Shin Megami Tensei V: Tanrılarla Savaşan RPG Deneyimi
Shin Megami Tensei V, tanrılarla savaşan epik bir RPG deneyimi sunuyor. Zorlu savaşlar ve derin hikaye ile hayal gücünüzü zorlayın!
5 saat önce

“Tüm tanrılar özümüzden yapılmadır.
Ve iplerimizi çeksinler diye ellerine başka ipler verenler de
Yine bizlerizdir…”
– Aldous Huxley
Japon Rol Yapma Oyunları’nın belirli bir geleneği vardır. Genellikle, ana karakter başlangıçta masum bir görevi yerine getirirken, hikaye ilerledikçe tanrısal güçlerle yüzleşerek büyük çatışmalara sürüklenir. Final Fantasy serisi, Legend of the Dragoon, ve Persona gibi oyunlar bu yapıyı sıkça kullanırken, Shin Megami Tensei serisi ise farklı bir yaklaşım sergileyerek, tanrılara karşı koymak için mücadele eder. Uzun yıllar boyunca bu seriye hayranlıkla baktım ve Nintendo Switch’in ilk duyurusundan bu yana, son çıkan oyununu oynayıp bitirdiğimde, kesinlikle beklediğime değdiğini söyleyebilirim. Ancak, hangi yönlerinin iyi olduğunu hangi noktalarının eksik kaldığını da merak edeceksiniz.
Bir tanrı yaratmanın arka planı
İnsanlık tarihi boyunca, bireyler çevrelerindeki fenomenleri anlama çabası içerisinde olmuşlardır; bu, bir güneş doğumu veya bir ağaca düşen yıldırım bile olsa. Başlangıçta anlaşılmayan her şey görünmez varlıkların etkisi olarak düşünülmüştür. Bilinmezlikten kaynaklanan korku, hayal gücümüzle birleşerek birçok açıklama sunmamıza yol açmıştır. Bu açıklamalar insanlara bir rahatlama sağlamış ve zamanla bu inançların etrafında hikâyeler oluşturmaya başlamışızdır. Sonuç olarak, tanrılar dünyası çoktan kurulmuştu.
Başlangıçta insanların yaşamına pek fazla dokunmayan bu tanrı figürleri, toplumsal yapılara geçişimizle birlikte, bizlerin hayatında daha belirgin bir yer kaplamaya başlamıştır. Onlara adaklar yapıp kurbanlar sunmuş, tapınaklar inşa ederek bu tanrıların gücünü kanıtlamaya çalışmışızdır. İnanç ve din tarihine baktığımızda, zihnimizde daima var olan temel soru ise şu: “Gerçekten tanrılar var mı yoksa bunlar yalnızca insan hayal gücünün bir ürünümü?” Bu sorunun yanıtı konuştuğunuz yere göre değişiklik gösterebilir; fakat Shin Megami Tensei evrenini ele alırsak, Japon inanç sistemi Şintoizm üzerine de konuşmak gerekir.
Modern tek tanrılı dinlerin aksine, Şintoizm çok daha köklüdür ve binlerce tanrı ve tanrıçayı içinde barındırır. Her nehrin, dağın ve ormanın koruyucu ruhları olduğuna ve bu ruhların da kendi alanlarına göre farklı güçlerle donatıldığına inanılır. Burada, tanrısal bir hiyerarşik düzenin olduğunu söyleyebiliriz; bu, Yunan ve Mısır mitolojilerinde de görülen bir yapıdır. Bu temel farklılık, Japonların dünya görüşünü etkiler ve tanrı figürleri söz konusu olduğunda sanatsal özgürlükleri, diğer kültürlere göre daha geniştir. Örneğin, Pokémon oyununda olduğu gibi, tanrıları toplayarak güçlenmeye çalıştığımız SMT V’de, dünya genelinden yaklaşık 250 farklı varlıkla etkileşimde bulunabiliyoruz.
İnsanın küçük tanrıların dünyasında büyük adımları
Yapımımız, bir Japon lise öğrencisinin etrafında şekilleniyor. Bu öğrenci, adının verilmediği bu karakter, serinin geleneği olarak pek konuşturulmuyor; arada kendisine yöneltilen sorularla hikaye yönlendirilmiş oluyor. Kardeşimiz, bir gün bir tünelden geçerken bir depremle harabe bir alanda, bilahare Da’at ismiyle tanıdığı Tokyo’da buluyor. Bu mekâna düşmesinin ardından, ona yardım eden bir ruh ile birleşerek yasaklı bir varlık olan Nahobino’ya dönüşüyor. Bu birleşim, kendi içsel gücünü biçimlendiren bir durumdur.
Böylesi karmaşık bir yapı, hemen her kuşak inançta melekler ve şeytanların mücadelesinin öne çıktığı bir savaşın merkezine usulca çekiyor bizi. Burada tanrılığa nasıl yükselebileceğimiz, seçimlerimize bağlı olarak şekilleniyor. Oyunda farklı sonlar açılıyor ve bu, hayata, inançlara dair görüşlerimizi yansıtmamıza olanak tanıyor. Oyun, bizi tanrısal bir varlık haline gelmek için cesur kararların vermeye itiyor.
Oyun mekanikleri ve derinlikleri
Oyunun işleyişine gelince, sürekli olarak varlıkları toplayarak güçleniyoruz. Demon’ları, savaşlar ya da Füzyon yöntemleri ile edindiğimizde, yeni bir varlık oluşturma sürecine giriyoruz. Bu sistemde, varlıkların güçlü yönlerini dikkate alarak, stratejik bir mücadele yürütmek mümkün hale geliyor. Özellikle Essence sistemi, karakterimizi güçlendirirken, itici güçleri de etkili bir biçimde değiştirme fırsatı sunuyor.
Savaş mekanizmasında Press-Turn sistemi işliyor, yani yapılan her hareket, ya da sektirme, sıradaki inisiyatifimizi etkileyerek daha dinamik bir mücadele sunuyor. Oyunun zorluğu, oyunculara yüksek bir tecrübe kazandırırken, çeşitli taktikleri deneme özgürlüğü de sağlıyor. Çeşitli tanrısal güçler arasındaki dengeyi sağlamak, bir tanrının sahip olması gereken tüm özellikleri bir araya getiriyor. Bu yüzden, en güçlü hasar türlerinden biri olan Almighty hasarını güçlendirmeye de başlamamız öneriliyor.
Grafik ve görsel yenilikler
Görsel açıdan, seri nihayet merakla beklenen grafik güncellemelerini sunuyor. Her ne kadar Final Fantasy standartları kadar muazzam olmasa da, Unreal motoru ile yaratılan görseller kesinlikle etkileyici. Açık dünyaya geçiş, oyunculara keşfe davet ederken, platform unsurları eklenmesiyle daha derinlikli alanlarda gezme fırsatı sunuluyor. Birçok sır, harabe şehir ortamında gizlenmiş bir biçimde karşımıza çıkıyor.
Oyun ayrıca, açık dünya alanında karşılaştığımız zorlukları ve müziği de özelleştiriyor. Müzikleri dinlerken, sohbet ederken ve mücadele ederken biraz azıcık tekrar etse bile, genel olarak atmosferi güzelleştiriyor. Oynanış süresince, akışın yaşattığı keyif, sıkılmamamız için tasarlanmış bir deneyim sunuyor. Ara sahneler de görsel olarak oldukça etkileyici bir hale dönüştürülmüş.
Etki ve satın alma güçlüğü
Ancak, dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki, bu da Atlus’un ticari vaatler etrafında dönmesidir. İki önemli DLC paketi, oyuna dair deneyimi derinleştiriyor ancak, bir yanda bu durum, oyuncuların cüzdanını zorlayabilir. Oyunun içinde yer alan bazı güçlü varlıkların yalnızca bu paketlerde bulunması, oyuncular arasında karışık duygu ve düşüncelere yol açıyor.
Sonuç olarak, oyunun genel yapısı doyurucu ve zorlu bir deneyim sunmasına rağmen, içinde barındırdığı sınırlamalar ve ticari kaygılar sonucu oyuncular üzerinde bir ağırlık oluşturuyor. Shin Megami Tensei V, hem serinin hayranları hem de RPG severler için büyük bir değer taşıyor. O yüzden, fiyatların uygun olması durumunda, bu fırsatı değerlendirmek iyi bir fikir olacaktır.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?