Star Wars: The Rise of Skywalker – Filmin Kıyameti
2019’un sonlarına doğru vizyona giren The Rise of Skywalker, çoğu Star Wars hayranı tarafından adeta bir sinema felaketi olarak nitelendirildi. Hani derler ya, “Bir çuval inciri berbat etmek,” işte bu film tam olarak o çuvalın içindeki incirleri ezip geçmeyi başardı. Senaryodaki boşluklar ve tutarsızlıklar o kadar dikkat çekiciydi ki, izleyiciler gözlük takmaya bile gerek duymadı; çünkü her şey ortadaydı! Artık gözlük takıp, ‘Ben ne izliyorum?’ diye düşünmeye gerek kalmıyordu!
Filmin en büyük talihsizliklerinden biri, dokuz filmlik Skywalker Efsanesi’ni sonlandırma görevini üstlenmiş olmasıydı. Bu, “Bir şeyin sonunu getirmek” dedikleri zaman, bir yandan da hayranların kalp atışlarını hızlandırmak gibi bir şey. Ama ne yazık ki, sonuç pek de iç açıcı olmadı. The Last Jedi filminde Snoke karakterinin aniden ortadan kaybolmasıyla birlikte, “Acil durumda camı kırınız!” mantığıyla filme dahil edilen Palpatine, adeta bir kötü adam klasiği gibi, hikayenin ortasına düştü ve her şeyi daha da karmaşık hale getirdi. Yani, filmin senaristleri herhalde “Şimdi ne yapalım?” derken, “Bilmiyorum, Palpatine’i geri getirelim!” dediler.
Disney’in Hedefi: Daha Fazla Karakter, Daha Az Mantık
Disney, Star Wars serisini bir şekilde işlemeye devam ediyor. Ancak bu, “Daha fazla karakter ekleyelim, mantığı unutalım!” şeklinde bir anlayışla yapılıyor gibi görünüyor. The Rise of Skywalker‘ın arkasındaki sır perdeleri, kitaplar ve çizgi romanlar aracılığıyla açığa kavuşmaya başlıyor. Yani anlaşılan o ki, “Sınırsız kaynak” mantığıyla, her şeyi bir kitap ve çizgi romanla açıklamaya çalışıyorlar. Bu da hayranları “Bir kitabı daha mı okuyacağız?” çilesine sokuyor.
Son olarak, The Rise of Skywalker romanında öğrendik ki, filmde gördüğümüz Palpatine aslında bir klonmuş! Evet, doğru duydunuz. Kendi kendinin klonunu yapacak kadar ileri giden bir karakter! Hani, “Klon mu? Yoksa başka bir şey mi?” soruları akla geliyor. Çocukluk hayalini gerçekleştiren Palpatine, “Benim de bir klonum olsun!” diyerek, klonlar dünyasına adım atmış. Bu durum, filmin senaryosunu daha da absürt hale getiriyor.
Çizgi Romanlar, Kitaplar ve Hayranların Sıkıntıları
Chicago’da yapılan C2E2 etkinliği sırasında 17 Mart’ta satışa çıkacak yeni kitabın tanıtımı yapıldı. Kitapta yer alan Kylo ile Palpatine’in karşılaşma sahnesi durumu biraz açıklıyor. Kylo, “Bana ne verebilirsin?” diye sorduğunda, Palpatine’in klon vücudu titriyor. Yani, düşünsenize, titreyen bir Palpatine! Korkunun ecele faydası yok, derler ama bu durumda korkunun Palpatine’i titretmesine neden olduğunu söylemek mümkün!
- Star Wars: The Rise of Skywalker – İnceleme
- Star Wars: The High Republic Dönemi Resmen Duyuruldu!
Filmde makinelere bağlı olarak gördüğümüz Palpatine’in klon olması hikayede çok fazla şeyi kurtarmıyor. Hani, bir şeye bahane bulmak isterseniz, bahane değil de klon yaratmak, daha etkileyici bir seçenek gibi görünüyor. Ama sonuçta, Disney üçlemesiyle evrene girmiş karakterlerin arka plan yetersizliği oldukça can sıkıcı! “Neden böyle oldu?” sorusu, hayranları daha çok düşündürüyor. Yani, bir “Bizi düşündüren bir film” değil, “Bizi sinirlendiren bir film” oldu.
Şimdi, ufukta önce çizgi roman ve kitaplarla altyapısı hazırlanacak olan High Republic dönemi var. Umuyoruz ki, Disney hatalarından ders çıkarmış olsun ve bir Rise of Skywalker faciası daha yaşamayalım. Yoksa, klonlardan oluşan bir Star Wars evrenine mahkum olacağız! Gözlerimizi açalım, kulaklarımızı dört açalım ve umarız ki, bu sefer daha az klon, daha fazla mantık ile karşılaşırız!