Taa 2006 yılında Iron Lore Entertainment’ın geliştirdiği Titan Quest’i hatırlayanlar, parmak kaldırabilir mi? Hani, Diablo II ile aynı dönemlerde çıkan ve o dönemin en gözde A-RYO’su olarak bilinen oyundan bahsediyorum. Bu türün baş tacı olan Diablo II ile yan yana anılabilmek, aslında büyük bir başarıdır; kısacası Titan Quest, daha o zamanlar mitoloji ve aksiyonu oldukça iyi harmanladığını kanıtlamıştı. Gerçi, Titan Quest sonrasında motorunu Grim Dawn’a lisansladı ve mobil cihazlarımızda karşımıza çıktı. Yani, o eski Titan Quest, aklınızda. Geçtiğimiz günlerde SpellForce 3’ü yapan Grimlore Games’in, THQ bünyesinde Titan Quest’in ikincisini geliştirmeye başladıklarına dair haberler aldık. Biz belki başka A-RYO’lara dalmışken, Grimlore Games neredeyse Titan Quest 2’yi tamamlamış bile!
Bir süre önce “Merak ettik, demomuzu denemez misiniz?” diye sordular. Özellikle denemekten sonra gördüm ki, bu yeni oyun, benzerlerinden bir hayli farklı ve kendine has tarzıyla oldukça dikkat çekici bir yapım olacak gibi görünüyor. İlk Titan Quest’te olduğu gibi mitolojik unsurları korkusuzca kullanması dikkatimi çekti. Antik Yunan temasıyla başladığımız bu yeni macerada, ilerleyen bölümlerde Mısır veya Asya mitolojilerine de göz kırpacak mıyız, onu bilmiyorum. Ama başlangıç noktamız yine Antik Yunan! Demoda yalnızca ilk giriş sekansını görebildim; dolayısıyla oyunun tam ne olacağı konusunda kesin konuşmak güç. Sonuçta mevcut oyunların piyasaya çıktıktan sonra ne denli değiştiğini düşündüğümüzde kesin bir ifade kullanmak oldukça zor! (Evet, yine içimden Diablo IV’e göndermede bulundum!) Ancak ilk izlenimim, Titan Quest 2’nin de hikaye odaklı bir A-RYO olacağı yönünde. Örneğin, bir Diablo IV gibi, sezonluk güncellemelerle devam eden bir yapım beklemek benim için yanlış olurdu.
Titan Quest 2’de, hikâyemize 1. seviye bir “kahraman” olarak başlıyoruz. Mentorumuz Aristonoe, ilk adımlarımızda tanrılardan bir kutsama alıp, çevrede köyleri talan eden Gryphon’u avlamamızı istiyor. Tanrıların kutsamasıyla birlikte, karakterimizi hangi yönde geliştireceğimize de karar veriyoruz. Earth, ateş ve taş elementleriyle savaş alanını manipüle ederken; Storm, elektrik ve buz elementleriyle fırtınaya dönüşmemizi sağlıyor. Warfare ise direkt olarak taktiksel yeteneklere yoğunlaşarak farklı silahlarda uzmanlaşmamızı sağlıyor. Çok geçmeden ikinci bir kutsama alıp başka bir alanda da uzmanlaşma fırsatına sahip oluyoruz. İsterseniz “biraz ondan, biraz bundan” yapabilirsiniz; tamamen seçim sizin!
Beni en çok etkileyen taraf ise, bu uzmanlık ağaçlarındaki yeteneklere puan yatırdıkça çeşitli ek özelliklerin açılması oldu. Örneğin, sağ tıklayarak yaptığınız düz saldırıya puan yatırdığınızda, belli eşiği geçtikçe “modifiye” slotları açılıyor. Bu slotlardan, yeteneklerinize yeni özellikler ekleyebiliyorsunuz. Yani, başta basit görünen sistem, müdahale ettikçe karmaşık hale gelmeye başlıyor. Denediğim demoda karakter gelişimim yaklaşık 6. seviyeye ulaştı. İleride bu sistemin daha da karmaşık hale geleceğinden eminim!
Diğer yandan, ekipman çeşitliliği de klasik kalıplardan uzak değil. Demoyu bitirdiğimde üzerimde iki parça sarı, bolca da mavi ekipman vardı. Affix’ler, statlar ve daha fazlasıyla, ilerleyen aşamalarda neye dönüşeceğini kestirmek zor. Ama şu an için 2000’li yılların A-RYO’larına benzer bir sistemle karşı karşıyayız gibi hissettiriyor. Oynanış açısından, “ekrandaki her şeyi patlatıp, yok ettim; yok olmayanlar da beni harcadı” tarzına düşmeyeceğine eminim. Demodaki bölüm, daha ağır ve oturaklı bir aksiyona sahipti. (Tabi, bazı oyunlar var ki ağır başlayıp, sonrasında bir tempoya giriyor. Evet, yine Path of Exile 2’ye göndermede bulundum!)
Aslında, oyunla ilgili en çok aklımda kalan şeylerden biri de enfes müzikleri oldu! Yunanca vokal ile Ege ezgilerinin buluştuğu müziklere tek kelimeyle bayıldım. Kötü bir oyun çıksa bile müzikleri benden geçer not aldı, şahsen onay damgamı bastım. Menü müziğini dinlerseniz, bu konuda bana katılmamanız zor!
İlginç hikâyesiyle, sonundaki kaçış sekansı pek başarılıydı, Titan Quest 2 bende olumlu bir ilk izlenim bıraktı. Demoda “Yakında Erken Erişim’de göreceğinizin ufak bir parçasıydı” notu vardı. Dolayısıyla, henüz kesin bir tarih açıklanmamış olsa da, çıkışına oldukça yakın olduğu izlenimini edindim. Zaten yazın Ege sahillerinin tadına varmak, en güzel zaman şimdi! Hadi bakalım, umarım Titan Quest 2’yi birlikte deneyimleyebiliriz!