Unicorn Overlord: Vanillaware’in Taktiksel Rol Yapma Oyunundaki Yenilikçi Yolculuğu

Unicorn Overlord, Vanillaware’in taktiksel rol yapma oyunundaki yenilikçi yolculuğunu keşfedin. Eşsiz mekanikleri ve büyüleyici görselleriyle sizi bekliyor!

admin

Son 5 yıl içerisinde tekrar gündeme gelen ve bol çeşitli kaliteli yapımların çıkışını görmem beklemediğim oyun türlerinden bir tanesi de taktiksel rol yapma oyunlarıydı. Bu durum, türlerin birbirine karışmasından ve geçmiş on yıl içinde oyuncuların taktiksel olanları sıkıcı bulmasından kaynaklanıyordu. Açıkçası, 2019’da yayımlanan Fire Emblem: Three Houses’ın bu derece popüler olacağını tahmin etmemiştim; zira oyun, 4 milyondan fazla satarak serinin en çok satan oyunu haline geldi. Ardından gelen Tactics Ogre: Reborn, Marvel’s Midnight Suns ve Advance Wars 1+2 ile birlikte türün yeniden canlanması beni hayli memnun etti. Üstelik, Odin Sphere ve 13 Sentinels: Aegis Rim’in geliştiricisi Vanillaware, bu türde tamamen yeni bir projeyle karşımıza çıkacak olması oldukça heyecan verici.

Yerel Altyapıyı Yenilemek

Son 10 yıl içerisinde Vanillaware’in gizlice üzerinde çalıştığı bir oyun olan Unicorn Overlord ile heyecanlı bir yolculuğa çıkıyoruz. Takafumi Noma, bu projeyi 2014 yılında Vanillaware’ın kurucusu George Kamitani’ye sunduğunda, aklındaki hedef 90’lı yıllarda popüler olan taktiksel oyunların modern uyarlamasını yaratmaktı. Bu amacını oldukça iyi başardıklarını söyleyebilirim; çünkü oyunun her köşesinde Ogre Battle’dan esinlenmiş unsurlar gözlemleniyor. Bunun en büyük örneği, oyunun destansı fantezi evreni. Ogre Battle’daki gibi, bu evrende büyücüler, ruhbanlar, savaşçılar, krallar, şovalye ve canavarlara kadar birçok karakter mevcut. Hikaye, eğer daha önce epik fantezi türüne dair bir şeyler okuduysanız, biraz sıradan gelebilir; çünkü ana karakterimiz, kraliçesi öldürülen Alain isimli bir prens. Başlangıçta tutkulu bir özgürlük mücadelesine atılır, böylece hem kendi vatanını hem de çevresindeki toprakları kurtarmaya çalışır. Birkaç beklenmedik an dışında, türün standartlarını karşılayan bir senaryo sunulmuş durumda.

Vanillaware, oyunun evreninde geçen olayları, karakterleri ve mekanları detaylı bir şekilde okuyabileceğiniz bir kütüphane sistemi de eklemiş. Senaryo klişe görünse de, oyunun evreni için harcanan emek ve detay her noktasında hissediliyor. Intriguingly, bu evren oyuncunun gözleri önünde inşa ediliyor. Uzun temel sahneler yerine, oyuncuları sıkmadan dünyayı tanıtan daha akıcı yöntemler kullanıyor. Bu yöntemlerden biri yan görevler; ancak Unicorn Overlord’da bu görevler, 60’tan fazla oynanabilir karakterin hikayesini daha derinlemesine keşfetmenizi sağlıyor, dolayısıyla önemli bir anlatım fırsatı sunuyor. Üstelik, bazı yan görevlerde verdiğiniz kararlar, daha sonraki görevleri etkileyebiliyor. Daha fazla yan görev görmek isterdim ama mevcut olanların kalitesi tatmin edici.

Bir diğer dikkat çekici yönü, oyundaki “İlişki” (Rapport) sistemidir. Ordunuzdaki karakterler, birbirleriyle ilişkilerini geliştirerek uyumlarını artırabiliyor. Eğer bu karakterleri aynı ekipte kullanır, onlara hediye verir veya hanlarda birlikte vakit geçirirseniz, aralarındaki uyum artıyor. Uyum düzeyi yüksek olan karakterler savaşlarda birbirlerine ek avantajlar sağlayabiliyor. Bu durum, karakterlerin arasında bir bağ oluşturarak oyuncunun da onlarla bağ kurmasını sağlıyor. Ancak bazı karakterlerle oluşan uyum düzeyleri ilginç gelebiliyor; mesela, her zaman yanımızda bulunan Lex ve Chloe’nin uyumunun olması doğal, fakat eski bir paralı asker olan Berenice ile rahat bir kişilik olan büyücü Auch’un uyumu biraz garip. Bu iki karakterin sahneleri ise bence daha eğlenceli ve ilgi çekiciydi.

Savaş Mekanikleri ve Oynanış

Unicorn Overlord’u ilk gördüğümde, sıradan sıra tabanlı bir taktiksel RYO olacağını düşünmüştüm; ancak oyun, Ogre Battle’dan ilham almış bir Auto-Battler yapısıyla öne çıkıyor. Karakterlerinizi ve ekipmanlarınızı düzenleyebiliyorsunuz fakat savaşlarda ya izleyici konumunda kalıyor ya da doğrudan sonuca ulaşabiliyorsunuz. Oynanışın güzelliği burada yatıyor; taktiksel unsurlar oldukça derin. Daha önce belirttiğim gibi, oyunda 60’tan fazla özel karakter, 64 özelleştirilebilir paralı asker ve 41 farklı sınıf mevcut. Her duruma uygun ekip oluşturmak, karakterlerin taktiklerini birbirleriyle uyumlu hale getirmek gibi birçok detayla uğraşmak olağanüstü bir deneyim sunuyor. Oyun içindeki taktik seçimimizi belirlememizi sağlamak için yine birçok seçenek sunulmakta.

Örneğin, bir yan görevde haritanın köşelerinden birine karakter yolladıktan sonra unutmuş olduğum bir ekibin düşman saldırısına uğrayışı beklenmedik bir an yaşattı. Savaş başlamadan önce oyun durakladı ve ben de bu durumu toparlamaya çalıştım. Ekibin ön sırasındaki atlı şövalyemi arkaya alıp, ejderha süren şövalyemi öne koydum. Bu hamle, rakiplerin ön sıradaki saldırılarını etkisiz hale getirdi. Ardından, ona Dragoon Dive adında özel bir saldırı yeteneği bulunan bir mızrak taktım. Böylece oyundaki tüm taktik unsurların kombinasyonunu görme şansım oldu. Savaşlar sırasında yaşanan kaos ve gerçek zamanlı dinamiklerle birlikte, her çatışmadan tatmin olmuş şekilde ayrılmak oldukça mümkündü.

Çatışmaların taktiksel derinliği, dikkat edilmesi gereken dayanıklılık puanları gibi unsurlarla artıyor. Oluşturduğunuz her ekibin, liderlerine bağlı dayanıklılık puanı bulunuyor; eğer bu puanlar düşerse ekipleriniz hareket edemez hale geliyor ve saldırılara açık duruma geliyor. Dayanıklılığı artırmak için ekipleri dinlendirmenin yanı sıra, takım dinlenirken savunma yapma ya da Valor yeteneklerini kullanarak bu puanı geri kazanma seçeneğiniz de mevcut.

Estetik ve Müzik

Vanillaware’in sanat tarzını her zaman hayranlıkla izledim. Her oyunlarında bulundukları estetik, Unicorn Overlord’da da korunmuş. İki boyutlu olmasına rağmen, her bir mekan canlı ve atmosferine uygun bir şekilde tasarlanmış. Karakter animasyonları sınırlı olsa da, ara sahnelerde aktardıkları duygular oldukça tatmin edici. Görsellik beklentiniz “gerçekçilik” değilse, Unicorn Overlord’un görselliğinden büyük keyif alacağınıza eminim.

Sessizliği ve müzikleri de oldukça başarılı; isimleri tanınmış İngilizce seslendirme sanatçıları tarafından canlandırılan karakterler, oyunun epik atmosferine yakışan bir ses deneyimi sunuyor. Müzik alanında, Vanillaware’in 13 Sentinels: Aegis Rim’de çalıştıkları Basiscape ekibi tarafından hazırlanmış etkileyici bir soundtrack ile karşılaşacaksınız. Oyun açılır açılmaz, ilk savaştaki müzikten zaten kaliteli bir OST’nin sizi beklediğini hissediyorsunuz.

Dürüst olmak gerekirse, Unicorn Overlord bu yıl “heyecanla beklediğim” projeler arasında değildi. Sadece dikkatimi çekmişti, fakat bu kadar seveceğimi hiç düşünmemiştim. Bir anda kendimi, “Açık ara farkla bu yıl oynadığım en iyi oyunlardan biri” derken buldum. Vanillaware, yine beni şaşırttı!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version