Valve’ın Half-Life VR üzerinde çalışıp çalışmadığı konusunda bir netlik yok. Ama yıllardır süregelen iddialar, bizimkisi gibi meraklı ve sabırsız oyuncular için bir tür “büyülü merdiven” haline gelmiş durumda. Bütün bu söylentiler, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” atasözünü bir kez daha hatırlatıyor. Half-Life VR efsanesi, görünüşe göre gerçekliğe dönüşmeye hazırlanıyor. Eğer bu bir fıkra olsaydı, kesinlikle sonunu merakla beklerdik!
Valve News Network’ten tanıdığımız Tyler McVicker, son videosunda firmanın VR oyunu olan The Lab‘e gelen güncellemelerde ilginç kaynak kodları ortaya çıkardığını belirtti. McVicker, veri madenciliği yaparak “Codename: Shooter” isimli bir oyunun kaynak kodlarını keşfetmeyi başardı. Bir nevi dijital Indiana Jones gibi! Ancak bu sefer altın yerine bulduğu şey, Half-Life VR prototipine ait bir kaynak kodu.
McVicker’a göre bu oyun, City 17’nin holografik bir versiyonunda geçiyor. Yani, düşmanlar hologram şeklinde karşımıza çıkacak! Bir yandan “Gerçekten de burada mıyız yoksa bir VR fantezisi mi yaşıyoruz?” diye düşünürken, diğer yandan Strider’lar ve Combine askerleri gibi seriden tanıdığımız düşmanların dalga dalga üzerimize gelmesi kesinlikle eğlenceli bir deneyim olacak. Tabii, bu arada bir yandan da “Acaba bu düşmanlar beni gerçekten öldürür mü, yoksa sadece hologram mı?” diye düşünmek lazım!
- Hayran Yapımı Half-Life 2 Episode 3’ten Yeni Haberler Var: Evet, yine o efsanevi bölüm hakkında konuşalım; çünkü hayranlar, bu oyunun peşinde koşmayı asla bırakmayacaklar! Kim bilir, belki bir gün Valve, “Tamam, tamam, biz de yapacağız!” der.
Tabii ki hemen umutlanmamak gerek! Çünkü McVicker’ın bulduğu kaynak kodu şimdilik sadece birkaç bölüme işaret ediyor. Yani, bu durum Valve’ın “Bu fikir çok güzel ama bir yere varamayacağız!” diyerek vazgeçmiş olabileceği ihtimalini de beraberinde getiriyor. Yani, aklımızda bir soru var: “Acaba bu prototip sadece bir fantezi mi?”
Sonuç olarak, Valve’ın elinde bulunan bu kaynak kodları, belki de bir gün gerçek bir oyuna dönüşecek. Ama şimdilik, McVicker’ın videosunu izleyerek “Ah, keşke olsaydı!” diye iç geçirip, bir fincan Türk kahvesi eşliğinde beklemekten başka bir çaremiz yok. O zaman, Valve, bizi unutma! Hologramların peşindeyiz!