Ninja-kun ve Jajamaru Serisi: İki Kayıp Hazineyi Keşfetmek

Ninja-kun ve Jajamaru serisi ile iki kayıp hazineyi keşfedin! Macera dolu bu yolculukta, kahramanlarınızla birlikte eğlenceli anlar yaşayın.

admin

Çocukluk dönemimde sahip olduğum Famiclone’da bulunan Ninja-kun adlı oyunu çok severdim. Herkesin ilgisini çekmese de, feodal Japonya atmosferi ve Japon müzikleri beni derinden etkiliyordu. Bu oyun, Japon kültürünü benimsememde önemli bir rol oynamıştı. Zamanla internetin yaygınlaşmasıyla, Ninja-kun’un aslında Jajamaru adlı, Japonya’da oldukça popüler bir seriye ait olduğunu öğrendim. Hatta bu serinin günümüzde devam ettiğini, filmlerinin ve müzikallerinin de bulunduğunu söyleyebilirim.

90’ların sonlarına kadar, Japon temalı ve kültürel içerik barındıran pek çok oyun Batıya lokalize edilmiyordu, çünkü sevilmeyeceği düşünülüyordu. Ne yazık ki, Jajamaru serisinin birçok oyunu bu düşüncenin kurbanı oldu. Ancak serinin birçok oyunu aksiyon türünde olduğu için dil engeli açısından bir zorluk yaşanmıyor. RPG türündeki iki oyunu ise bu durumun dışında tutuyorum. The Lost RPGs paketi, serinin yalnızca Japonya’da yayımlanan iki RPG oyunu olan Ninja Skill Book ve The Legend of the Golden Castle’ı barındırıyor ve bu oyunlar tamamen İngilizce olarak sunuluyor!

İlk oyunumuz olan Ninja Skill Book, Famicom döneminde sıkça karşılaştığımız bir Dragon Quest klonu. Oyundaki dünya haritası, şehirler ve savaş sistemi, birer kopya gibi görünüyor. Ancak oyunun kendine özgü tek yönü, elde ettiğimiz ninja tekniklerini kullanabileceğimiz Jutsu sistemidir; bu sistemin de Magic sisteminden pek bir farkı yok. Oyun, dört bölümden oluşuyor; ilk üç bölümü istediğimiz sırayla oynayıp ardından final bölümünü bitiriyoruz. Bu şekilde oyun süresi yaklaşık 40 saate ulaşarak, Famicom dönemi için muazzam bir süre sunuyor. Ancak günümüz standartlarına göre, oyun biraz eski kalıyor. Ekibimizin yalnızca iki karakterden (Jajamaru ve Prenses Sakura) oluşması ve savaşların sadece bir düşmanla yapılması, oyunu hantal ve nispeten sıkıcı hale getiriyor. Çok sayıda J-RPG oynamış biri olarak, bu durum beni bile bunaltabiliyor.

Bu oyunun aslında geçmişte Batıya Taro’s Quest adıyla çıkarılması planlanmıştı, ancak muhtemelen bahsettiğim nedenlerden ötürü iptal edildi. Hatta internette İngilizce’ye çevrilmiş prototip rom’larını bulmanız mümkün.

Paket içerisindeki diğer oyun, Legend of Zelda klonu olan The Legend of the Golden Castle. Oynanış açısından Zelda ile en büyük farkı, Zelda’daki gibi tek bir harita üzerinde değil, şehirler ve zindanlara ayrı girişler yapmamızdır. Görünüşte açık bir dünya sunsa da, zindanlara girmek için keşfetmeniz gereken alan oldukça kısıtlı. Zindanlar, Zelda’daki kadar detaylı değil. Ancak Zelda’daki çeşitli silahlar gibi shuriken gibi ikincil silahlar kullanabiliyoruz ve öğrendiğimiz Jutsu tekniklerini de aktif hale getirebiliyoruz. Genel olarak The Legend of the Golden Castle, Ninja Skill Book’tan daha oynanabilir bir yapı sunsa da, ortalamanın ötesine geçemiyor. Ayrıca Jajamaru serisinin bir diğer RPG oyunu da var; bu, Batıya lokalize edilmiş Taro’s Quest. Ancak bu oyun nedense pakette yer almıyor ve aslında daha başarılı bir oyun. Büyük ihtimalle, Batıya çıkması nedeniyle yayın hakları başka bir firma tarafından alındığı düşünülüyor. Neyse, sağlık olsun diyelim.

Paketin sunduğu ek özelliklere gelirsek, standart çizgiler üzerinde, ekran filtreleri, kayıt alma ve geriye sarma seçenekleri gibi artık herkes tarafından bilinen özellikler yer alıyor. Bunun yanı sıra, her iki oyuna da daha hızlı seviye atlama, düşmanlardan daha fazla para kazanma gibi yenilikler eklenmiş. Bu özellikler, ilk bakışta bir hile olarak görünebilir ama eski oyunları modern oyuncular için daha keyifli hale getirmek amacıyla kullanışlı bir dokunuş. Shuriken almak için aynı düşmanı birkaç kez öldürmek zorunda kalmanın hiç de adil bir yanı yok bence. Retro ve modern oyun zorluk anlayışları arasındaki farklar nedeniyle, değişim zorunlu hale gelmiş bir norm.

Açıkça belirtmek gerekirse, bu iki oyun, benim gibi serinin tutkunları hariç, daha önce daha başarılı oyunlar oynamış olanlar için pek hitap etmeyecek. Kesinlikle kötü oyunlar değiller ama özgün bir içerik sunamıyorlar ve günümüzün standartlarına göre biraz hantal kalıyorlar. Yine de, yalnızca Japonya’ya özel olan ve içinde yüzlerce sayfa metin barındıran bu oyunların İngilizceye çevrilip Batılı oyunculara ulaştırıldığı için minnettarlık duymak gerekir. Bu yüzden, isterseniz oyunları beğenin ya da beğenmeyin, bu takdire şayan çaba için United Games’i içten bir şekilde kutluyorum. Umarım Japonya’da hapsolmuş daha çok oyun için de benzer bir süreç yaşanır.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version