New Tales From The Borderlands: Telltale’in Eksikliği Hissediliyor
Yeni Hikayeler Sınır Bölgesinden: Telltale'in eksikliği hissedilirken, macera dolu bir dünyada hayal gücünüzü serbest bırakın!
7 saat önce

Redesign content’ın başında, “Tales from the Borderlands” benim için Borderlands serisinin en sevilen oyunu oldu. Hikayesi son derece etkileyiciydi ve esprileri gerçekten harikaydı. Karakterlerle tanıştığınız an onlara bağlanıyor ve sevmekten kendinizi alamıyordunuz. Yani, FPS ve loot çılgınlığının dışında sadece saf bir Borderlands hikayesi deneyimlemek oldukça keyifliydi. Telltale’in oyunları arasında gerçekten en iyilerindendi.
Bu denli beğendiğim bir oyunun devamının geleceği belirtilince oldukça mutlu oldum. Ancak fragmanı izlemeye başladıktan sonra aklımda şu soru belirdi: “Oyun Telltale olmadan nasıl olacak?” Oyunun geliştirilmesinin Gearbox tarafından yapıldığını öğrendiğimde, içimde bir şüphe belirdi. Gearbox, Borderlands serisini yaratan ekip olduğuna göre, Tales from the Borderlands’in ruhunu kazandıran Telltale’di. Bir serinin yaratıcısı olmak, onun kadar eğlenceli ve çekici bir takibini yapabilmeyi gerektirmiyor ve sanırım bu oyunda da bu eksikliği hissettik.
Bana soracak olsanız, “Bu yıl hangi oyunu almayı düşünmüyorsun?” cevabım New Tales From The Borderlands olurdu. Zira her şey bir kenara, oyunun ilk bölümünde konuk oyuncu olarak gördüğüm Rhys, seride en çok sevdiğim karakterlerden biri. Ne yazık ki, Borderlands 3’te Telltale oyununu neredeyse yok sayarak Rhys’i çok farklı bir tarza soktular. Ancak New Tales from the Borderlands’in baş karakterinin böyle absürt, alışılmadık bir hale dönüştürülmesi bile oyuna baştan eksi puan vermeme sebep oldu.
- İlk karakterimiz: Kendi kendine zeki bilim kadını olduğunu iddia eden Anu. “Güya zeki” dememin sebebi, yaptığı bazı şeylerle bunun aklımızda yarattığı soru işaretleri. Gearbox, mizah yapma çabasında karakterin derinliğini yeterince oturtmamış.
- İkinci karakter: Tekerlekli sandalyeyle hareket eden, öfke kontrol sorunları bulunan yoğurt satıcısı Fran. Genellikle sağa sola saldırarak ve cinsellik üzerine espriler yaparak dikkat çekiyor. Ama bu esprilerin dozu o kadar abartılmış ki izleyenlerin sabrını zorluyor.
- Üçüncü karakter: Anu’nun kardeşi hipster Octavio. Akıllı ama zaman zaman aptalca hareket eden bir karakter. Hikayenin ilerlemesi için bazen mantıksız davranışlar sergiliyor, ki bu durum izleyiciyi canının sıkılmasına neden oluyor.
Oyunun ilk bölümü, karakterleri tanıtması açısından belirli bir merak uyandırma potansiyeline sahipti, ama diyaloglar o kadar uzadı ki sıkılmamı önleyemediğim anlar oldu. Üstelik, diyalog geçme tuşunun olmaması, bütün bu konuşmaların uzunca sürmesi hissettiğim bu sıkıntıyı katlıyor. Bu da “Keşke bitse de kurtulsak” hissini artırıyor.
Ana karakterlerle kıyaslandığında, yan karakterler daha ilgi çekici ve özgün yazılmış. Yine de, bu birliktelikler çok kısa sürüyor. Örneğin, robot suikastçı L0u13’ü oldukça sevdim; sinirli silah Brock da iyiydi. Fakat yan karakterlerin çoğu, sadece esprili anlara hizmet ediyor ve bu da belki de Gearbox’ın endişesidir.
Telltale oyunları episodik yapılarıyla bilinir. Bir bölümü bitirip, bir sonrasını beklemekteydiniz. Belki de bu onların başarısının sırrıydı; hikayeyi küçük parçalar halinde yaşamak. Ancak New Tales from the Borderlands’te bölümü bitirdikten sonra “oyuncuların yüzde bilmemkaçı bunu yaptı, şunu yaptı” kısmı olması bir nebze de olsa aynı hissetmemizi sağlıyor. Fakat tüm hikaye önünüzde olduğundan, “bir sonraki bölümü de hemen oynayayım” hissi yerini kaybediyor.
QTE sahneleri ve mini oyunlar ise oldukça basit. Başarısız olmanız durumunda tekrar denemeniz isteniyor; fakat bu durumda “Başarısı olamazsan farklı bir sonuç yok” kalıbıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu alanda, Supermassive gibi firmaların oyunlarından daha çok şey öğrenmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Sonu belirleyen birkaç seçim var ama bunları çok kısa bir süre içerisinde yapıyorsunuz. Yani oyunun başında verdiğiniz bir karar, hikayenin sonunu etkilemiyor. Bazı sonlar ise neredeyse mantık dışı; bazı karakterler ölüyor ama nedenini anlamak zor. Sonuç olarak, bu oyunu oynamak beni yordu ve artık hakkında konuşarak da zaman kaybetmek istemiyorum. Eğer Borderlands’in hayranı değilseniz veya evrene yeni neler katıldığıyla ilgili derin bir merakınız yoksa, bu oyunu oynamamanızı öneririm. Ben sizin yerinize yeterince sıkıntı çektim; bu yeterli olmalı.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?