Tiny Bookshop: Huzur Dolu Bir Seyyar Kitapçı Deneyimi

Tiny Bookshop’un demosunu deneyimlediğimde ilk bakışta aşık oldum ve hemen ilgimi çekti. Proje, huzur verici detaylarla bezenmişti ancak tam sürümünün, beklediğimden çok daha fazla içerik sunduğunu keşfetmek beni sevindirdi. Tiny Bookshop, sahil kenarındaki sevimli bir yerleşim yerinde bir seyyar kitapçıyı yönetmeye dair, yavaş ama oldukça huzur veren bir deneyim sunuyor. Minimal bir görünümü olsa da, kasaba çeşitli hikayelerle ve her biri kendi sorunlarıyla meşgul olan canlı karakterlerle dolup taşıyor.

Her gün, kasabanın 10 farklı bölgesine ait harita üzerinden istediğiniz yeri seçerek dükkânınızı açıyorsunuz. Elinizdeki kitapların satıldığına tanıklık ediyor, arada müşterilerinizin kitap önerisi talepleriyle karşılaşıyorsunuz. “Fantastik bir roman arıyorum fakat 400 sayfadan kısası,” ya da “Korkutucu bir şeyler istiyorum ama aşırı kanlı olmasın,” gibi bazen basit, bazen de karmaşık istekler alıyorsunuz. Eğer elinizdeki kitaplar arasından uygun olanı seçip önerirseniz, kitaplarınızın satışını artıran geçici bir bonus kazanıyorsunuz. Kitaplar, 7 farklı kategoriye ayrılmış durumda: Polisiye/korku, klasik, dram/tiyatro, fantastik/bilim kurgu, gezi, çocuk ve bilgi kitapları. Üstelik, bu kitapların gerçek olduğunu belirtmem gerekir.

Bit pazarına gitmişken kitap almamak olur mu? Gidilecek bölgeyi mevsime, hava koşullarına veya yerel etkinliklere göre belirliyorsunuz. Örneğin, her çarşamba balık pazarı, her cumartesi bit pazarı ve her pazartesi markette indirim günü gibi. Kışın plaj yalnız kalırken, yazın oldukça kalabalık oluyor. Her alanın kendine özgü etkinlikleri ve küçük görevleri mevcut, ayrıca her bölgede ilgi çeken kitap türleri de değişiklik gösteriyor. Etkinlik günlerinde daha fazla müşteri gelir, bu da planlamalarınızı buna göre yapmanıza sebep olur. Kazandığınız paralarla, hem kitaplığınızı zenginleştirmek hem de küçük dükkanınıza çeşitli dekoratif eşyalar almak mümkündür. Bu eşyaların her birinin farklı etkileri olduğunu da söylemekte fayda var; kimi belirli türdeki kitaplara satış bonusu sağlıyor. Küçük bir tavsiye vermek gerekirse, oyunun başında biriktirdiğiniz parayı kullanarak önce kahve makinesi edinmenizi öneririm. Her bir müşteri, bu makinayla birlikte daha uzun süre dükkânınızda kalıyor, aynı zamanda kahve alarak size daha fazla kazanç sağlıyor. Ayrıca, kahve temasının oyunla da güzel bir uyum sağlaması gerçekten hoş bir detay.

Çizimler ve pastel tonlardaki renk paleti, oyunun ruhuna mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor. Bookstonbury adındaki bu kurgusal kasabada yaşamayı gerçekten isterim. Her mevsimde atmosfer ve çevresel detaylar değişiyor, bu da oyuna farklı bir tat katıyor. Dahası, oyundaki 8 karakterin her biri benzersiz özelliklere sahip. Görevleri tamamladıkça onların hikayelerine de tanıklık ediyoruz.

“Aaa dizinin kitabını yapmışlar!” Oyunda Türkçe seçeneği olduğunu biraz geç farkettiğimde hoş bir sürprizle karşılaştım; kitaplar arasında Türk edebiyatından ünlü eserler de yer alıyordu. Bu, gerçekten sevimli bir detay olmuş! Genelde Aşk-ı Memnu ve Çalıkuşu gibi klasiklerle karşılaştım, bunun yanı sıra Ahmet Ümit, Oğuz Atay, Peyami Safa ve Halide Edib Adıvar’ın eserleri de gözüme çarptı. Ancak, en dikkat çeken ve değerli olanı şüphesiz ki Nutuk’tu.

Tiny Bookshop, tartışmasız son yıllarda deneyimlediğim en tatlı ve huzur veren oyunlardan birisi. Bu denli etkileyici bir fikri, bu kadar yaratıcı bir şekilde oyuna yansıttıkları için Neoludic Games’i takip etmeye başladım; umarım gelecekte benzer güzellikte oyunlarla karşılaşırız.