Oyun dünyası, 2020 yılında adeta bir patlama yaşadı. Her biri kendi alanında çığır açan yapımlar, oyuncuları ekran başına kilitledi. Hadi gelin, bu yılın en iyi oyunlarını birlikte kehanet edelim. O kadar çok oyun var ki, hangisinin Yılın Oyunu olduğunu tartışmak bile başlı başına bir savaş! Herkesin bir favorisi var, kimisi Hades derken, kimisi DOOM Eternal’ı öne çıkarıyor. Ancak bu yazıda, sadece oyunların başarılı yönlerini değil, aynı zamanda bizim o oyunları oynarken hissettiklerimizi de paylaşacağız. Hadi başlayalım, çünkü burada biraz eğlenceye ihtiyacımız var!
Öncelikle, roguelike türüne meraklı olanlar için Hades tam bir şaheser oldu. Eser, oyunun ölüme odaklanan mekaniklerini çok sevdiğini söylüyor. Evet, bu oyun aslında ölmeyi bir sanat haline getiriyor! Yunan mitolojisinin derinliklerine inmek, tanrılarla sohbet etmek ve bir yandan da yer altı dünyasında kaybolmak, işte bu Hades’in sunduğu muhteşem bir deneyim. Eser, 83 saatini bu oyuna yatırmış ve hâlâ aklından çıkaramamış. Yani, bu oyun öyle bir şey ki, bir kere oynadıktan sonra insanı içine hapsediyor. Yunan mitolojisi zaten başlı başına karmaşık bir konu, bir de üstüne Hades’i ekleyince kafalar daha da karışıyor, ama bu karışıklık keyifli bir şekilde yaşanıyor, değil mi?
Oğuz’un tercihi ise Football Manager 2021. Bu oyun 2020’nin kaotik havasını yansıtıyor. Oğuz, Cyberpunk 2077’nin konsol versiyonundaki fiyaskosunu gördükten sonra, Football Manager’ın güvenilirliğine sarılmış. Vücut dili özelliği ile birlikte taktik savaşlarını izlemek, Oğuz için bir hayalin gerçeğe dönüşmesi gibi. Futbolun sadece sahada değil, bilgisayar ekranında da heyecan verici bir şekilde yaşanması, Oğuz’un yılın oyununu seçmesinde etkili olmuş. Ama unutmayalım ki, Oğuz’un bu oyun hakkında yaptığı yorumlardan daha çok, bir sonraki maçta ne yapacağını düşünmesi daha eğlenceli! O yüzden ona bol şans!
Microsoft Flight Simulator, Mert’e göre yılın oyunu! Belki de karantina döneminin getirdiği sıkıntılardan kaçış yolu olarak, pilotluk hayalleri kuran Mert, bu oyunu oynamak için 40 saat harcamış. Uçak simülasyonları genellikle sıkıcı olur ama Mert, bu oyunun sunduğu özgürlük hissini çok sevmiş. Düşünün, gerçek uçuş deneyimi yaşamak ve yeni nesil grafiklerle buluşmak! Mert, bu oyunun zihninde yarattığı özgürlüğü bir ilaç gibi tanımlıyor. Kısacası, Mert bu oyunu oynarken, “Yükseklik korkum varsa bile ben pilotum!” moduna geçmiş durumda.
Onur ise DOOM Eternal ile kalbimizi fethetmiş. Şu an Onur’un gözlerinde birer çılgınlık parıltısı var, çünkü bu oyun ona tam anlamıyla bir aksiyon rüyası sunuyor. Onur, bu oyunun hem hızlı hem de taktiksel bir deneyim sunduğunu belirtiyor. Yani düşünün, hem kafanızı çalıştıracaksınız hem de düşmanlarınıza ölüm kusacaksınız. Karantinadan önce gelen bu oyun, Onur’un en büyük mutluluk kaynağı olmuş. Artık Onur’un bilgisayarında DOOM Eternal oynamaktan başka bir şey yok gibi görünüyor. FPS oyunları arasında bu kadar büyük bir aşk yaşamak, Onur’un kalbinde büyük yer kaplıyor.
Ömer, Final Fantasy VII Remake’i seçmiş. Eğer bu oyun hakkında bir tartışma başlatırsanız, Ömer’in gözleri parlamaya başlar. Oyun, hem eski oyuncuları hem de yenileri etkileyecek kadar derin bir hikaye sunuyor. Ömer, bu oyunun muazzam anılar biriktirdiğini ve oyunculara unutulmaz bir deneyim sunduğunu söylüyor. Yani bu oyun, her yaştan oyuncunun kalbinde taht kurmuş durumda. Tabii ki, birkaç saat boyunca bu oyunun içinde kaybolmak, Ömer için bir zevk değil, bir zorunluluk haline gelmiş.
Engin, Hades’in bağımlılık yapma potansiyeline vurgu yapıyor. Evet, bu oyun o kadar bağımlılık yapıcı ki, bir tur oynamakla kalmayıp, peşinden 99 tur daha oynamak isteyeceksiniz. Hades, her seferinde yeni bir hikaye ve yeni bir deneyim sunarak oyuncuyu tekrar tekrar ekran başına çekiyor. Engin’in bu oyunu bu kadar sevmesinin sebebi, Hades’in sunduğu sonsuz eğlence. Yani, Engin’in oyun dünyasında Hades’ten daha etkili bir bağımlılık yapıcı yok gibi görünüyor!
Gülhis ise Assassin’s Creed Valhalla ile ilgisini dile getiriyor. Başta pek umutlu olmadığını söyleyen Gülhis, Ubisoft’un bu oyunu derli toplu bir hikaye ile sunmasıyla şaşırmış. Belki de Gülhis, parkur olaylarının biraz daha gelişmesini bekliyordu ama sonuçta Valhalla, onu etkileyen bir deneyim olmuş. Yani Gülhis, “Eh, bu sefer Ubisoft yapmış!” diyerek içindeki umutsuzluğu bir kenara itmiş. Valhalla, Gülhis’e göre yıllardır beklenen o güzel oyunlardan biri olarak kayıtlara geçiyor.
Son olarak, İhsan da DOOM Eternal’ı öne çıkarıyor. Onun gözünde bu oyun, sadece bu yılın en iyi oyunu değil, aynı zamanda son yılların en iyi FPS oyunlarından biri. Hızlı oynanışı, oyuncuyu sürekli hareket etmeye zorlayan dinamikleri ve müzikleri ile tam anlamıyla bir aksiyon bombası. İhsan, Doomguy’ın cehennem zebanilerine hayatı zindan ettiğini düşünüyor ve bu oyunun gelecekteki FPS oyunları için bir referans noktası olacağına inanıyor. Yani, İhsan’ın FPS oyunları konusundaki görüşleri, DOOM Eternal ile şekillenmiş durumda.
Sonuç olarak, 2020 yılı oyun severler için gerçekten unutulmaz bir yıl oldu. Herkesin kendi favorisi var ve hepsinin ardında farklı hikayeler, anılar ve deneyimler yatıyor. Hadi gelin, bu oyunları bir daha düşünelim ve belki de yeni bir oyun keşfi için kolları sıvayalım!