The Order of Giants İncelemesi: Vatikan’da Gizemli Bir Macera

‘The Great Circle’ oyununu oynarken Vatikan bölümünde, Günah Çıkarma Çeşmesi’nin yanındaki demir kapıyı açmak için uğraşmanın sizin için de bir merak unsuru olup olmadığını düşündüm. Oyun ilerledikçe oraya girebilmeyi umarak, ben de defalarca o demir parmaklıkları zorlamıştım. Meğerse, o kısım bu DLC için özel olarak ayrılmış bir alanmış. Nereden bilebilirdim ki? Bethesda’dan böyle bir sürpriz gelmeyeceğini düşünmek de belki fazla naif olmak. Gerçekten bu mu, devler arenası?

The Order of Giants, bizi tekrar Vatikan’ın caddelerine götürüyor. DLC’ye adım atabilmemiz için, Günah Çıkarma Çeşmesi’nin biraz ilerinde duran Peder Ricci ile konuşmamız şart. Geveze bir papağana sahip olan bu genç adam, Vatikan’ın altında kadim bir Roma hazinesi bulunduğundan, fakat araştırmaktan men edildiğinden söz ediyor. Tarihi eserlerin peşinden koşan Indy de ona yardım etmeyi kabul ediyor ve kolları sıvıyor.

İlk olarak, biraz önce bahsettiğim kapalı alanda yer alan bir villaya yöneliyoruz. Küçük bir bulmaca çözümlemesinin ardından kendimizi yeraltı dehlizlerinde, dünyanın en eski kanalizasyon sistemlerinden biri olan Cloaca Maxima’nın karanlık kanallarında buluyoruz. DLC’nin en büyük handikabı, “açık dünyada” geçiyormuş gibi gösterilmesine rağmen sınırlı ve dar bir harita sunması. Yan görevler ve toplanacak eşyalarla uğraşmadığınız takdirde, tüm DLC’yi 5-6 saat içinde tamamlamanız mümkün. Bu sürenin büyük bir kısmı da karanlık kanalizasyonlarda geçiyor. DLC’nin tanıtımında geçen “kalabalık Roma sokakları, Kolezyum kalıntıları ve Vatikan bahçeleri” ise tam bir yanılsama. Bunlar var, ancak çok küçük haritalardan ve birkaç dakikalık bölümlerden oluşuyorlar.

DLC’nin en belirgin özellikleri

DLC’nin en dikkat çekici yanlarından biri, bulmacalarının zorluğu. Bu kez toplamda 4 bulmaca mevcut ancak her biri ana oyundaki bulmacalardan çok daha büyük ve karmaşık. Bazılarında dakikalarca takılacağınızı söyleyebilirim. Ne yapmanız gerektiğini bulsanız bile, bunu nasıl gerçekleştireceğinizi anlamak oldukça zaman alıyor. Ancak, bu bulmacalardan ikisinin birbirine benzemesi, oyundan alınan keyfi azaltan bir diğer unsur. Ayrıca, içerik açısından zayıflık oluşturan sadece bir keşfedilebilir kitap ve bir fotoğrafı çekilmesi gereken kedi olması da ana oyundaki tekrarlarla birlikte olumsuz bir etki yaratıyor.

Diğer yandan, seslendirmeler, mekân tasarımı ve grafik kalitesi yine mükemmel düzeyde. DLC’nin hikayesi, ana oyunun macerasına katma değer sağlamasa da kendi başına merak uyandırıyor. Meşhur devlerin farklı bir bakış açısıyla ele alınmasını ve tarihsel olayların işleniş biçimini oldukça sevdim. Oyun sonunda canavara karşı verilen savaşı da beğendim. Yine de daha önce keşfettiğimiz bir bölgede küçük haritalar arasında dolaşmak yerine, yeni bir alan görmek daha hoş olurdu. Bu haliyle “aynısından biraz daha” olarak kalmaktan öte gidemiyor The Order of Giants.