Pokémon Scarlet & Violet İncelemesi: Optimizasyon Sorunları ve Yeni Maceralar
Pokémon Scarlet & Violet İncelemesi: Oyun içindeki optimizasyon sorunlarını ve keşfedilecek yeni maceraları ele alıyoruz.
4 saat önce

Optimizasyon kelimesi, oyuncular için kesinlikle kaygı verici bir terim haline geldi. Oyun oynamayı hepimiz seviyoruz ve bunu en keyifli şekilde deneyimlemek istiyoruz. İyi optimize edilmiş oyunlar bir bayram havası yaratırken, optimizasyon sorunları yaşayan oyunlar büsbütün hayal kırıklığı yaratabiliyor. İngilizce’de çok beğendiğim bir söz var: “You had one job,” yani “Tek bir işin vardı.” Pokémon Scarlet & Violet sadece Nintendo Switch için piyasaya sürüldü ve o tek işi de maalesef başaramadı. Oyununu oynarken daha olumlu bir giriş yapmak istedim çünkü gerçekten keyif aldım; ama “optimizasyon” adı verilen tek dişi kalmış canavar da beni etkisi altına aldı. Sadece Switch’e özgü bir oyunun performansının bu kadar kötü olması gerçekten düşündürücü. Eğer PS4-PS5 geçiş oyunu olsaydı ve PS4’te böyle bir performans sergileseydi bu durumu anlayabilirdim. Fakat hem görsel açıdan tatminkâr olmaması (ki Pokémon serisinden bu konuda büyük bir değişim beklemek hata olur) hem de performans açısından istikrara sahip bir oyun değil. Oyun içindeki tüm sıkıntılara rağmen beni derinden etkileyen anlar oldu. O kadar keyifli vakit geçirdim ki oyunu bitirdikten sonra içimde hâlâ keşfedilmemiş şeyler bulma arzusu taşıdım. Şimdi ise bu maceraya dalmadan önce Scarlet & Violet’in genel yapısını inceleyelim.
Yurt Koridorlarında Pokémon Dövüşü Yapmak Kesinlikle Yasaktır!
Neredeyse her Pokémon oyununda olduğu gibi annemizle yaşadığımız evimizde yeni bir güne uyanarak maceramıza atılıyoruz. Fakat bu kez süreç oldukça farklı. Klasik olarak profesöre git, başlangıç Pokémonunu seç ve çimenlere dal şeklinde bir yaklaşım yok. Artık bir Pokémon Akademisi öğrencisiyiz. Eski oyunlarda ilk şehirde bulunan okula gidip temel bilgiler öğrendiğimiz günler üzerinden geçti. Şimdi okul üniformamızla kayıt yapmaya gidiyoruz. Annemiz, beslenme çantamızı hazırlayıp bizi yurda teslim ettikten sonra biz de mentorumuz ve rakibimiz ile tanışıp ilk dövüşümüzü gerçekleştiriyoruz. Yurt odamıza yerleştikten sonra birkaç ders aldığımızda ise oyun gerçekten başlıyor ve can alıcı noktaya geliyoruz. Naranja Akademisi öğrencileri olarak her yıl geleneksel hazine avının bir parçası haline geliyoruz. Hazine avı dediğimizde haritadaki gizli nesneleri bulma fikrini düşünmeyin; bu, hayatın anlamını bulmak gibi soyut bir hazine. Sonuçta bir Japon oyunundan bahsediyoruz ve her şeyin ARKADAŞLIĞIN AŞILAMAZ GÜCÜ ile sonuçlanması kaçınılmaz… Bu hazine avı başladıktan sonra tamamen “saldım çayıra mevlam kayıra” modunda bir macera başlıyor. Yanımızda binebildiğimiz Koriadon veya Miraidon ile birlikte üç farklı ana hikaye görev ağacı bizleri bekliyor. Her hikaye ağacının belirli görevleri haritaya yerleştirilmiş bir şekilde bulunuyor ve hangi sırayla yapılacağına dair bir kısıtlama yok. Ancak oyunda her görevin kendi seviyeleri mevcut. Yani siz 10 levelle Buz GYM’ine gitmeye kalkarsanız, başarılı olup olamayacağınız pek belli değil. Ancak oyun, okulun uzaklığına göre GYM’lerin ve diğer görevlerin seviyelerini ayarlamaya çalışıyor. Ben oyun oynarken pek çok spor salonuna karşı güçlü olduğum için sıkıcı bir şekilde tek saldırıda tüm düşmanları geçebildim.
Kendi Aranızda Dövüşün
Bu devasa açık dünyada karşımıza çıkan çok sayıda Pokémon, Game Freak’in işini epey ileriye taşıdığına şahitlik ediyor. Öyle ki, önceki oyunlarla kıyasladığımızda sayısız güçlü Pokémon bulunmakta. Örnek olarak, oyuna yeni eklenen Nymble isimli küçük çekirge, evrim geçirdiğinde Lokix isimli Dark/Bug tipi müthiş bir Pokémon’a dönüşüyor. Kendi Pokémonlarımızı tecrübe kazanması için dövüştürmek büyük bir eziyet olabilirdi ancak şimdi Auto-Battle adında harika bir sistemle bu süreç çok daha kolaylaştı. Ekibinizin en üstündeki Pokémon’u sokağa salarak çevredeki Pokémon’larla dövüştürmek ve tüm ekibe XP kazandırmak oldukça keyifli. Siz bu süreçte etrafı keşfedebilir veya ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz; dostunuz etraftaki her Pokémon’u tek tek alt ederek hem eşya toplar hem de tecrübe puanı kazanır. Ancak, Auto-Battle’ın normal dövüşe göre sağladığı XP oranı çok daha düşüktür, bu da oyunu geçiştirerek ilerlemenize olanak tanıyor. NPC’lerle olan karşılaşmalar da oldukça farklılaştı. Artık “göz göze geldik benden kaçamazsın” diyen düşmanlarla karşılaşmıyorsunuz. Onlarla doğrudan konuşarak dövüşme daveti gönderebiliyorsunuz. Bu da güçlü karakterlerinizle zayıf eğitmenleri atlayabilmenizi sağlarken keşif yaparken daha zor düşmanlarla karşılaşma riskinizi azaltıyor. Oyunun sunduğu tamamen serbest oyun deneyimi benim hoşuma gitti; kendi seçtiğiniz hikayelere odaklanıp kendi temponuzda ilerleme şansı veriyor. Tabii ki, burada GYM’lerin rolü büyük ama diğer iki ağacın da büyük faydaları var.
Aç Pokémon Oynamaz
İlk görev ağacı Arven ile başlıyor. Oyunun başında bize bindiğimiz efsanevi Pokémon’u veren Arven, kendi hazine avını yönetiyor. Amaç, en yakın dostu Mabosstiff’i sağlığına kavuşturmak. Bu inisiyatifle haritanın dört bir yanına dağılmış beş farklı Titan Pokémon’unu bulup dövüşmemiz gerekiyor. Doğru bitkileri bulup yemek hazırlayarak Mabosstiff ile Koriadon/Miraidon’un yeni güçler kazandığını görmek mümkün. Bu Titan görevlerini yaparak oyunda ulaşımı daha da kolaylaştırmak şart. İkinci görev ağacı, Pokémon Lig’ine dair rozet toplama görevleri. Yani GYM’ler. Unutulmaması gereken önemli bir durum var; GYM’ler başarısız olunduğunda oyunun tadı düşüyor, çünkü her rozet almak, Pokémon’larınızın seviyesini artırıyor. Ne yazık ki, bu açık dünya yapısı nedeniyle GYM’leri daha sonra yapmayı planladığınızda Pokémon’larınızı dinlemiyorlar; bir zaman sonra sırtlarını çeviriyorlar. Rozetleri atlamamakta fayda var. Son olarak üçüncü görev ağacı, Naranja Akademisi’nin karanlık geçmişi üzerine kurulu. Her Japon hikayesi gibi, burada da arkadaşlığın gücü önemli bir rol oynuyor. Geçmişte zorbalığa uğrayan öğrenciler, kendi aralarında örgütleniyor ve çeteler oluşturuyor. STAR adlı bu öğrenci grubunu ortadan kaldırmak da bizim görevimiz. Diğer Pokémon oyunlarındaki Team Rocket veya Team Plasma gibi takımların aksine, STAR’ın amacı aslında okulda dışlanan öğrencilerin korumasıydken, daha sonra çete haline geliyor. Game Freak bu kısımda biraz gizem yaratmaya çalışmış olsa da, oyunun başında her şeyi çözmek mümkün olduğu için STAR mekânlarını geçerken tek bir amacımız oluyor.
Move Reminderlar İşsiz Kaldı
Bir Pokémon’un dört tane hareket öğrenebilmesi geleneği hâlâ sürüyor. Sınırlı olan bu dörtlü sistem yıllar içerisinde değişikliklere uğradı. Bir dönem HM’lerin olması ve hangi Pokémon ile nereye gideceğiniz konusunda kararsızlığımız ortadan kalktı. Artık hangi hareketlerin kullanılacağını kendimiz belirliyoruz. Özellikle bu yeni özellik, Pokémon ustaları için büyük bir kazanç. Artık TM’leri kendimiz yaratıyor ve haritada bulduğumuz TM’lerin tariflerini öğreniyoruz. Örneğin, “Fly”ı yapmak için 3 Bombardier tüyü veya 4 Swablu yünü gibi maddeler gerekiyor. Tüm bu gereksinimlerin karşılanması, oyunun haritasının etkinliğini de artırıyor. Ek olarak, tüm Pokémonların yaşadığı alanların haritaya yerleştirilmesiyle birlikte oyun, RYO unsurlarına yakın hale getiriyor. Üretilecek TM’ler için STAR görevlerinin büyük bir rolü var; her sergide yeni TM’ler açıldıkça bu kazanç artıyor.
Tera Tip Kaosu Pokémon oyunlarındaki şekilli evrim geçirme uygulamaları, Pokemon X-Y’den beri hayatımızda. Mega evrim, gigantamax derken, şimdi Pokémon’larımız kristalize oluyor. Buna “Terastalize” deniyor. Mega evrimde farklı türler olabiliyorken, Terastalize olunması durumunda her Pokémon her türe dönüşebiliyor. Ancak bu, tamamen sizin kararınıza bırakılan bir şey değil. Öncelikle açık dünyadan farklı tip terastalize olan Pokémon’ları bulmalısınız. Bu işin en kesin yolu Tera Raid’ler. Bu sistem, oyun deneyimini köklü biçimde değiştiren bir mekanizma. Artık rakiplerin hangi Pokémon’u çıkaracağını tahmin edebilmek neredeyse imkansız. Her eğitmen her maçta yalnızca bir Pokémon’unu terastalize edebiliyor, bu nedenle diğer Pokémonlar için Pokedex bilginiz yeterli oluyor. Oyun içerisinde Tera Tipinde isyen bir pokémon’un saldırı bilmemesi durumu ortaya çıkarsa içinden sevinmelisiniz. Tera Blast adıyla bilinen, 80 güç ve 100 isabet oranına sahip bir saldırı bulunmaktadır; bu saldırının türü, hangi Tera Tipo olduğuna bağlıdır. Şimdi, güzel avlar!
Pikniklerin Olmazsa Olmazı; TOP!
Piknik kültürü oldukça yaygın olan ülkemizde, hemen hemen her pikniği daha keyifli hale getiren bir unsur vardır; TOP! İster arkadaşlarınızla voleybol oynayın ister futbol, bir topun pikniği güzelleştirebileceği gibi bir şey yok. İşte Scarlet & Violet’in bu piknik yapma özelliği de bu keyfi artırıyor. Tüm Pokémon’larınızı salıp top oynayarak Baxcalibur’a çalım atmak mümkün. Piknikte Pokémon’larınızı yıkayıp arkadaşlık seviyelerini yükseltmenin yanı sıra yemek yapmak mümkün. Bu sefer Shield & Sword’daki gibi karmaşık yemekten ziyade pratik sandviçler hazırlıyoruz. Sandviçlerinizi manuel veya otomatik olarak yapabiliyor, ayrıca yaptığınız yemeklerden çeşitli XP bonusları elde edebiliyorsunuz. Oyunda, Pokémon DayCare olmadığı için yumurta üretimi yapmak isteyen eğitmenler, bu ihtiyacı piknikler sayesinde karşılayabiliyor. Piknikte ortaya çıkan sepetlerdeki yumurtaları takıma katabilir ve onları çıkarmak için dağ tepe bayır gezebilirsiniz. Pikniklerin sağladığı bu avantajlar, maceralara başlamadan önce Pokémon’larınızı iyileştirmek için de büyük bir fırsat sunuyor. Unutmamak gerekir ki karakterimiz bir öğrenci. Hikaye ilerledikçe okulda yeni dersler açılıyor; biyoloji, ev ekonomisi, matematik ve sanat gibi derslerin her birinden muaf olmak için özellikle çalışmanız gerekiyor. Notunuza bağlı olarak XP şekerleriyle ödüllendiriliyorsunuz. Ancak sınavdan kalma durumu da oldukça gerçekçi, bu yüzden dersleri dikkatle dinlemeniz faydalı olacaktır!
Yazının başlangıcında bahsettiğim optimizasyon sorunları benim için büyük bir duygusal yoğunluk oluşturdu. Oyun deneyimim boyunca çok keyif aldım. Yeni nesil başlangıç Pokémon’larından pek hazzetmesem de, yeni Pokémon’lar gerçekten çok etkileyici. Versiyona özel Pokémon’lar hem cinsellik katıyor hem de sürpriz unsurlar içeriyor. Scarlet ve Violet arasındaki temel farkı detaylandıracak olursam, gerçekten özgün Pokemon’ların varlığı oyunun yapısını zenginleştiriyor. Nihayetinde, dünya kurtarma yolculuğunda bizi bekleyen yeni görevlerle dolu bir serüven mevcut. Oyun hakkında gördüğüm içerik sıkıntıları olabilir ama ben bu durumdan oldukça memnunum. Pokémon Şampiyonu olma deneyimimiz, geçmişteki daha önceki Hall of Fame giriş ekranlarından çok daha anlamlı ve eğlenceli. Bu yeni görev ağacı, hem sonrası için önce bir göz atabilme fırsatı tanırken hem de oyunun çeşitliliğini artırıyor. Scarlet ve Violet hangi akademiden mezun olursanız olun, optimizasyon sorunlarını aşabilirseniz sizi gerçekten tatmin edici bir Pokémon serüveni bekliyor. Umarım ileride bu sorunlar çözülür ve tekrar oynamak isteyeceğim taze bir Pokémon deneyimi yaratılır.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?