Ninja Gaiden 2 Black: Keskin Katananın Derinliklerinde Dolaşan Aksiyon Deneyimi

Bir katanayla insanı hedef alırken nihai amaç, kritik bir yaralanma yaratmaktır. Miyamoto Musashi’nin dövüşlerinde bu yetenek, ona büyük avantaj sağladı ve kazandığı düellolar tarihe geçti, günümüz medya ürünlerine de ilham kaynağı oldu. Neden bu konu üzerine yazıyorum? Çünkü katana, aslında Japonya’daki demir azlığı nedeniyle sürekli tekrar işlenmiş, dayanıklı olmayan ama uygulanan güçle ölümcül yaralar açmaya en uygun kılıç türüdür. Yani, bir “Braveheart” filmindeki devasa kılıçlarla insanlar kesmek mümkün değil. Ancak modern medya ürünleri, Sephiroth’un Masamune’si gibi katanalarla gerçekliğin sınırlarını zorlayarak bizlere efsaneler sunuyor. Katana ile insanların basit ve kolay bir şekilde kesildiği efsanesi de bu noktada ortaya çıkıyor.

Ninja Gaiden 2 Black, tam olarak bu kesme deneyimini sunuyor ve uzun zamandır hissetmediğimiz bir dilimleme keyfini geri getiriyor. Gerçekçi kesişmişlik hissini oyunlarda sevdiğimi kabul ediyorum ve içten içe, sizlerin de bu hissi özlediğinizi düşünüyorum.

Sigma ne, Black kim?

Başlangıçta belirtmek gerekir ki, Ninja Gaiden 2 Black orijinal olarak XBOX 360’a çıktı ve üzerindeki bir dizi güncelleme sonrası Sigma 2, Sigma Plus ve Master Collection versiyonları da yayımlandı. Hangi versiyonun hangi unsurları barındırdığını anlamak karmaşık olabilir. Ancak mevcut versiyonun görev yapıları ve zorluk ayarları Sigma Plus’tan geliyor. Burada bazı boss savaşları kesilmiş, düşmanlar daha kalabalık ve zorluk seviyesi hafifletilmiş, eklenen karakterler ise yerlerini korumuş. Öte yandan, orijinal oyunda bulunan ama Sigma’da yer almayan kesme ve biçme efektleri, burada oldukça kanlı bir biçimde geri dönüyor ve bu, oyunun gözümde oldukça havalı görünmesine sebep oluyor. Ancak, unutmamak gerekir ki bu oyun 2008 yapımı, bu yüzden o dönemin koşulları bağlamında düşünmek gerekebilir. Unreal motorunun cilasıyla oyun son model bir Kawasaki motoruna benzer görünse de, alt katmanlarına inildikçe dönemine hapsolmuş bazı arkaik mekanikler dikkat çekebiliyor.

Ryu Hayabusa bir deli ninja…

İki cümlede özetlemek gerekirse, oyunda Ryu Hayabusa ve ona yardım eden anime karakterlerinden oluşan kadınlar, dünyayı kurtarmak için bir yerlere gidip geliyor. Hikaye pek derin değil. Ryu, tam da eski usul, “az konuş, çok iş yap” aksiyon tarzıyla metaforik anlamda deli gibi bir karakter. Hangi silahı eline alırsa alsın, etkili bir şekilde kullanabiliyor ve düşmanlarını yere seriyor. Onu kontrol etmek başlangıçta hafif bir “kontrolsüzlük” hissi verebilir ama alıştıkça düşmanlar arasında cennette gibi estikçe gürlüyorsunuz. Bahsettiğim katana, aslında insan uzuvlarını kesmekte o kadar da uygun değil. Ancak Ryu için bu kural geçerli değil. Düşmanlarını ezerken, yerlerde sürünen ve hayatta kalmaya çalışan düşmanların, eğer bir uzvu kopmuşsa diğerleriyle size saldırmaya çalıştığı sahneler oldukça ilgi çekici. Gerçekten tarif edilemez bir eğlence.

Fakat bu aksiyon dolu anlarda bazen karmaşaya girebilir, kimin kim olduğunu ayırt edemeyebilirsiniz. Bunun nedeni, Ryu’nun kostümleri ile bazı düşmanların ninjalık mesleğinden kaynaklanan benzerliğidir. Ayrıca, eski 3D oyunlarda yaygın olan kamera sorunları, Ninja Gaiden’de de hissediliyor. Kameranın bazı bölümleri sabitken düşmanlar ekran dışında kalabiliyor; bu durumda hem düşmanlarla hem de kamerayla boğuşmak zorunda kalıyorsunuz. Yine de, bu zorlukları aşmak için etkileyici kombinasyonlar yaparak ve ölümcül finişerlerle işinizi halledebiliriz.

Eti kesen metal

Oyun bölümleri genellikle düz bir kesim anlayışıyla tasarlanmış olsa da, gizli bölgelerin yanı sıra sanat tasarımı bakımından zengin detaylarla dolu. Her bölümdeki farklı mimari ve düşman çeşitliliği, oyunun genel havasını oldukça güzelleştiriyor. Bir anda yağmur ormanında, sonrasında İtalya’da ya da Özgürlük Heykeli’nde boss savaşı yaparak geçiyoruz. Eğlenceli bir deneyim. Ayrıca, yan karakterler sayesinde sıkılmak imkansız. Yine de, geçmişteki co-op mod gibi unsurlar ya da Sigma’daki gizli boss zayıflıkları gibi seçeneklerin geri dönmesini dilerdim. Ama öncelikle bu katanaların keskinliği ve döğüş dinamikleri bile oyuna ayrı bir zevk katıyor. Çünkü diğer modern oyunlarda pek sıklıkla karşılaşmadığımız türlü aksiyonlarla sahne geçişleri oldukça keyifli. Bu durum, Souls oyunlarının aksiyon türündeki etkisiyle karşılaştırıldığında, eski tarz hack n’ slash oyunlarının hala değerli olduğunu gösteriyor.

Az gittik, öz kestik

Oyun, aşırı uzamasına gerek kalmadan, farklı silahlarla oynama keyfi sunuyor. Ancak, yeni zorlukları denemek isteyen oyuncular için geniş bir alan bırakıyor. Game Pass üzerinden erişim sağlanabiliyor ve teknik bir sorun olmadan, rahatça oynanabiliyor. Eğlenmek için oyun oynayan biri iseniz, bu oyunu kaçırmamalısınız. “Ama ben sadece kesip biçmek istiyorum” diyenler için de, Ninja Gaiden 2 Black, eski stil sorunlarına rağmen hem eğlenceli hem de derinlik arayan bir deneyim sunuyor. Bu da, onun cazibesinin ve kaba güzelliğinin bir yansıması. Eğer bu özellikler size uyuyorsa ve Game Pass’ınıza sahipseniz, bu katanayı bulmanız oldukça zor. Benden söylemesi.