Bütün Nintendo oyunları arasında, konsolum olmasa bile bana parti oyunlarını sevdiren kesinlikle Warioware’dir. Sizler de “Neden Mario Party değil de Warioware?” diye merak ediyorsanız, bunun cevabı oldukça basit: Warioware, Mario Party’ye nazaran çok daha kısa ve soyut mini oyunlar barındırıyor. Örneğin, bir oyunda devasa bir burun deliğini Wario ile kapatmak için sadece 5 saniyeniz varken, bir sonraki oyunda, kafasında 20 gözlük bulunan dev bir yüzden tüm gözlükleri düşürmeniz için sadece 6 saniyeye sahip oluyorsunuz.
Mario Party’nin masa oyunları ve zar mantığı Warioware’de bulunmuyor. Bunun yerine, kaybedenlerin kaplumbağaların üzerine denge sağlamaya çalıştığı eğlenceli cezalı oyunlar mevcut. Warioware oyunları yıllardır böyle sürüp giderken, bazı özelliklerinin cep telefonlarındaki “Hyper Casual” oyunlarla benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Oyunlar genellikle kısa süreli olup, tek bir oynanış mekaniğine odaklanıyor. Warioware’in en büyük özelliği ise, oyuncunun hızlı düşünme becerisini sınayacak şekilde 200’den fazla mini oyunu bir araya getirmesi. Bu serinin hayranları olarak, tek beklentimiz farklı oyunlar ve 4 kişilik modların görsel olarak zenginleştirilerek sunulmasıydı. Ancak Nintendo, her Warioware oyununu farklı mekaniklere sahip karakterlerle baştan aşağı değiştirdi.
Bir oyun geliştiricisi olarak Wario Warioware: Get it Together’da, oyun yapımcılığına adım atan Wario ve ekibinin, virüsleri içerden temizlemeye çalışmasına tanık oluyoruz. Oyunda toplamda farklı özelliklere sahip karakterler mevcut. Bu da, aynı mini oyunu farklı şekillerde deneyimlemenizi sağlıyor. Örneğin, ana karakter Wario, jetpack’iyle havada süzülüp yanlamasına saldırılar yapabiliyor, arkadaşı 18 Volt ise halkalar atmakla yetiniyor, Cricket ise yalnızca zıplayabiliyor. Böylece, bir yel değirmeninin döndürülmesi gerektiğinde, Wario jetpack’i ile döndürürken, Cricket zıplayarak müdahale edebilirken, 18 Volt uzaktan nişan alıp değirmeni hızla döndürmeye çalışabiliyor.
Her ne kadar kâğıt üzerinde bazı karakterler daha avantajlı görünse de, gerçekte bu durum değişiyor. 18 Volt, uzak mesafeden isabet gerektiren görevleri iyi yaparken, hareket gerektiren işlerde zorlanabiliyor. Ayrıca, bazı karakterlerin hareket kabiliyetleri sınırlı olduğundan, çevrede bulunan halkalara vurarak tırmanmaları gerekiyor. Bu, teoride bir çözüm olabilir ancak aynı platforma sadece zıplayarak ulaşmak çok daha kolay. Tek bir güçlü karakter olmaması, karakterler arası denge sağlasa da seçimlerin mantıklılığı tartışmaya açıktır; zira hangi mini oyunda kimin geleceğini tahmin etmek oldukça zor.
Adam asmaca? Ana hikâyeyi iki kişilik oynama olanağı mevcut. Bu modu birkaç arkadaşla denedim fakat tatmin edici sonuçlar alamadım. Warioware’in mini oyunları, oynayan kişi sayısına göre değişmiyor. Örneğin, bir kılıcı kınından çıkarmak için yalnızca bir karakter yeterli oluyor. Bu nedenle, birçok oyuncu “Benim karakterim bu durum için daha uygun” diyerek diğer oyuncunun mini oyunu çözmesine izin vermeyi tercih ediyor. Bu durumun eğlenceli olup olmadığını merak ediyorum; zira aklımda canlanan ortak oynanış görüntüsü bu değil.
4 kişilik yan oyun modları ise daha renkli görünüyor. Tek bir oyuncu mini oyunları oynamaya çalışırken, diğer oyuncular ekranı sallamak ya da itmek suretiyle zorlaştırmaya çalışıyorlar. Ancak, her ev partisinde oynanacak ve “İşte bu!” dedirtecek belirgin bir etkinlik bulunmuyor. Bu, üzücü bir durum çünkü geliştiricilerin, tamamen karakterlerle oynanabilen bir yan ürün bile oluşturduklarına tanık olduk.
Warioware’i bir süre bırakıp uzaklaştığımda, Get It Together’ın karakter sistemi sayesinde deneyimin zarar gördüğünü görüyorum. Çok oyunculu içerikte öne çıkan bir mod olmadığı gibi, karakterlerden dolayı oyunların okunabilirliği de azalıyor. Warioware’i bu ülkede seven biri olarak, Get it Together’ın alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğer aklınızda bir Warioware anısı varsa ya da oyunun içeriğini hatırlıyorsanız, bırakın öyle kalsın. Warioware: Get It Together, Nintendo’nun zaman zaman hedefini tutturamadığı nadir oyunlarından biri. Tek umudum, Warioware markasının böyle “olmayan” bir oyun yüzünden zedelenmemesi.