2023 yılı oyun dünyası için nesnelerin gerçek bir döngüye girmiş olduğu bir yıl olarak zihinlerimizde yer buldu. Herkes bu konuda hemfikir, RYO sevenler de aksiyon tutkunları da kendine bir şeyler buluyor. Ancak bir süredir içimdeki boşluk büyüyor. Biliyor musunuz, çevrimiçi bir oyunun tamamen beni kendine hapsetmesini dört gözle bekliyorum. Mevcut oyunlara gelen müthiş güncellemeler bir yandan tatmin edici olsa da, yeni yüzler görmek için can atıyorum. Overwatch 2’yi geçelim, o artık eski bir dost bile sayılmaz. Zamanında bizimleydi, ama yeni nesil için yerini birine bırakması gerekiyor.
Bu nedenle THE FINALS benim dikkatimden kaçmadı. Tek başına çevrimiçi olmasının yanı sıra, Battlefield serisinin arkasındaki deneyimli ekip tarafından yapıldığını öğrendiğimde gözlerim parlamaya başladı. Oynanış kısmına dair detaylara daha sonra gireceğim ama şu an için bilmenizi istediğim bir şey var: Deneyimli bir ekibin çevrimiçi bir nişancı oyunu yaparak işlerine koyulması maçta skorun 2-0’a çıkması gibi bir şey. Çevrimiçi oyunların en büyük sorunlarından biri olan oyuncu eksikliği kelime oyunu olmaktan öteye geçiyor, bu eksiklik THE FINALS için büyük bir tehdit olmaktan çıkıyor. Düşünüyorum ki, Battlefield 3 hâlâ oynanıyorsa, THE FINALS’ın başına gelebilecek kötü senaryolar da oldukça azalıyor.
Parayı kapmanın tam zamanı!
Şimdi THE FINALS’ın oynanışından bahsetmeden önce temasına dalmak istiyorum. Çünkü bu oyun gerçekten de baş döndüren bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Esasında, bu oyunun temelinde bir tür vahşi spor yatıyor: Üçer kişilik üç takım (ki turnuvalarda bu sayı dört olabiliyor) parayı kapma mücadelesine giriyor. Evet, bu durum bazen takımlardaki oyuncuların canını sıkıyor, bazen de kendi canlarının sıkılmasına neden oluyor. Hangi takımın parayı nasıl kazanacağına dair şansın yanı sıra, her bir takımın kendine has isimleri, maçların spikerleri ve hatta spikersel ikilisinin yarattığı bağımsız hava durumu değerlendirmeleri bile olayların komedi boyutunu artırıyor. Arenada ilk kan döküldüğünde spikerlerin nasıl ciddileştiğini düşündüm ve kahkahalarla dolup taştım. Eğer takımınızın üyeleri yere serilirse, spiker bunu duyurmadan edemiyor. “Üç puanda kalmış bir takım!” demiyorlar ama kelimenin tam anlamıyla ölüme dikkat çekiyorlar!
İlk başta bu oyunun bir Battle Royale olduğunu düşünebilirsiniz. Ama sakın! Asıl olaylar tamamen farklı bir bakış açısıyla ele alınıyor. Takımınız tamamen imha olursa, birkaç süre sonra yeniden oyuna dahil olabiliyorsunuz. Yani bir nevi “eleniyor” olmak mı? Evet, biraz öyle, ama esas mücadele turnuva modlarında geçiyor. Her türlü yabancı tam rahatlayacağınız bir oyun arayışında olanlar, THE FINALS’a hızlıca bir şans vermek zorunda!
Dinamik haricha, hiperstatik eğlence!
Şimdi de Battlefield ekibinin yapısına değinmek istiyorum: Tamamen parçalanabilir binalar! Çünkü harita üzerinde mış gibi durmak olmuyor. Ortada bir kasa var ve bu kasa da oldukça ağır. Eğer yukarıda bir takım kasayı koruyorsa, sürekli saldırıyorsunuz ama adamlar da takım oyununu biliyor. Sürdüğünüz mücadeleyle baş bir türlü beliremediğiniz bir alan içindesiniz. O zaman ne yaparsınız? Yukarıdaki takıma “merhaba” demeden yukarının aşağıya inmesine neden olursunuz! Yerleştirdiğiniz yapışkan bombalar ve RPG’ler sayesinde duvarları aradan çıkartıyorsunuz. Sonrasında ise oynamak tamamen yeni bir deneyime dönüşüyor!
Daha açık betada sınıflar hakkında doğru varsayımlarda bulunmak zor olsa da, oyunculardan gelecek geri bildirimlerin ekibin kulaklarına gideceğinden eminim. Sınıflar, vücut tiplerine göre belirlenmiş: Hafif, Orta ve Ağır olarak üç kısımda toplanmış. Kullandığınız silah, yetenek ve istatistikler her 3 sınıf için de farklılık gösteriyor. Yani bu oyun, oyuncular arasında keskin bir fark yaratarak “bunlar çok benziyor” düşüncesine kapılmanızı önlüyor.
Battlefield ve Call of Duty gibi hızlı nişancı oyunlarını sevenler, THE FINALS’ı denemeden geçemeyecek. Ancak Counter-Strike ve Valorant gibi taktiksel nişancı sevenler, bu oyunun radarlarının arasında yer almalı. Hem “sadece vurmaya gideceksen” hem de taktiksel nişancı oyunları kadar zorlayıcı olmaması, bu oyunun cazibesini artırıyor. Kısacası, zırva peek’lere yeşil ışık yakmaktan bıktıysanız, THE FINALS birkaç maçlık bir deneme için neden iyi bir tercih olmasın ki? Hem öldürme eğlencesi ile objektif sorumluluğu arasında çok iyi bir denge kurmaya çalışıyorlar.
THE FINALS
Yapım: Embark Studios
Dağıtım: Embark Studios
Fiyatı: Oynaması ücretsiz
Bulunduğu Platformlar: PC, Playstation, Xbox