Neon Abyss: Roguelike Oyun Deneyimi ve İncelemesi

Neon Abyss, roguelike oyun deneyimi ve detaylı incelemesiyle sizi bekliyor. Renkli dünyasında keşfe çıkmaya hazır olun!

admin

Roguelike oyunlar, son yıllarda video oyun dünyasında önemli bir yer edinmiş, bağımsız yapımcılar için de vazgeçilmez bir seçenek haline gelmiştir. Bu tür, oyunculara sunduğu rastgele oluşturulmuş seviyeler ve yüksek zorluk dereceleri ile hem eğlenceli hem de bağımlılık yapıcı bir deneyim sunmaktadır. Spelunky, FTL, Dead Cells gibi başarılı örneklerin ardından, Hades, Binding of Isaac, Moonlighter, Slay the Spire, Into the Breach, Don’t Starve ve Children of Morta gibi yapımlar da bu listeyi zenginleştirmektedir. Geçtiğimiz haftalarda incelediğimiz West of Dead ve bugünkü konumuz olan Neon Abyss, bu türün güncel örnekleri arasında yer alıyor. Peki, Neon Abyss kendine özgü bir tarz yaratmayı başarabiliyor mu? Gelin, birlikte keşfedelim.

Hades seni çağırıyor…

Neon Abyss, isminin de çağrıştırdığı gibi göz alıcı bir dünyaya adım atmamızı sağlıyor. Oyunun hikayesi, modern dönem tanrılarına karşı savaş açan bir ekip kuran Hades etrafında şekilleniyor. Biz de bu özel ekibin bir üyesi olarak, yeni tanrıları alt etmek için mücadele ediyoruz. Neil Gaiman’ın Açık Tanrılar romanındaki temalarla benzerlikler taşıyan bir anlatı sunan oyun, zindanlarda ilerledikçe karşımıza çıkan God of Guns’tan God of Bittercoin’e kadar uzanan çağımızın yeni tanrılarını keşfetmemizi sağlıyor. Neon Abyss’in ışıltılı atmosferi ve muhteşem müzikleri, bu temayı destekleyerek oyuncuyu içine çekiyor.

Oyun başladığında, bar taburesinden kalkıp bir diskoda dans ettikten sonra kendimizi zindanların derinliklerine salıyoruz. Her bölümdeki odaları ziyaret ederek düşmanları alt ediyor, ganimetler topluyor ve karakterimizi yeni silahlar ve zırhlarla donatıyoruz. Her bölüm sonunda ise, zorlu bir titan ile yüzleşiyoruz. Sonunda bir sonraki zindana ışınlanarak maceramıza devam ediyoruz. Bu yapı, roguelike türündeki standart formülü yansıtıyor; ancak Neon Abyss, teması ve ortamları dışında kendine özgü bir mekanik sunuyor.

Oyun esnasında, zindanlarda topladığımız yumurtalar, eğer doğru bir şekilde olgunlaşırsa, karakterimize yeni yol arkadaşları kazandırıyor. Bu yol arkadaşları, karakterimizin daha yükseğe sıçramasını sağlayan, ek ateş gücü sunan ya da zombi askerler gibi farklı özelliklere sahip olabiliyor. Bu ilginç yol arkadaşları, zindanların zorluğuna karşı daha güçlü bir destek sağlıyor ve ekranın görsel şölenine katkıda bulunuyor. Ayrıca, zindanın köşelerinde bulduğumuz geliştirmeler de temaya uygun isimlendirmelerle oyuncuların dikkatini çekiyor; “Tobe Beef” ya da “Espresso” gibi eğlenceli seçenekler mevcut.

Bütün bu unsurlar, Neon Abyss’in oyunculara keyifli bir deneyim sunmasını sağlıyor. Ancak, bazı noktalar oyunun tadını kaçırıyor. Benim gözlemlediğim temel sorunlar, oyunun oldukça kısa olması ve ilerleme hissinden çok tekrara düşme hissini yaşatması. Bu durum, Neon Abyss’i benim için ortalama bir oyun haline getiriyor. Zira, roguelike türündeki oyunlar genellikle oyuncuları tekrar tekrar denemeye teşvik eden unsurlarla dolu olmalıdır. Ne yazık ki, Neon Abyss bu büyüyü tam olarak sunamıyor. Yine de, farklı bir şeyler denemek isteyenler için dikkate alınabilecek bir alternatif oluşturduğunu belirtmek gerekir.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version