Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

5 dakika okunma süresi

6

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon'un sihirli dünyasında geçmişe yolculuk yap, hayal kırıklıkları ile yüzleş ve haldeyken ne yapacağını düşün! Sihir olup olmadığını hemen anla!

admin

4 saat önce

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon the Sorcerer, çocukluk yıllarımın en değerli kahramanlarından biriydi. Bir zamanlar, Point and Click adventure oyunlarının LucasArts ve Sierra’nın elinde olduğu dönemde, ansızın karşıma çıkan ve beni büyüleyen bir yapım olarak zihnimin köşelerinde saklı kalmayı başardı. Amiga platformunda defalarca oynadım, diyaloglarının neredeyse tamamını ezbere bildiğim bir şaheser. AdventureSoft, ilk oyunun başarısından sonra bir seri yaratma kararını almıştı. Ancak tüm çabalarına rağmen, ilk iki oyunun dışında pek sevdiğim bir oyun daha üretemediler. Üçüncü oyunda geçilen 3D formatı ise bambaşka bir felaketin habercisiydi.

Hikaye güzel olsa da, o ruhun elinden alınması kaçınılmazdı. Sonraki oyunlar da bu durumdan nasibini aldı; AdventureSoft’tan bir eser çıkmadı ve çıkan hiçbir yapım orijinal ikilinin yanına bile yaklaşamadı. 2022 yılında duyurulan öncül oyun Simon the Sorcerer Origins ise biraz iddialı geliyordu ama kendi gözümden dünyaya baktığımda, kısmen hayal kırıklığı yaşadım. Belki de benim gibi bir Simon the Sorcerer hayranı olmayan bir hoca için kayda değer bir yapım olabilir, ama elbette ben hep geçmişle kıyaslama yapıyordum!

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon the Sorcerer Origins, adından da anlaşılacağı üzere Simon’ın köklerini anlatıyor; bizi ilk oyunun öncesine götürüyor. Demo sürümünde üç bölüm bulunuyordu; ilk bölüm tam bir öğreticiydi, ikinci bölüm oyuna alışmanızı sağlıyordu ve üçüncü bölümse tam anlamıyla geniş bir deneyim sunuyordu. Oyun son haline geçtiğinde 12 bölüm olacağı müjdesi verilmişti!

Demo sürümündeki en büyük şikayetim, kalite kontrol eksikliği olmaktan öteye gitmiyordu. Mesela, oyunun başında efsanevi bir mesaj beliriyor: “ekranda bu ikon çıktığında otomatik kayıt alınıyor demektir.” Şimdi, kişisel bir hayran olarak, adventure bir oyunda manuel kayıt olmamasını pek sevmem. Doğal olarak bu mesaj beni bir tık geriye düşürdü. Menüyü kontrol etmeye gittiğimde “Save Game” ve “Load Game” seçeneklerini görmemin sevinci, gri renkte olmalarıyla sona erdi. “Aa, bu bölüm öğretici olduğundan olmuştur,” dedim içimden. Ama bana göre, kayıt seçeneği var ise mutlaka manuel kayıt da olmalıydı! Neyse, ileriki bölümlerde kaydetmeye çalıştım, ancak seçenek yine inaktif duruma geçti. İkinci bölümün sonunda aynı kaderi yaşayınca, ne yapacağımı anlayamadım: Küçük bir düşünceyle giriştim ama bir tık kötüydüm. İyi ki de çıkıp yeniden başlamışım, çünkü demodaki devam etme seçeneği olmadığını keşfetmiş oldum! Kesinlikle sinir bozucu bir durumdu!

Aslında çoğu zaman bu yüzden bile yazıyı kaleme almak istemezdim ama Origins’te bizi nelerin beklediğini paylaşmak istedim. Umarım asıl oyunda bu kadar can sıkan hatalarla karşılaşmayız. Oyunun görsel tarzı oldukça güzel, grafiklerin ve animasyonların tamamen elle hazırlandığı fark ediliyordu. Fakat, animasyonlardaki hız yavaşlığı gözümden kaçmadı. Simon’ın yürüyüşü adeta bir uçamayan kurbağanın yürüyüşü gibi duruyordu. Çift tıklayıp hızlansa da bu durum pek delikanlı bir his vermiyordu.

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Başlangıçta oyunun müzikalitesinin zayıf olduğunu düşündüm ama ikinci bölümü geçince nostaljik melodilerle tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşadım. Eski mekanları ziyaret edebileceğimiz, o bataklıktaki evin yanına gidip gitmeyeceğimiz gibi pek çok soru işareti içindeyim ama umudum tazeliğini koruyor. Simon’ın hâlâ ilk oyundaki gibi Chris Barrie tarafından seslendirileceği haberi de büyük bir heyecan yarattı! Bu, Guybrush’ı Return to Monkey Island’da yücelten Dominic Armato ile benzer bir güzellikte.

Her ne kadar yıllar geçse de Barrie’nin hâlâ Simon olduğuna şahit olmak, beni sevindiriyor. Eski Simon oyunlarındaki dördüncü duvarı yıkma teması burada da sürdürülmüştü. Ancak bu sefer, gereğinden fazla abartmışlar gibiydi; bu burrokçulukta umarım daha gönülden daha yaratıcı ve tahmin edilebilir görsel sunumlarla dolu. Hikaye, başlangıçta birkaç soru işareti bırakıyor. Orijinal Simon the Sorcerer’da Chippy’nin büyü kitabını bulmasıyla başlayan olaylar, Origins’te açılan portalla kalınlıyordu. Anlamadım! İlk oyundaki olanlarla bağlantılı olup olmadığını düşünmek zorundayım.

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Özellikle gözüme çarpan bu bulmacaların ardında yatan sorular klasikleşmiş eserlerin devam ya da öncül oyunlarında sık yaşanır. Smallthings Studios’un bu zorluğun farkında olduğunu düşünüyorum. Salamai’nin mesajlarıyla, Simon the Sorcerer oyunlarını çok sevdiği ve projeye aşkla bağlı olduğu izlenimi edindim. Demo sürümünden memnun olmasam da oyun tam haliyle, umarım beni tekrar geçen güzel günlere götürür. Düşüncelerim hâlâ taze, hep bekliyorum!

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Simon the Sorcerer Origins: Geçmişe Yolculuk ve Hayal Kırıklıkları

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?