Atari CEO’su Wade Rosen, VGC (Video Game Chronicles) ile yaptığı bir röportajda, retro oyunları yeniden canlandırma konusunda dikkat çekici düşüncelerini paylaştı. Eski oyunları remaster etmenin, günümüz oyun pazarında nasıl bir denge sağlanarak yapılması gerektiğine değinen Rosen, “iyi satması beklenen oyunlar” ve “çok iyi satmayabilen ancak o oyunu seven bir kült hayran kitlesine sahip olan tutku projeleri” arasında bir denge olması gerektiğini vurguladı. Yani, bu demektir ki, sadece ticari başarıları düşünen bir yaklaşım vezin kullanmak yerine, gerçek bir tutku ve hayranlıkla yapılmış projelere de yer vermek gerekiyor. Ne de olsa, hayat çok kısa, değil mi? Belki de herkesin hayalindeki projeleri gerçekleştirebilseydi, oyun dünyası tamamen farklı bir yer olurdu.
Wade Rosen, hayalindeki üç remaster için oldukça istekli. “Eğer bir gün Panzer Dragoon Saga, Ogre Battle, Snatcher gibi bir oyun üzerinde çalışma şansımız olursa… Yani, iyi satar mı bilmiyorum ama bu oyunlardan biri üzerinde çalışmayı çok isterim” diyerek cesurca iyi satıp satmama kaygısına kapılmadan hayallerini ortaya koydu. Bunu söylerken, belki de piknikte kaynayan bir çaydanlık etkisi yarattı; içerideki tutku kaynıyordu ama dışarı zıt bir etki yaratıyordu.
Panzer Dragoon Saga, Sega’nın Panzer Dragoon serisinin üçüncü ana oyunu olarak biliniyor. Önceki oyunların bilindik rail shooter mekaniklerini sıradışı bir şekilde değiştirmiş, sıra tabanlı savaşlar, serbest dolaşım ve diğer RPG öğeleriyle birleştirmişti. Geçmişte yani 1998’de, bu oyunu oynarken ‘eleştirmenler ne kadar çok övüyor’ diye merak eden biri, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan saatlerin akıp gittiğini fark edecektir. Şirket, bu nostaljik başyapıtı yeniden gün yüzüne çıkarmak için uğraşırken, Ogre Battle serisini de unutmamak lazım. SNES’te hayatına başlayan bu oyun, beş taktiksel RPG ve gerçek zamanlı strateji oyununa yayıldı. Ancak oyunun haklarının halihazırda Square Enix’e ait olduğunu düşündüğümüzde, Atari’nin bu remaster projesine ilişkin hayalleri biraz suya düşebilir.
Bir diğer ünlü oyun olan Snatcher, Hideo Kojima’nın genç yaşlarındayken kaleme aldığı ve tasarladığı bir cyberpunk grafik macera oyunuydu. 1988’de piyasaya sürüldüğünde, “Ya böyle oyunlar yapılır mı?” dediğinizde, şu anki oyunların pek çoğuna ilham kaynağı oluyordu. Oyun, zamanla cyberpunk janrının en önemli eserlerinden biri haline gelse de, aynı zamanda Metal Gear Solid serisinde gördüğümüz bazı temalarının başlangıç noktası olarak da gösterilmektedir. Hatta, belki de bir gün tekrar gün yüzüne çıkar ve biz de nostalji dolu bir yolculuğa çıkma şansını buluruz. İşte bu noktada Wade Rosen’ın durumu oldukça ilgilendiriyor: O, geliştirilmekte olan Mortal Kombat: Legacy Kollection’ı her iki kutuyu da işaretleyen bir örnek olarak gösteriyor, hem ticari hem de tutkulu bir proje olduğu için.
Böylelikle, Rosen, geliştirilecek projelerde amaçlarının sürekli olarak hem ticari olarak iyi performans gösteren hem de kendi içlerinde bir tutku barındıran işler yapmak olduğunu vurguladı. Özellikle Nightdive’ın yeni Outlaws remaster’ını çok fazla satmasını beklemedikleri ama geliştirme ekibinin gerçekten yapmak istediği bir oyun olarak göstermesi, bu durumu oldukça komik ve bir o kadar da düşündürücü bir örnek haline getiriyor. Sonuç olarak, yeni projelerin çıkışı tüm oyun dünyasını etkileyebilir ve biz de bu süreçte yeni hatıralar yaratmaya devam edebiliriz. Kim bilir, belki de bir gün onların hayallerindeki oyunları oynarken, içimizde bir yerlerde ‘Ben de burada olmak istiyorum!’ diyerek haykıracağız!
