Road 96, benim için ve muhtemelen ülkemizdeki pek çok genç için oldukça zorlayıcı bir deneyim sunacak. Oyunun geçtiği hayali ülke Petria’nın durumu, yakın geçmişte çevremizde gerçekleşen olaylarla rahatsız edici bir benzerlik taşıyor. Genç olmanın getirdiği zorluklar, Türkiye’de veya Petria’da yolları açmak noktasında kesinlikle bizi zor bir yola sürüklüyor. 1996 yılında geçen Petria, onurlu olduğunu iddia eden ama bu hayali sarsan satılmış polisler, yol kenarlarındaki yemek stantları ve kasetçalarları ile Amerika’yı anımsatıyor. Ülkede, tanıklık ettiğimiz pek çok olay, kendi topraklarımızda değilse bile komşu ülkelerde sıkça yaşanıyor. Ülkenin başında, yalan söylemekten çekinmeyen, medyayı kontrol altına alan ve gençleri bir tehdit olarak gören bir despot var. Hayatları için endişelenen gençler, bazen otostopla bazen de kaçak yollarla seçim gününden önce yurtdışına kaçmaya çalışıyorlar. Road 96, tek bir karakterin öyküsünü değil, birçok karakterin başından geçenleri birleşik bir şekilde sunuyor. Biz, seçim gününe kadar kaçan çocukların hikâyelerini yaşayacak ve aldığımız kararlarla ülkenin kaderini değiştirmeye çalışacağız.

Road 96’nın belirgin bir hikâye örgüsü bulunmuyor; bazı oyuncular, tek bir döngüde belirli karakterlerle hiç karşılaşmayabilir veya farklı durumlarla karşılaşabilirler. Örneğin, ilk karakterimde satılmış gazeteci Sonya ile uzun bir limuzin yolculuğu yaparken, bir diğer karakterim kendini Sonya’nın “mecburen” kameramanı olarak bulmuştu. Oyunda bu gençlerin kaçarken yanlarında belirli bir maddi kaynak bulamaması sık rastlanan bir durum; yiyecek ve kalacak yer bulmakta ciddi zorluklar yaşayabilirsiniz. Bu nedenle, yol boyunca karşımıza çıkan tüm kaynakları makul bir şekilde değerlendirmemiz gerekecek. Sınıra ulaşana kadar insanlar ile iyi ilişkiler kurmak, gerektiğinde çalmak veya yalan söylemek gibi yolları denemek zorunda kalabiliriz. Elbette tüm bu durum, biraz da şansa bağlı. Doygun bir haldeyken aniden bir polis tarafından şiddete maruz kalabilir veya beklenmedik bir trafik kazasına yakalanabilirsiniz.

Boşuna yolluk demiyorlar. Road 96, zamanın sürekli tekrar etmediği bir oyun olmasına rağmen, aynı güzergâhta farklı karakterlerle ilerlediğimiz için benzer karakterlerle değişik şekillerde karşılaşabiliyoruz. Oyun bu karakterlerle etkileşim üzerine kurulu; bazen onlara yardımcı oluyor, bazen de onlardan kaçıp yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Yol boyunca iyi kalpli kamyoncular, kanun kaçakları, sözde medeni polislerden çocuk deha hacker’lara kadar birçok farklı karakterle tanışacağız. Her bir yan karakterin farklı bir hikâyesi mevcut ve her yeni karakterle o hikâyenin bir başka boyutuna tanıklık etmiş olacağız. Aldığınız kararların ve verdiğiniz yanıtların önemi ise son derece büyük; bu yolcularda yapacağınız tercihler, karşılaşacağınız maceraların ve sonuçlarının kaderini çizecek.

Oyunda, oldukça yoğun bir hayatta kalma unsuru bulunmuyor; sınırı geçmek için zaman içerisinde ekstra efor harcamamız gerekiyor. Bunun için gerekli eşyaları toplamak ve iyi dinlenmek oldukça faydalı olabiliyor. Örneğin, yeterince beslenmeyen ve dinlenmeyen bir karakterin nefes detektörleri açıkken nefesini tutarak gizlenmesi mümkün olmuyor. Road 96, bana tanıdık yüzlerin farklı şekillerde karşıma çıkacağı sürekli olarak oynamak isteyeceğim bir oyun haline geldi. Oyun, bir Roguelike değil; dolayısıyla karakterlere dair her şeyi öğrendikçe işler sonlanma noktasına gelse de, bu karakterlerle ilgili daha fazlasını öğrenmek ve onlarla vakit geçirmek adına Road 96’ya tekrar tekrar döneceğimden eminim.