Yeşilay’ın Espor Hakkındaki Eleştirileri ve Tepkiler
Yeşilay'ın e-spor eleştirileri, sanal dünyada sağlıklı yaşamın tuhaf yollarını arayan bir komedi filmi gibi! Oyunlar mı, yoksa yeşil çay mı?
7 saat önce

Yeşilay’ın dün akşam resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşım, hem espor camiasında hem de sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. Kısa ve öz bir şekilde, esporun teknoloji bağımlılığını artırdığı ve kumar bağımlılığına zemin hazırladığı iddiasında bulunarak gençleri uyarma görevini üstlendi. Bu durum, esporun “güzel bir oyun” olmadığını, tam aksine “teknoloji tuzağı” olduğunu düşündüren bir açıklama olarak algılandı. Şimdi, Yeşilay’ın bu açıklamasıyla birlikte espor dünyasının ne kadar eğlenceli ve renkli olduğunu biraz daha irdeleyelim!
Öncelikle, dijital oyunların spor olarak anılmasının zararlarının göz ardı edilmesine neden olduğunu ifade eden Yeşilay, “Dijital oyunlar teknoloji bağımlılığını tetikliyor!” diyerek bir noktaya parmak basıyor; ancak bu noktayı nereden bulduğunu merak ediyorum. Hani derler ya, “Bir elmanın yarısı sağda, diğer yarısı solda.” İşte burada da bağımlılığın sağdan soldan geldiği konusunda bir kafa karışıklığı var. Espor, aslında gençlerin sosyal becerilerini geliştirmelerine ve stratejik düşünme yeteneklerini artırmalarına yardımcı olan bir aktivite. Ama Yeşilay, bunu göz ardı edip esporu “kumar dünyası” ile ilişkilendirmeyi tercih ediyor. Aferin! Bu gerçekten de harika bir gözlem. Belki de espora bir gün “şans oyunu” unvanı vermeye de karar verirler, kim bilir?
Yeşilay’ın bir diğer iddiası ise uzun saatler bilgisayar başında kalmanın obezite ve kas iskelet sistem bozukluklarına yol açması. Peki, bu durumu sadece espor ile mi ilişkilendiriyoruz? Günde 5 saat televizyon izleyenler, her akşam abur cuburla kendini şımartanlar, bir yandan da “Ben kilo vermek istiyorum!” diyenler var. Biraz çelişkili değil mi? O zaman, Yeşilay’a sormak lazım, neden televizyon izleyenler veya fast food yiyenler hakkında benzer uyarılar yapmıyor? Yoksa esporun büyüsünden mi korkuyorlar? Tıpkı çocukların “Şeker yeme, çürük dişin olur!” demesi gibi, ama çocuklar yine de şeker yemekten vazgeçmiyorlar. Bu noktada da esporun eğlenceli ve sosyal bir aktivite olduğunu göz ardı etmemek gerek.
Türkiye E-Spor Federasyonu da bu duruma kayıtsız kalamadı ve Yeşilay’ın açıklamalarına tepki gösterdi. “Olimpiyatlara kabul edilme aşamasına gelmiş bir dal ile ilgili bu yorumlar oldukça yanlıştır.” dediler. Gerçekten de, esporun bir spor dalı olarak kabul edilmemesi için bir sebep yok. Belki de Yeşilay, bilgisayar başında geçirdiği zamanın karşılığında biraz espor oynamayı düşünebilir. Kim bilir, belki de kendisi de bir Twitch yayıncısı olur? O zaman, bağımlılık konusunu bir kenara bırakıp, insanlar “Yeşilay’ın yayınında en yüksek skoru kim yapacak?” tartışmasına girebiliriz!
Espor ile kumarı ilişkilendirmek ise tam bir “büyük düşünme” örneği. Yani, eğer bir oyuncu bir oyunda kaybederse, onun kumar oynamak için para harcadığını mı söyleyeceğiz? Hatta, belki de “Kaybettin, o zaman çarpı 10 oynamalısın!” diyecek kadar ileri gidecekler. Oyun dünyası, eğlence ve rekabet dolu bir yer. Hepimiz, bu dünyada kaybettiğimizde üzülürüz ama önemli olan eğlenmektir. Yeşilay’ın bu konuda biraz daha esnek düşünmesi ve esporun faydalarını anlaması gerekebilir.
Sonuç olarak, Yeşilay’ın bu tek taraflı duruşunu anlamak zor. İnsanları espor konusunda uyarmak elbette önemli, ancak bunu yaparken biraz daha dikkatli olmaları lazım. Oyun bağımlılığına dikkat çekmek istemiş olabilirler ama bu tür bir genelleme yaparak esporu karalamak, sadece kendi itibarlarına zarar verir. Acaba aramızda Yeşilay’la hemfikir olan var mı? Eğer varsa, lütfen kendinizi tanıtın; belki de birlikte bir “Yeşilay Espor Takımı” kurarız, kim bilir! Sonuçta, esporda kaybetmek bir kenara, eğlenmek her şeyden önemli!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?