Yeni oyunları çıktıkları hafta incelemek, günümüzde yaygın bir uygulama haline gelmiş durumda. The Spirit of the Samurai için de bu şekilde bir inceleme yapmayı planlamıştık ancak inceleme kodu elimize geç ulaştığı için bu mümkün olamadı. Aslında bu duruma sevindim çünkü mevcut yorumlar pek iç açıcı değildi ve geçen süre zarfında gelen güncellemelerle daha iyi bir oyun deneyimi sunacağı düşüncesi, daha sağlıklı bir değerlendirme yapmamıza olanak tanıyacaktı. Hala güncellemelerin devam edeceği belirtiliyor ancak şu anki haliyle The Spirit of the Samurai, bizlere eğlenceden çok sıkıntı sunuyor.
Oyun, özellikle stop-motion animasyonlarıyla tanınmakta ve bu animasyonlar, yaşadığımız sorunların başlıca kaynağı. Ana karakter Takechi ve düşmanlar, hareketli bir aksiyon oyununda sürekli olarak takılıyormuş gibi bir izlenim veriyor. Bu seçim, oldukça zorlu bir deneyim sunuyor; bitirici hareketlerden platformlara tutunmaya kadar birçok eylem animasyon açısından eğreti duruyor. Çok keskin geçişler, karakterin ne yapacağını anlama zorluğu ve tuşlara verdiği belirsiz tepkilerle karşılaşmak benim için oldukça zorlayıcıydı. Elbette, oyun bazı anlarda güzel çalışıyor ve parlayan noktalar mevcut ancak genel deneyimi çok fazla olumsuz etkiliyor.
Bu “sıkıntılı tercihler” sadece stop-motion animasyonlarla sınırlı değil. Yakın dövüş mekanikleri de pek iç açıcı değil. Karakterimizin özelleştirilebilir combo seti, en hızlı haliyle bile düşmanları geride bırakmakta zorlanıyor. O combo gerçekleşene dek düşman size çoktan saldırabilir ve sadece birkaç darbe almanız durumunda ölmeniz kesin. Bu garip tasarım, sizi savunma moduna geçmeye zorlayarak kılıcınızı kaldırmanıza neden oluyor. Ardından parry veya dash kullanarak bir boşluk yakaladığınızda saldırı yapıyorsunuz ama bu noktada da fazla vaktiniz yok. aynı şeyler tekrar yaşanıyor.
Oyun, samuray usulü dövüş ölçeğine sizi yönlendirmeye çalışıyor ancak bu durumda “Bu hareket seti neden var?” sorusunu akla getiriyor. Niyetler güzel, ama başarılı bir şekilde uygulayamıyorlar. Aslında bu durum bütün oyun için geçerli. Gerçekten bir sürü çaba mevcut. Düzgün ara sahneler, karakterlerin seslendirilmesi ve farklı oynanabilir karakterlerin bulunması, kesinlikle oyunun dikkat çekmesi için düşünülmüş. Ancak temel dinamiklerdeki sorunları görünce bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Örneğin, platform alanları. Kesinlikle başarılı performans sergilemeniz bekleniyor; en ufak hatada kayboluyorsunuz. Takechi’nin kedisi Chisai ile oynadığımız kısımlar ise oldukça sinir bozucu.
Başka bir sorun da, yakın dövüşlerdeki hitbox belirsizliği. Düşmanın duruşu, görüşü ve vurabildiği alan arasında örtüşme olmadığı zamanlar oluyor. O kadar keskin bir sınır var ki, sanki biraz sola kayarsanız vurulmayacak gibi bir izlenim oluşturuyorsunuz ve bu da hiç adil hissettirmiyor. Burada asıl sorun, “Ölmemek için oyun benden hangi kombinasyonu istiyor?” sorusuna dönüşüyor ve bu da eğlencenin zayıflamasına neden oluyor. Düşman çeşitliliği oldukça az ve boss savaşları da keyif vermiyor, geriye ise sadece Japon mitolojisi ve sinematik deneyim kalıyor.
Fakat bu sinematik deneyimde The Spirit of the Samurai‘nin sağlam bir yönü var. Sinematik sunum, hem ara sahnelerde hem de oyun boyunca birçok yerde dikkat çekici. Çevre tasarımı ve mitolojik karakterlerin görünüşü oldukça başarılı. Eğer bu oyunun bir metroidvania türünde olsaydı, o karakterlerin yan görevlerini yapmak isteyebilirdim. Ancak lineer bir yapı ile Takechi’nin hikayesini anlatması sayesinde temayı derinlemesine kavramak mümkün olmuyor. Takechi ve Chisai’nin yanı sıra Kodama karakteri ile de oynuyorsunuz. Bu, aslında küçük bir Takechi ancak seviye atlama ve ok atma özelliklerine sahip değil; daha basit bir oynanışa sahip.
Seviye atlama özelliği, düşmanları öldürdükçe kazandığımız deneyimler ile 4 farklı yeteneğimizi güçlendirmeyi sağlıyor. Ancak bu, herhangi bir dal geçişine gitmeyen düz bir karakter güçlendirme sistemi sunuyor. Seviye atladıkça yeni saldırı hareketleri de açılıyor ve bunları dilediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Oyun içi ara sahneler de birçok indie oyunun aksine yalnızca ekran görüntüleriyle sınırlı değil. Önceden işlenmiş sahneler var ve geliştirici ekip Digital Mind Games yeni ara sahneler de ekleyeceklerini belirtiyor. Seslendirmeler ise oldukça başarılı; çok fazla diyalog olmadığını da söyleyemeyiz. Yeni ara sahnelerle birlikte yeni düşman tipleri, yeni bitirici animasyonlar vb. öğeler de geleceği belirtiliyor. Ancak, lineer yapısı, 5-6 saatte tamamlanan ve muhtemelen çok az kişinin aklında kalacak bir oyun için bu çaba, hem şaşırtıcı hem de finansal olarak merak uyandırıcı. Digital Mind Games ekibinin öğrenmeye ve daha iyisini yapmaya istekli olduğu gözlemleniyor. Bu kesinlikle takdir edilmesi gereken bir durum ama bu, The Spirit of the Samurai‘yi önermek için yeterli değil. Özellikle yakın dövüş ve karakter kontrollerindeki zorluk, oyun içindeki olumlu unsurları gölgede bırakıyor.