Bu yazıyı nasıl yapsam diye düşündüm ve birazcık zorlandım çünkü önceki beta deneyimlerimle şimdiki oyunun durumu birbirine çok benziyor. “Ne ekleyeceğim şimdi?” sorusu zihinimde dolaşırken, kendimi algoz bazen karmaşık ama heyecan verici bir yolculuğa çıkmaya hazır buldum ve dövüş oyunları tarihine adını yazdıracak bu oyunu sizlerle paylaşmaya hazırım. Street Fighter 6, öncelikle Capcom’un önceki oyun için oyunculardan özür dilemesi niteliğinde bir yapım. Hatırlarsak, o oyun ciddi eksik içerikle piyasaya sürülmüştü ve sevenlerinin tepkisiyle karşı karşıya kalmıştı. Görsel tercihler de kısa bir süre içerisinde ciddi bir eleştiri konusu olmuştu (Ken’in kendini bilmez hali bile hoş değildi). Ancak Street Fighter 6, tüm bu olumsuzlukları geride bırakıp yeni bir başlangıç yapma gibi hissettiriyor; hem içerik hem de görsel olarak. Şimdi, gerçekten de sokak dövüşçüsü gibi hissediyoruz ama buna birazdan döneceğim. Öncelikle, oyun mekanikleri ve nasıl yenilikler elde ettiğinden biraz bahsedelim. Sonrasında ise her bir modla ilgili detaylar vereyim.
Yeni Düzen
Başlık iddialı görünse de, Street Fighter 6 dövüş oyunlarını yeniden icat etmiyor. Ama onları daha erişilebilir kılmak ve uzlaşılabilir bir düzeye getirmek gibi bir amaca hizmet ediyor. Bunu, Modern, Classic ve Dynamic adını verdiği üç farklı kontrol sistemi sunarak gerçekleştiriyor. Classic, bildiğiniz üzere, hafif, orta ve ağır ataklarla rakiplere karşı yapılan mücadelelere dayanıyor. Pro oyuncular zaten buna alışkındır. Fakat! Modern kontrol ile eski tarzdan farklı tatlar almak mümkündür. Modern, özel hareketleri daha kolay yapmamızı sağlarken, karakterin tüm hareket setini tam olarak kullanmamıza izin vermeyen bir tür. Örneğin, Zangief’in kapmasını yapmak için analog çubuğunu hareket ettirmeniz gerekmiyor; iki komutla kolayca kapmayı gerçekleştiriyorsunuz. Bunu özellikle serinin ilk yönleriyle tanışacak yeni oyunculara öneririm, online maçlarda rütbe atlamak istediklerinde ise Classic kontrol sistemine geçiş yapabilirler. Üçüncü mod olan Dynamic ise yalnızca yerel oyunlarda geçerli ve online’a kapalı. Bu moddayken, size gelen rakibinize direkt saldırmasını sağlayabilen yapay zekâ desteği sunuluyor. Yani sizin bir tuşa basmanız yeterli, o otomatik olarak birkaç vuruş yapıyor. Eğer tek başınıza oynuyorsanız, hızlı bir başlangıç yapmak için oldukça faydalı bir seçenek olduğunu söyleyebilirim. Capcom’un bu çeşitliliği, 30 yıllık seriye taze bir soluk kazandırma hedefine hizmet ediyor. Ben kendi adıma 1993-1994’ten beri oyuncuyum ama birçok yaşıtım artık farklı bir hayat tarzına yönelmiş durumda. Dolayısıyla, yeni nesle seriyi tanıtmak için Street Fighter 6 mükemmel bir fırsat sunuyor.
“Alandayız abi, hemen geliyoruz!”
Kontrol değişikliklerini ve yeniliklerini açıkladık, şimdi ise oyunun kendini nasıl duyurduğuna dikkat edelim. Özellikle dövüş oyunlarında açıklayıcı eğitim modları son derece önemlidir. Pro oyuncuların atışlar arasındaki çerçeve değerlerini, hangi hareketin kaç milisaniye sürdüğünü ve hitbox alanlarını önemsemesi gerekiyor. Çünkü dövüşlerde kazanmak ile kaybetmek arasındaki fark bu detaylarda gizli. Yeni oyun, bu detayların yanı sıra hangi karakterle nasıl kombolar yapılacağına dair oldukça anlaşılır bir eğitim moduna sahip. Dolayısıyla farklı modları keşfetmeden önce ‘Fighting Ground’ adlı bu alana mutlaka uğrayın ki sonra pişman olmayın. Yine, burada yerel oyun modları mevcut; takım dövüşleri, birebir mücadele ve alternatif şartlarda dövüşler yer almakta. Arcade modunu da burada incelemenizi öneririm, karakterler hakkında ısınmak ve hikâye girişlerini yapmak için oldukça eğlenceli.
İşte burada ‘Battle Hub’ devreye giriyor ve daha önce bahsettiğim gibi, burası oyun dünyasının çevrimiçi kısmının kalbidir. Özellikle Dragonball oyunlarındaki gibi, oyuncuların buluşup etkileşimde bulunduğu, meydan okumalar yaptığı veya sadece gezip dövüşleri izlediği bir alan. Karakter yaratma ekranında yarattığınız avatarla takılabiliyorsunuz ve bu etkinlikler, oldukça çeşitli ve tuhaf avatarların ortaya çıkmasına sebep oluyor. İlginç karakterler ve tuhaf kombinasyonlar bulmak mümkün; kolları iki metre boyunda bir vücut, yemyeşil bir suratla mekâna giren karakterler… Her şeyi gördük! Bu avatarlar daha sonra World Tour modunda da karşımıza çıkacak ama o konuya daha sonra döneceğiz. Battle Hub’da pek çok arcade makinesi yer almakta ve onlara oturarak insanlarla eşleşmeye başlayabiliyorsunuz. Ayrıca, diğer alanlarda klasik Capcom oyunları oynamak için makinelere de erişebiliyorsunuz. Bunun yanında fotoğraf köşesi, oyun içi parayla alışveriş yapabileceğiniz bir kıyafet mağazası ve DJ kabini de mevcut. Üstelik, bu alanda bulunmadan da dereceli veya normal maçları yapmamız mümkün. Bunun için ‘Fighting Ground’dan ayarları değiştirmeniz yeterli, ki ayarlara geleceğim, korkunç detaylı bir ayar menüsü var. Capcom’un burada oyuncuların geri bildirimlerine önem vererek başarılı bir şekilde yansıttığını görüyoruz; kendilerine alkış!
Drive Impact’e Hoş Geldiniz
Bu inanılmaz ama Street Fighter tarihinde ilk defa sokaklarda dövüşmeye başlıyoruz. Daha önce çeşitli arenalarda sokak atmosferini gördüğümüzü biliyorsunuz ama ilk kez açık alanlarda dolaşarak kendimize rakip arıyoruz. Şimdi, oyunun üçüncü ve en dikkat çekici mod olan ‘World Tour’dan bahsedeceğim ama oraya gelmeden önce birkaç teknik detayı paylaşmak istiyorum. Oyun, gözlerimizi doyuran Unreal 4 motoruyla hazırlanmış ve hem akıcılık hem de görsel çeşitlilik açısından oldukça başarılı. Dövüşçülerin yüz ifadeleri, seslendirme ve dudak senkronizasyonları oldukça iyi, genel sanat yönetimi ve frame rate ise bizi üzmüyor. Özellikle bazı karakterlerin yeni kostümleri dikkat çekici. Cammy’nin yeni tarzına hayran kalıyoruz ama onun yanı sıra Zangief’in komik kalan eski görünümünü değiştirmesi de hoşuma gitti. Yeni dövüşçülerden Kimberly, Manon ve Jamie’nin stilleri oldukça beğenilirken, Marisa, JP ve Lily’nin tasarımları ise biraz zayıf kalmış. Dee Jay’in Jamaika’daki tasarımı dikkat çekici, Dhalsim ise geleneksel tarzı ile öne çıkmakta. Sokak dövüşçüsü olduğumuzu düşünerek neden renklilikten yoksun olalım ki? Capcom, yeni Drive sistemleri ve vuruşların görsel estetiği sayesinde bu dinamizmi aktarmaya çalışmış.
Özellikle söylemek istediğim çok şey var: her zamanki klasik hareketlerinizi gerçekleştirmeye yarayan süper bar gibi değişen bir durum söz konusu değil ama yeni eklenen 6 slotlu Drive barı oyunun savaş mekaniklerinin merkezinde yer alıyor. Bu bar tamamen dolduğu zaman Burnout durumuna geçiyor ve bu vaziyetten çıkmak zaman alıyor. Bu barla yapabildiğimiz ‘Drive Parry’, rakibin hamlesini doğru zamanda savuşturma yeteneği kazandırıyor. Hatta zamanlamayı mükemmel ayarladığınızda, ‘perfect parry’ yaparak karşı bir tezahürat yapma imkânı sunuyor. Drive Rush ise Klasik kontrolle oynayanlar için kolay bir hareket. Eğer rakibiniz Hadoken atıyorsa ya da Guile ile şarj durumu içindeyse, ‘Drive Rush’ ile rakibinizin yanına hızla ulaşabiliyorsunuz. Kemalettin Burak diyor ki, ‘Drive Impact’ bu oyun içindeki yeni ve dikkat çekici bir özellik. Tek bar harcayan ve sayısız avantaj sunan bu hareket, rakibin hamlesini engelleyerek onları etkisiz hale getiriyor. Ancak bazı noktalarda, bu durum kimi zaman Drive Impact çatışmalarına dönüşebiliyor. Bu da oyunun temposunu türlü biçimlerde etkileyebilir.
Sokaklar benim evim, her daim dövüşürüm
Özetle, oyunun anlatacak çok fazlası var ve Capcom, daha önce belirttiğim gibi, yaratılan avatarlar ile oynayacağınız bir hikâye modu ve geniş açık alanlar eklemiş bulunuyor. ‘World Tour’ adlı bu mod, Dragonball Xenoverse oynayanların kolayca alışacakları bir sistem üzerine kurulu. Metro City adındaki şehirde, dövüş yolculuğuna yeni gelen bir genç olarak karşımıza çıkıyoruz ve “Güç nedir?” sorusu etrafında dönen bir hikaye ile başlıyoruz. Daha sonra Luke ile tanışarak dövüş eğitimlerine başlıyoruz. Buradaki hikaye biraz karmaşık olsa da ana albenisi, ana dövüşçülerle karşılaşarak onların eğitimlerini alma fırsatını sunması. Örneğin, Çin mahallesinde Chun Li ile karşılaştığınızda, ondan eğitim alarak hareket setinizi genişletebiliyorsunuz. Ama yine de bütün hikaye gereksiz detaylarla dolu. Özgürce hareket etsin diye geliştirdiğiniz dövüş stili, birçok dövüşçü ile tanışarak renklenmekte. Ancak takip ettiğim hikaye ilerledikçe daha keyifli hale geliyor.
Bu modda karşılaştığımız özel dövüş stillerine sahip karakterlerle dövüştüğümüzde ise, onların stillerinde daha fazla gelişim şansı buluyoruz. Toplayabildiğimiz eşyalar, güçlendiriciler ve hediyeler, vasat bir hikayeye rağmen uzun bir süre oynamamı sağladı. Tabii ki bu modda daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Hikayede bir bağ geliştirdikçe, eğitmenlerimizle daha yakın bir ilişki kurmak da hoş bir özellik. Kim Chun Li’den özel mesaj almak istemez ki? Hepsinin yanı sıra, bu modun interaktif özellikleri, gerçek bir sokak dövüşçüsü gibi hissettiren bir atmosfer sunmakta. Şahsen, dövüş mekaniklerinin eğlenceli olduğu kadar, bu mod sayesinde de zamanımı geçirmek oldukça keyifli.
Bu Kavga Bitmez!
Peki oyunu almak mantıklı mı? Evet, kesinlikle alın! Türkçe desteği yok ancak bu açıdan bir zorluğun olacağını düşünmüyorum; dövüşmek için gerek yok, keyfi çıkarın. Fiyatı oldukça kabul edilebilir ve sunduğu içeriğe göre uygun. Ayrıca gelecekteki güncellemeleriyle, oyunun değeri daha da artacak. PC’de bazı teknik sorunlar yaşanmış olabilir ama bunlar zamanla çözülür. Konsol üzerinde oynarken çeşitli aktivitelere katılmak ve keyif almak oldukça zevkli oldu. Alın, dövüşün, rahatlayın. Yazın pek gelmediği şu günlerde Street Fighter 6, tam da ihtiyacımız olan bir lütuf gibi.