Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

4 dakika okunma süresi

4

Silent Hill 2 Remake: Korkunun Yeniden Doğuşu ve Beklentiler

Korkunun doğduğu yer: Silent Hill 2 Remake! Yüreğimizi ağzımıza getirirken, bekleyişte korkmamayı nasıl başaracağız?!

admin

5 saat önce

Silent Hill 2 Remake: Korkunun Yeniden Doğuşu ve Beklentiler

Silent Hill 2, korku oyunları tarihinde adeta bir kült hâline gelmiş ikonik bir yapıt. Bu nedenle, bu eserin remake’ini üstlenmek, gökyüzünde uçuşan birçok korkunç bulut arasında yürümek gibi bir şey; bir yanınızda cesaret, diğer yanınızda korku! Öyle ki oyuncuların bu yeni versiyon hakkında endişeleri ”sıcak suya düşmüş bir ördek” gibi belirmeye başladı. Tabii, ünlü oyun yapım firması Konami, bu iş için Bloober Team’i seçtiğinde, birçok kişi bu tercihin ne kadar doğru olduğuna dair sorgulamalar yapmaya başladı. Sonuçta, Layers of Fear gibi farklı temalı yapımlarla tanınan bir stüdyodan bahsediyoruz. Herkesin beklentisi “Orijinal Silent Hill ruhunu nasıl geri getirecekler?” şüphesinin kafasında dönüp duruyordu.

Öncelikle, bu remake’in başındaki ekip, orijinal oyunun sabit kamera açılarından mahrum kalacağı haberini duyurduğunda, korku dolu anlar yaşandı. Kim bilir, belki de o açılar arka planda sessizce hüzünlenen birer ruh gibi kalacaklardı! Bloober’ın bu değişiklikleri yapma sebebi, oyun deneyimini daha akıcı bir hale getirmek. Ancak, bu noktada birçok oyuncu, “Kamera açısı değişirse, James’in ruh halini nasıl hissedeceğiz?” diye soruyor. Anlayacağınız üzere, Bloober’ın bu zorlu görevde kollarını sıvaması pek de kolay olmayacak.

Ancak Anna Jasińska, bu karamsar hava içerisinde biraz umut ışığı yayıyor. “Geleneksel hikaye kanonuna sadık kalırken, oynanışı ve grafikleri yeniliyoruz.” derken, adeta hayranların kalplerine biraz su serpmeye çalışıyor. Sanki bir doktor misali, “Merak etmeyin, entübe etmeyeceğiz!” demeye getiriyor. İşin ilginç tarafı, bu stüdyonun zaten çok uzun zamandır bu remake’i yapmak istediği. Sanırım James’in çıkmazına düşmek, birileri için yetersiz bir iş değil. “Bırak beni James! Beni unut!” derken, aslında stüdyonun içindeki isteklerini de dile getiriyor gibi.

Bloober, remake konusunda “Zamanla değişen bazı unsurlar gerektiriyor, ama merak etmeyin, temel hikaye asla değişmeyecek!” şeklinde bir garanti veriyor. Yani, James’in başına gelenler unsuz kalmayacak; sadece biraz daha modern bir biçimde sunulacak. Elbette ki, bu süreçte bazı eleştirmenlerin, Bloober’ın Layers of Fear serisi üzerinden yapacakları analizlere de dikkat çekmeyi unutmuyorlar. Ancak, “Bir filin ucunu görebiliyoruz ama gövdesini göremiyoruz!” misali, bu oyunların getirdiği hissiyat ve anlatım tarzı ile Silent Hill’in ruhunu birleştirip bir şeyler yaratma çabası hiç de kolay değil. Düşünün; korkunun gözünü oymak arasında bir denge kurmaya çalışıyorlar.

Ve tabii ki, bu remake’le ilgili umut dolu bir başka konu da, serinin eski hayranlarının köklerine olan bağlılıkları. Onlara göre, bu remake yalnızca yeni nesil oyuncular için değil, aynı zamanda eski oyuncular için de bir nostalji yolculuğuna dönüşebilir. James’in ruhsal yolculuğu, yeni grafiklerle donanırken, eski hatıralarla da iç içe geçebilir. Bu noktada, “Hatırlamak mı, yoksa unutmak mı?” soru işareti hâline geliyor ki sanırım bu sorunun yanıtı, oyuncuların hislerinde gizli.

Sonuç olarak, Silent Hill 2’nin remake’ini yapmak, bir balerin gibi ince bir dengede gerçekleştirilmek zorunda. İçinde bir hikaye barındıran korkuların ve kaygıların harmanlandığı bu süreçte, herkes başlarını kaldırıp “Gör bakalım!” demekten başka çare bulamaz. Belki de Bloober Team, tüm bu karmaşayı aşarak hem eski hayranların hem de yeni neslin beklentilerini karşılayacak bir eser yaratabilir. Evet, belki de bu, korkularımızla yüzleştiğimiz büyük bir deneme olacak!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?