Vaas: Insanity ile Far Cry Dünyasında Yüzleşin: Hem Çizgi Roman Hem Oyun Deneyimi

Far Cry serisi, üçüncü oyunuyla birlikte tamamen farklı bir yola girdi. Bu oyundan itibaren devasa bir açık dünya, vahşi yaşam ve mutlaka bir deli baş düşmanın varlığı dikkat çekiyor. Serinin altıncı oyunu da bu unsurları bünyesinde taşırken, belki de en heyecan verici olanı, çıkışından önce tanıtılan genişleme paketleriydi. Üçüncü, dördüncü ve beşinci oyunların ikonik karakterleri olan Vaas, Pagan Min ve Father ile oynamak oldukça eğlenceli görünüyordu. Nihayet, ilk ek paket olan Vaas: Insanity piyasaya sürüldü. Vaas’ın bilinçaltında gizli trajikomik olaylara ve absürt görüntülere tanıklık ettik; üstelik bunu roguelike bir biçimde yaşadık! Oynanış açısından Hades’i anımsatan Vaas: Insanity’de, Vaas’ın hayali cehenneminden kurtulma çabasında, her defasında Silver Dragon Blade’in üç parçasını bulmamız gerekiyor. Konsept ve görseller oldukça etkileyici, ancak oynanışta bu konseptin yeterince yeşermediği görülüyor. Far Cry serisini düşünecek olursak, Vaas’ın deliliği, bir kez daha aynı şeyleri tekrar ederken bulmayı getiriyor. Bu seriye derin bir bağ ile bağlı bir oyuncu olarak, belli bir noktada pes edip oyunu kapatmak zorunda kalabiliyorum.

Far Cry 3’ü kısaca hatırlamak gerekirse, Jason Brody ve arkadaşları Rook Adaları isimli kurgusal bir ülkede sıkışıp kalıyor. Jason, bir anda mistik bir sürecin içinde buluyor kendini ve Vaas Montenegro’nun önderliğindeki korsanlara karşı savaşmak durumunda kalıyor. Rakyat halkı, Vaas’ın kız kardeşi Citra’nın müdahalesi ile tatil planlarının kaosa dönüşmesine neden oluyor. Nihayetinde Jason, Vaas’ı öldürüyor ve Montenegro hikayesi burada sona eriyor. İşte Insanity DLC’si ile olayların Jason adaya gelmeden çok öncesine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz, en azından oyun bunu sağlıyor.

Roguelike bir yolculukta, Vaas, her defasında yaratmış olduğu cehennemden kaçmak zorunda kalıyor. Haritada, büyük olmayan bir açık dünya söz konusu; bir yandan acayip düşmanlar ve kendi korkularıyla yüzleşirken, her öldüğünde tekrar üç parçayı toplamak zorunda. Bu kaçış süreci, Hades’i andıran bir atmosfer sunuyor ve doğal olarak bu noktada geliştirilebilirlik ön plana çıkıyor. Oyuna başladığınız noktadaki aynadan, Vaas’ın canını ve ne kadar şırınga alabileceği gibi çeşitli özelliklerini geliştirme imkanınız mevcut. Silahlar ise biraz farklı bir mekanizmaya sahip. Oyunun başında yalnızca basit bir tabanca ile başlıyorsunuz. Daha sonrasında haritadaki görevleri tamamlayarak yeni silahlar elde etmeniz gerekiyor. Ancak bu görevlerin çoğu birbirinin aynı; belli sayıda düşmanı öldürüp silahı almak zorundasınız. Silahı aldıktan sonra o silah, merkezi cephanelikte de açılıyor fakat yeni bir kaçışa başlamadan önce para ödemeniz ya da tekrar aynı görevi yaparak silahı yeniden kazanmanız gerekiyor. Oyunda tek bir para birimi mevcut, bu da nakit (evet, bildiğiniz cash). Paraları sandıklardan ve öldürdüğünüz düşmanlardan toplayabiliyorsunuz. Ancak öldüğünüzde, seçtiğiniz geliştirmelere göre paranın büyük bir kısmı yok olup gidiyor; bu nedenle geliştirmeleri almak için geri dönmek şart.

• Bölge Bilgisi: Oyunda üç bölge mevcut ve bu bölgelerde bıçak parçalarını topluyorsunuz. Her biri Vaas’ın yaşamında önemli yerlere sahip. Batık bir gemi, aktif bir volkan ve hapishane kampından oluşan bölgeler, zorlu çatışmalara sahne oluyor. Buralara gitmeden önce güçlenmek kesinlikle faydalı.
• Oyun Yapısı: Bıçağı tamamladıktan sonra Citra sizi sınamaya çalışıyor ve bu noktada oyun sona eriyor. Tekrar edilen görevlerle dolu Far Cry yapısında, roguelike tarzındaki DLC, gerçekten ilginç bir tercih olmuş.

Çizgi romanlarda favori kötü karakterim olan Joker’i sevmemin sebebi, onun empati zorunluluğu taşımıyor olmasıydı. Ancak DC, ona da trajik bir geçmiş ekleyerek gizemini bozdu. Vaas: Insanity ise bir ruh hastasıyla empati yapmaya sizi zorluyor. Haritada bulacağınız bilinçaltı detayları, bazen görevlerde bazen de serbest dolaşırken gördüğünüz vizyonlar, Vaas’ın çocukluğuna dair her şeyi açığa çıkarıyor. Zaten ikonik bir kötü karakter olan Vaas’a trajik bir geçmiş eklemek gerekli miydi? Oyunda Jason tarafından öldürülmesine rağmen, asıl baş düşman Citra ve onun manipülasyonları öne çıkıyor. Jason Brody, hemen hemen her görevde bir güçlü canavar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak her maceranın sonunda, Citra ile Vaas arasındaki duygusal bağ bir şekilde gözler önüne seriliyor. Far Cry’ın açık dünya mekanikleriyle roguelike türünü harmanlayarak farklı bir deneyim sunan Vaas: Insanity, ilk seferden sonra hikayesini tamamladığı için anlamının büyük bir kısmını yitiriyor. Her kaçışta doğal olarak zorluk seviyesi artıyor ve dört zorluk seviyesinin her birinde bazı özellikler kayboluyor. Ancak en zor seviyede belirli özelliklerin kaybolmaması sevindirici. İlk kaçıştan sonra Vaas’ın eğlenceli diyalogları ve kendi bilinçaltına olan merakı oyuna canlılık katıyor. Haritada açılacak pek fazla şey yok fakat bazı güvenli evler, gelişmenizi kaybetmeden oyundan çıkmanıza olanak sağlıyor. Vaas’ın geçmişine dair bolca bilgi, haritada gizlenmiş. Bu sayede asıl oyun için kıyafetler ve kozmetik eşyaları da elde ediyorsunuz. Yine de, empati yapmaya zorlanan bir ruh hastasının bilinçaltında kaçmaya çalışacağınız başka bir Far Cry serüveni sunuyor. Tek başına bir DLC olarak tatmin edici olmasa da, Pagan Min ve Father dahil olduğunda, bu üç psikopatın bilinçaltında geçen tuhaflıklara tanık olma fırsatını yakalayabiliriz.