Bana sorarsanız, mekaniklerinin karmaşasına rağmen hakkı yenen oyun serilerinden biri Payday. Serinin yeni oyunu yıllardır geliştirilmekte ve dürüst olmak gerekirse, tünelin sonunda ışık görünmüyor. Ancak korkmayın, çünkü Payday serisinin baş tasarımcılarından Ulf Andersson, şimdi CEO’luğunu yaptığı 10 Chambers stüdyosu ile Payday’e “ruhani bir devam oyunu” geliştirecek. İşte burada işler daha da ilginçleşiyor! Hayal edin, tam bir soygun ortamı; ama hiçbirimiz kırmızı alarmı duymak istemiyoruz. Tam da bu noktada, Anderson’ın yaratıcı dehası devreye giriyor.
10 Chambers ekibi, GTFO ile neredeyse tüm dünyayı bükmeyi başardı. Şimdi, yeniden co-op odaklı bir soygun oyunu üzerinde çalışıyorlar ve bu, gözlerimizi bu projeye dikmemiz gerektiği anlamına geliyor. Çünkü bu adamlar, soygun türüne tekrar döndüklerini ifade ederken, bir yandan da son zamanlarda sık sık bilim kurgu kitapları okuduklarını belirtiyorlar. Bu, oyunun bir cyberpunk temasına sahip olabileceği anlamına geliyor ki hepimiz böyle bir dünyada koşmayı hayal ediyoruz! Fakat dikkat, burada yalnızca tema değişmiyor; yeni oyun, Payday’den çok daha fazlasını vaat ediyor.
- PayDay 3 New York’ta Geçecek
Andersson’a göre, Payday’in asıl sorunu, git gide yükselen aksiyonun asla geri düşüş yaşamamasıydı. Yani oyun bir yandan hızla ilerlerken, diğer yandan duraksamak yerine daha da hızlanıyordu. Bu durum, oyun severler için adrenalini besleyen bir zevk olsa da, biraz pahalıya mal oluyordu; zira bazen basit bir banka soygunu yaparken bile, düşman ordusuyla yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Ama 10 Chambers’ın yeni oyununda “pek fazla silah kullanmayacağımızın” sözünü veriyor Andersson. Galiba burada bir değişim var, silahların yerini biraz da kreatif planlamalar alacak gibi görünüyor!
Şimdi düşünsenize, bir soygun yapıyorsunuz ama bir yandan da karşı tarafla tatlı bir müzakere yürütüyorsunuz. “Hey, sizin de burada bir işiniz var mı, yoksa biz bu bankayı yalnız mı soyacağız?” şeklindeki muhabbetler, bizi dururken düşünüp kahkahalar atmaya sevk edecektir. Sonuçta, bu tip bir iletişim oyuna farklı bir tat katabilir. Elbette herkesin aklında bir soru var: Bu yeni mekanikler işe yarar mı? Kendi kendime soruyorum, “Eğer yeni oyun bir aksiyon filmi olursa, karakterlerin de hızlı bir şekilde ‘şaka maka’ yapmasını bekleyecek miyiz?” Belki de bu halde, Payday serisi için komedi ve dramın harmanlandığı yeni bir tür yaratılacak.
Ayrıca, cyberpunk evreninin kendi içinde çeşitli katmanları var. Neon ışıkların altında dönüp dolaşan karakterler, bıçaklar ve gizemler arasında kaybolurken, belki de sadece bir bankayı soymakla kalmayıp, tüm şehri ele geçirme planları yaparız. Yani ortak bir amaç uğruna bir araya gelen kahramanlar, dünya üzerindeki en kısa süreli soygunları gerçekleştirirken, farkında olmadan tepkilerle dolu bir sosyal deney gerçekleştirmiş olurlar. Her ne olursa olsun, Ulf Andersson ve ekibi çok iddialı gözüküyor, ancak hepimiz bu yeni oyunun gerçek potansiyelini görmek için sabırsızlıkla bekliyoruz.
Kısacası, Payday serisinin yeni oyunu için umut ışığı görünüyor. Şimdi geriye sadece ekibin yaratıcılığını ve bu projedeki gelişimleri izlemek kalıyor. Belli ki, hem soygun yaparken neşelenmek hem de yeni mekaniklerle tanışmak için can atıyoruz! Kim bilir, belki de bu seferki serüven farklı bir tat ile metal paraların hızla havada uçuşmasına neden olur. Ayakkabılarımızı bağlayın, çünkü soygun zamanı yaklaşmakta!