Need for Speed Unbound: Yenilikçi Modifikasyonlar ve Yetersiz Polis Takibi İncelemesi

Need for Speed Unbound, yenilikçi modifikasyonları ve yetersiz polis takibi ile heyecan verici bir yarış deneyimi sunuyor. İncelemenizi kaçırmayın!

admin

Bu inceleme öncesinde, sizden kabul etmenizi istediğim basit bir gerçek var; uzun bir zamandır gerçekten iyi bir Need for Speed oyunu çıkmadı. Geriye dönüp baktığımızda, arşivimizde çok kötü ve görece vasat oyunlar var. Ancak, aslında çok da kötü olmayan birkaç Need for Speed oyunu da mevcut. Gerçekten iyi bir NFS oyununu göremememizin temel nedeni, yıllar boyunca çıkan her oyunun birbirinden farklı tarzlar denemesi ve marka olarak herhangi bir konum elde edememesiyle ilgili. Birçok NFS oyununda yenilikçi fikirler bulunmasına rağmen, bu fikirler ya kısa yapım süreleri nedeniyle gelişemedi ya da gerçek potansiyellerini bulmaları için birden fazla oyun süreci gerektiriyordu. Ne yazık ki, önceki oyunun tarzını ve oyun stilini sürdüren bir NFS gelmediği için, tutarlı bir NFS deneyiminin nasıl olabileceğini hiç göremedik.

Bu durumun farkında olan Electronic Arts, NFS markasını Criterion oyun stüdyosuna emanet etmenin ötesinde, onlara Need for Speed Heat’in ruhani devam oyununu yapma görevini de verdi. Criterion’un geliştirdiği Need for Speed Unbound, kesinlikle Heat’in bir devamı değil. Sürüş hissiyatı ve oyun döngüsü açısından birçok ortak unsur mevcut olsa da, oyun içindeki dil ve stil büyük farklılıklar gösteriyor. Heat’in canlı renkleri ve Miami gecelerinin yerini, Unbound’da daha karanlık bir atmosfere yaklaşıyoruz. Ayrıca, oyundaki karakterlerin arabalarla birlikte oluşturduğu duman ve izler, belirgin bir çizgi film havası taşıyor. İlk videolarını izlediğimde ne düşüneceğimi bilemedim; fakat bir kez alıştıktan sonra kendimi Forza Horizon ve Grid benzeri gerçekçi efektlere karşı yadırgarken buldum. Bu çizgi film tarzı efektler, o kadar çekici ki, gerçek hayatta arabamın arkasından cel shade’li dumanların çıkmasını isteyebilirdim. Eğer modifiye kültürü, sıradanlıktan farklılaşmak ise, Need for Speed Unbound bunu hakkıyla başarıyor.

Anadolu’dan Bugatti’ye

Her NFS oyununda görülen sıfırdan zirveye oynama teması, Unbound’da oldukça güzel bir şekilde işlenmiş. Ana karakterimiz, bir modifiye dükkanında çalışarak, dükkanı yeniden ayağa kaldırmak amacıyla yarışlara katılıyor. Bu süreçte dost olan düşmanlar, düşman olan dostlar ve elbette yeni yüzler hikayeyi hızla ilginç bir maceraya dönüştürüyor. Need for Speed Heat’in sevdiğim yönlerinden biri, karakterin gündüzleri daha çok yasal yarışlara katılması, geceleri ise polis takibi olan yeraltı yarışlarına geçmesiydi. Unbound’da gece ve gündüz döngüsü mevcut, ancak gündüz yasal, gece ise yasadışı yarış ayırımı yok. Her yarış yasadışı olsa da, yarışın boyutuna göre polislerin ilgisi değişebiliyor. Maddi getirisi yüksek yarışların çoğu, beraberinde “heat” (ısı) getirmekte. Yeterince heat toplayarak “alevlenirseniz”, daha güçlü ve agresif polis araçları peşinize düşüyor ve onlardan kaçmak daha da zorlaşıyor. Bu yüzden, başlangıçta polislerin dikkatini çekmeyen daha basit yarışlara yönelmek, sonrasında daha riskli etkinlikler denemek akıllıca bir strateji olabilir.

Oyunun asıl hikayesi, ana karakterin haftalık büyük turnuvalar için para kazanarak araçları ayarlamasına odaklanıyor. Her yarış için farklı bir araba sınıfı ve giriş bedeli mevcut. Örneğin, 10.000 $ giriş ücretli bir yanlama karşılaşmasına katılıp 60.000 dolar kazanmak veya ücretsiz olan bir yarış ile önceki yarışın masrafını çıkarmak gibi pek çok seçenek var. Need for Speed Unbound, bahis sistemini oyunculara yarışları yeniden başlatmak için sınırlı haklar vererek anlamlandırmış. Genellikle, her gün için yarışabileceğinizden fazla etkinlik mevcut ve hepsine katılmak pek mantıklı değil. Her yarış, arkanızdaki polis sayısını artırırken, yeniden başlatma hakkınızın kalmaması durumunda yaşanacak bir kaza büyük sorun oluşturuyor. Her yarışın karlı olacağına dair bir kural yok; son sıralarda bitirirseniz, giriş ücreti olarak harcadığınız parayı bile kaybedebilirsiniz.

Gözünü dört açan bir yarışçı seçim yapmaz ama Unbound’da başarılı olmak için öncelikle akıllı tercihlerin yapılması gerekiyor. Bir yarışa girmeden önce o yarışın temasını anlamak mümkün. Her araç da her yarış türünde başarılı olamıyor. Örneğin, Mitsuhishi Evo ile Speed Race’lerde düşük maksimum hızım nedeniyle zorlanırken, yüksek kalkış hızı ve manevra yeteneği gerektiren “corner king”lerde ise kimseyi yanımda görmek istemiyordum. İster ortalama bir araç yapıp her yarış için iddialı olun, bu durum da her yarışı gereğinden fazla zor hale getirecektir.

Yanlama modu dışında gelen tek özgün mod, Takeover olarak karşımıza çıkıyor. Bu modda, noktalar arasında puan toplayarak, dubalara çarparak ve yanlayarak kombinasyonlar oluşturarak puan kazanmanız gerekiyor. Birinci olmak için diğer yarışçıların skorlarını geçmek yeterli.

Need for Speed Heat’i deneyimlediyseniz, Unbound’un sürüş sistemi, Heat’le büyük oranda benzerlik gösteriyor. Yüksek hızlarda araç kontrolü çok daha kolay. Bununla birlikte, “Ben yanlamakla uğraşmadan düzgün yarış çizgimi izleyerek virajları alacağım” diyen oyuncular için yol tutuşu daha güvenilir hale getirilmiş. Ancak, tek eleştirim Drift sistemi üzerinde. Yanlamak için açı ve hız ayarlamanın ötesinde gaza veya frene basarak “yanlama modunu” açmak, bana garip geliyor. Bunun sebebinin haritalarda az sayıda noktanın doğru açı ve hızı yakalama imkanı tanıması olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde, trafikte ya da çok hızlanmadan kayarak viraj almak mümkün hale geliyor ama bu durumun verdiği his benim için tatmin edici değil.

Gerçekçi olmamasına rağmen, öyle bir detay var ki, yanlarken bir anda NOS kullanarak aracı toparlamak mümkün. Hayatımda hiç NOS’lu bir araç kullanmadığım için bu durumun ne kadar gerçekçi olduğu konusunda kendi fikrimi paylaşmam zor; fakat oyundaki toparlanma hissinin oldukça tatmin edici olduğunu belirtebilirim. Kişisel deneyimim, hız açısından ve yanlayarak dönerken daha verimli olduğum yönünde. Ancak, bu işlemi yaparken aracın düzgün ayarlanması şart. Eğer yol tutuşunu göz ardı edip, yanlamayı artıran bir yapı oluşturursanız, virajlara girmek yerine direkt savrulmak daha olası hale gelir. Uygun noktayı bulmak için deneme yanılma yönteminin uygulanması gerekiyor.

Bana göre NFS Unbound’un en büyük sorunlarından biri, özellikle başlangıç seviyesindeki araçların hız hissiyatını iyi verememesinde yatıyor. Bir Bugatti’nin veya 911 GTS’in kesinlikle hız hissini vermesi gerekiyor fakat bunu yapmanın yolu Mustang veya BRZ gibi araçların hissiyatını yok etmek olmamalıydı. Neyse ki, en alt seviye B sınıfı araçlarla fazla takılmadan daha hızlı araçlara geçiş yapıyoruz; bu araçların garip hissiyatı üzerimizde pek de etki bırakmıyor. Bu tutarsızlık, bazı takip modlarında da kendini göstermekte. B ve A sınıfı araçlar, temel polis araçlarından kolayca kaçabilirken, Camaro’lar garip bir şekilde hiper araçlarla yarışır hale getirilmiş. Oyun boyunca önüme geçip, fren yapan Camaro’lara karşı toz yutturmanın hayalini kurdum ama bu durum son ana kadar gerçekleşmedi.

Aynası Kırık Aynasızlar

Polis takibi, bana göre oyundaki en zayıf yanlardan biri. Yarışlardan kazandığınız paralar doğrudan oyuncunun hesabına geçmiyor; bunun için güvenli evlerden birine sığınmak gerekiyor ki bu da o günü veya geceyi sonlandırmayı gerektiriyor. İdeal olarak oyuncunun açgözlü olup çok sayıda yarışa girip para kazanmaya çalışması ile günü risk almadan az para ile tamamlamak arasında bir denge kurması gerekiyor. Sorun, polis sayısı artsa bile onlardan kaçmanın oldukça kolay olması ve büyük bir tehdit oluşturmamaları. Dahası, Need for Speed Heat’de var olan yüksek nokta sorunu, bu oyunda da devam ediyor. Oyun içerisinde aniden yükseklik değiştirirseniz, polisler buna uyum sağlayamıyor. Bazı üst geçitlere çıkamazken, tünellere farklı açılardan girdiğinizde asla arkanızdan takip edemiyorlar. Bu tür taktikleri kullanmamaya çalıştım ancak bilerek yapılmadığında bile her zaman polislerin takıldığı garip noktalar mevcut. En yüksek heat seviyelerinde bile, test amaçlı bile olsa, yakalandığım durumlar dışında, polisler gerçek bir tehdit olamadı. Polis barikatları genelde alakasız noktalara kurulmuş ve birçok kez en güçlü araçların çarpması bile yeterli olmadı.

Polislerin yarattığı en büyük zorluk, peşinizde polis varken yarışlar için buluşma noktalarına ve güvenli evlere girememek. Bu durum bazen, sırf bu nedenlerle 5-6 dakika boyunca, sizi asla yakalayamayacaklarına kesin olarak inandığınız polisleri peşinize takıp sokak sokak dolanmanıza sebep olabiliyor.

Unbound, kurgusal Lakeshore şehri ve çevresinde geçiyor. Projeyle ilgili bir noktada duraksayıp sonra yeniden başlamış gibi görünen en net kısımlarından biri Lakeshore’un kendisi olmuş. Lakeshore’un %20’lik kısmı şehirken, geri kalanı ormanlık, banliyö ve inşaat alanı gibi farklı temalara sahip bölgelerle oluşturulmuş. Oyunun parladığı anlar, Initial D ile kıyaslanabilecek dağ yolları ve şehir yapısı olmuş. Diğer alanlar aşırı başarılı olmasa da, akılda kalıcı yollar veya özgün alanlar sunan çok fazla rota yok. Unbound’un kıyaslanabileceği tek oyun olan Forza Horizon 5, harita büyüklüğü ve yapı açısından çok daha başarılı durumda.

Şehir içindeki aktivite sayısı hiç de az değil. Belli noktalardan geçtikten sonra kendinizi, rota üzerinde yanlamaya çalışırken veya ortalama hız rekoru kırmaya çabalarken bulabiliyorsunuz. Haritada yer alan toplanabilir eşyalar da işin tuzu biberi konumunda. Forza Horizon’ın yarı online dünyasına alıştıktan sonra haritada NPC’lerle diğer yarışçıları görememek oldukça hayal kırıklığı yaratıyor. Arada meydan okuyan veya polisleri peşine takan diğer yarışçıları görebilsem, dünya biraz daha canlı görünebilirdi.

Oyunun kalbi araçlara geldiğimizde Need for Speed Unbound, tam anlamıyla Underground’ların tadını yeterince yansıtmış. B ve A seviye araçlar için yapılan çok sayıda modifikasyon seçeneği var. Her aracı uzatarak “widebody” yapmak, alçaltmak ve farklı tamponlar eklemek mümkün. Jant konusunda müthiş bir çeşitlilik bulunurken, çoğu aracın ön ve arka far seçenekleri sınırlı kalmış. Örneğin, BRZ için yalnızca tek bir stop lambası mevcutken, bu aracın olayı farklı firmaların sunduğu çeşitli stop lambalarıyla yapılmasıdır. Değiştirilebilir parçalar konusunda her arabada en az bir alternatif mevcut; ancak bu sınırlı sayıda parçanın bulunduğu araç sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Sıradan bir spor aracı tamamen farklı bir görünüme kavuşturmak mümkün görünse de, modifiye piyasasına biraz hakimseniz, yine de daha fazlasını arayışında olacaksınızdır.

NFS Unbound’un başına gelen en talihsiz durum, yapımcı Criterion’un EA tarafından bir süre Battlefield 2043’e destek vermeye yönlendirilmiş olması. Bu durum, Unbound’un çok oyunculu modunda fazladan belirgin hale geliyor. Tek oyunculu ve çoklu içerikler bir arada değil; dolayısıyla senaryo üzerindeki ilerlemeler ve gelişmeler aktarılmıyor. Oyunun önemli fakat işlevsizlik nedeniyle etkisiz kalan unsurlarından biri olan polisler, bu modda yok. Geceleri yapılan yarışlarda olsa da, tasarımda gece-gündüz döngüsü düzenlenmediği için bu içerikte serbestçe gezmek imkansız. ASAP Rocky’nin görev aldığı ve benim oldukça eğlenceli bulduğum Takeover modu, Unbound’un çok oyunculu içeriğine dahil edilmemiş.

Kötü tasarlanmış bir Battlefield oyunu için kaynak harcamak yerine Unbound’un çok oyunculu içeriğine daha fazla odaklansalardı, her iki oyun için de çok daha iyi bir sonuç elde edilebilirdi. Elbette harika bir potansiyel mevcut; gerçek oyuncularla oyun parası karşılığında iddialı yarışlar yapmak, sokaklarda karşılaşmak ve birlikte polisten kaçmak mükemmel bir deneyim sunabilirdi. Need for Speed Unbound, serinin bir önceki oyunu olan Heat’in izinden giden doğru bir adım atmış olsa da, sorun şudur ki bu adımın düzgün ve yeterince büyük bir şekilde atılmamış olmasıdır. Oyunun görsel tarzı, dili, yapısı ve bahis sistemi harika işlemekte ancak polis takibi ve senaryo gibi unsurlar açıkça aksamakta. Çok oyunculu içeriğin kısırlığı da durumu daha da olumsuz kılıyor. Sonuç olarak geride potansiyelini baştan harcamış bir oyun kalıyor. Unbound, serinin bir sonraki oyunu için benim için daha fazla heyecan yaratmakta. Nihayetinde düzeltmesi gereken tasarım sorunları, muhtemelen daha uzun sürecek bir geliştirme süreci mevcut. Bu meseleler, Unbound’ın şu aşamada düzeltebileceği konular değil.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version