşlamasının ana sebeplerinden biri. Oynadığım pek çok oyunda, yerinden kıpırdamadan bekleyen ve sadece önünden geçenleri vuran kişilere rastladım. Frag almanın bu denli önemli hale gelmesi, görev hedeflerinin arka planda kalmasına yol açıyor. Ayrıca, harita tasarımlarının da “flank” pozisyonlarına pek uygun tasarlanmadığı da ortada. Bunların tamamı birleştiğinde, oyunun zaman zaman aşırı yavaşladığı göze çarpıyor. Açıkçası, en sevdiğim mod yeni Ground War modu oldu. 32 kişilik haritalarda büyük savaş hissiyatının verilişi oldukça keyifli. Takımınızla daha içli dışlı olabildiğiniz bu mod, zaman zaman Battlefield hissi de yaratmadı değil.

Spec Ops

Elimizde gerçekten yeni bir Modern Warfare deneyimi var. Serinin hayranları, eminim ilk başlarda çevrimiçi oyun modunda zorluk çekeceklerdir. Öte yandan, oyuna alıştıktan sonra kopamamaya başlayacağınıza da eminim. Toparlamak gerekirse, Call of Duty serisinde yeni bir sayfa açılacak gibi görünüyor. Infinity Ward, ilk adımları atmış olsa da bu geçişi henüz tamamlayamamış gibi. Yine de çevrimiçi modun genişliği ve oyunun bir anda sizi kendinize bağlaması, bazı eksilerin önüne geçiyor. Bir sonraki Modern Warfare oyununun ne gibi yeniliklerle geleceğini şimdiden merak ediyorum.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version