Torn Away, bir süredir radarımızda olan ve merakla beklenen bir oyun. Tam onu “Beklediğimiz Indie’ler” köşemizde ağırlayacakken, geliştirici ekip Perelesoq ile kısa bir sohbet etme şansı yakaladık. Böyle bir fırsat bulmuşken, Eser ile beraber, tüm merak ettiğimiz soruları arda arda sıraladık. Geliştirici ekip ise sorularımıza oldukça içten ve eğlenceli cevaplar verince, ortaya kocaman bir sohbet çıkıverdi. Şimdi gelin, bu sohbetten aldığımız bazı cevapları paylaşalım ve bakalım Torn Away, takip listenize girmeye değer mi? Mutlaka bir göz atın derim!
Geliştiricilerin belirtilerine göre, oyunun hikayesi çocukların savaşa dair yazdığı günlüklerden ilham alıyor. Peki, bu hikâyenin temel kahramanı Asya hakkında biraz daha bilgi alabilir miyiz? Merak etmiyor musunuz, Asya yeryüzündeki tüm savaş çocuklarının özeti mi? Ya da belki de, elma düşmesine rağmen ağaçtan belli ki, çok uzaklaşmamış bir kız mı? Asya, savaşın belirsizlikleri arasında kaybolmuş nazik bir kız. Babası cephede, annesi ise evde geçim derdinde; haydi, gelin hep birlikte onun günlüklerini okuyalım.
Asya ismi ise halk arasında sıkça kullanılan bir kadın ismi. Peki, bu ismin seçilmesinin ardında yatan özel bir sebep var mı? Yoksa sadece kulağa hoş geldiği için mi tercih edildi? Geliştiriciler bu konuda şunu belirtiyor: Bir örtük neden yok. “Çeşitlilik arayışındaydık ve basit, popüler kültürde çok yaygın olmayan bir isim düşünüyorduk,” dediğimizi düşünebilirsiniz. Zaten “belli bir tipoloji” peşinde koşmaya gerek yok, öyle değil mi? İsim güzel, kısa ve akılda kalıcı; kabul edelim ki Asya ismiyle mutluluk kaçınılmaz!
Savaşın çocuklar üzerindeki dramatik etkisini konu edinmekte kararlı oluştuklarını belirtiyor geliştiriciler. Bu tercihleri için neyi motivasyon aldılar peki? “Düşünce dünyasında, savaşın bu yönü yeterince temsil edilmiyor!” diyorlar. Geliştiriciler, “Çocuklar savaşa karışamaz, ancak savaştan kaçamazlar,” vurgusunu yaparak, Asya’nın hikayesinin güçlü bir şekil almasını sağladı. Haydi, biraz daha eğlenelim; savaşın korkunç, anlamsız ve gereksiz yanlarına dikkat çekmek konusunda çok başarılı olduklarını söyleyebilirim.
Asker olmanın her zaman daha çok cezbettiği doğru; düz bir çizgi boyunca koşup durmak oyun severler için çok popüler bir tercih. Geliştirici ekip ise bunun karşısına geçiyor ve farklı bir yol seçiyor. Bu radikal seçim için ne düşünüyorsunuz, bir risk üstlendiniz mi, yoksa manevi tatmin daha mı önemli? “Evet, risk olduğunu kabul ediyoruz; ama sonuçta bu hikayeyi anlatmak için buradayız!” diyorlar. İşte burada, tutku ile ticari başarı arasındaki denge kurulmaya çalışılıyor. “Bir yandan nişimizi bulmaya ve diğer yandan oyunculardan gelen heyecanı yakalamaya çalışıyoruz,” demekten geri kalmıyorlar.
Oynanış konusunu açacak olursak, nasıl bir deneyim bekliyoruz? Oyun, görsel roman tarzında mı ilerleyecek, yoksa eski tarz macera oyunları gibi malzeme toplayıp bulmacalardan geçecek miyiz? Bu sorunun cevabı, onları da biraz düşündürüyor gibi; “Açıkçası, aklımızda belirli bir tür yoktu, ama farklı oyun mekaniklerini bir araya getirmeye çalıştık,” diyorlar. Asya’nın üzerinden birinci şahıs kamerasıyla yaşanan sinematiklerde gizlenmeyi öğreniyoruz. Her detayı duyumsamak için sabırsızlanıyoruz!
Bir de görsel ve müzikal tasarımda yetenekli isimler yer alıyor. Bu ekip geçmişinden nasıl besleniyor? “Görsel stilimiz sosyal ağlarda dikkat çekiyor; özgün bir görsel dil üzerinde çok çalıştık,” diyorlar. Müziktin ve seslerin hikayenin duygusal tonuna katkısını asla göz ardı edemeyiz. Ancak, deneyimli ekip üyeleriyle çalışmanın getirisi kadar zorlukları da olduğunu itiraf ediyorlar. Herkes mükemmeliyetçi çıktığında, aslında üretim süreleri uzuyor, bu da cabası! Kendi aralarında taslaklarla nasıl taviz vereceklerini tartışıyorlar, haydi bakalım, ekran başında bekliyoruz!
“9 Mayıs, Rusya için muyubunun tarihindeki etkisi çok büyük. Günümüz bu anlamı ortadan kaldırmaya çalışıyor,” diyerek durumu özetliyor ekibimiz. “Asya’nın hikayesiyle, geçmişin derinliklerine dalmayı, fark etmediğimiz şeyleri keşfetmeyi öneriyoruz. Bu dönemlerden biri de ostarbeiter’ler.” Asya’nın hikayesinin herkesin anlayabileceği bir noktaya ulaşması için çabalarken, tarihimize biraz daha fazla ışık tutmayı amaçlıyorlar.
Savaş hikayeleri her zaman ilgi çekici olmuştur; ama şimdiye kadar hep Batı ve Orta Avrupa hikayelerini dinledik. Gelecekte bu temayı daha çok işler misiniz, yoksa başka alanlara mı kayacaksınız? War of narratives, her yerde var! Ekibimiz kesin olmasa da, “Duygusal hikayeler anlatmaya devam edeceğiz,” diyor. Zira oyun dili ile anlatılan hikayelerin gücüne inanıyorlar. Diferansiyel bir bakış açısıyla, başka hikayelere kapı aralamak için hazırlar.
Özetle, Torn Away, savaş temasını farklı bir perspektiften ele alarak, hem görsel hem oynanış yönüyle merak uyandırmayı hedefliyor. Oyuna katıldıkça, görsel tasarımın pastel renklerle dolu, duygusal yönlerinin hep ön planda olduğunu görüyoruz. Farklı oyun türlerinin bir kombinasyonu ile sunulan deneyimi merakla bekliyoruz. Belki de bu yılın en ilginç indie projesi ile karşı karşıyayız! Kim bilir? Gelin birlikte keşfedelim, ve Torn Away’i oyun listenize eklemeyi unutmayın!
