2023 Yazında Oynamanız Gereken Bağımsız Oyunlar: En İyiler Listesi
2023 yazında sıradan oyunları bir kenara bırakın! Bağımsız yapımlarla eğlencenizi iki katına çıkaracak ipuçlarımızı kaçırmayın!
8 saat önce

Yaz ayları geldi çattı demek, ekran başında geçirdiğimiz o serinletici saatler de! Öyle ki “En iyi” listelerine yaklaşırken, biraz tereddüt, biraz da heyecan hissediyorum. Bu “En iyilerin en iyisi” ve “Benim en iyiğim” listeleri arasında kaybolmuş durumda olmak çok eğlenceli. Özellikle bağımsız oyunların parladığı bu dönemde, sayısız alternatifin arasında kalmak insanı *öznel* bir seçim yapmaya itiyor. Ne de olsa yazarlar da nihayetinde sıradan birer oyuncu değil mi? Bazılarının gözünde bir hazine, bazılarının gözünde ise oldukça sıradan olan bu oyunlar ile festivale katılmaya hazır mısınız? Hadi gelin böyle yapalım; “En iyiler” listesine şakalı ve gözlerinizin parlayacağı bir bakış atarak, bu oyun dünyasına adım atalım!
Öne çıkanlardan biri, Dorfromantik. İki nesil tanıdık tarayıcı oyunları çağrıştıran bu şehir kurma karnavalı, *altıgen karolar* aracılığıyla işlevini sürdürüyor ve sizlere en rahatlamış halinizi sunuyor. Ah ne kadar da keyifli, değil mi? Oynarken sanki hep “Bunu nasıl birbirine bağlayabilirim?” diye düşünmeden duramam. İşte bu da gerçekten parlayan bir zeka gösterisi; o karoları yerleştir, *minimalist* tasarımın tadını çıkar, ve ardından görevleri yerine getirerek yeni karo türlerini keşfet! Bir yudum çay eşliğinde, oyun başında geçireceğiniz saatler için mükemmel bir dost.
Sonrasında, Rogue Legacy 2 ile tanışalım. “Erken erişim denemesi” diye bir kavram var ya, işte o kümeden sıyrılıp tam sürüm olmayı başaranlardan biri bu oyun. Kızıl bir geçmişe doğru atıladığınız bu başyapıt, *miras sistemini* kullanarak sizlere hala benzer bir kafa karışıklığı yaşatıyor. “Ben bu oyunu oynarım, daha iyi olmaya çalışırım” düşüncelerinizle büyür iken düşmanlar çılgınca saldırıyor! Ve eğer merak ediyorsanız, ocak ayının en iyi rogue-lite’ı olma unvanı kapılarınıza saygıyla geliyor.
- Rogue Legacy 2 – İnceleme
*İkinci el komedi* yarışmasında yer alan bir başka harika: The Stanley Parable: Ultra Deluxe. Geçmişteki komik anekdotları bir kenara bırakın ve bu sefer yeni bir oyun yerine *Ultra Deluxe* versiyonunu karşınıza alın. İçerik, bir sıfırdan yapılan oyunla yarışacak kadar zengin; hem de kendi mizahına uygun bir dille. Burada aslında kendinizi komik durumların içinde bularak, kahkahalarla bu serüveni sürdürüyorsunuz. Ayrı bir artı olarak, “Dış görünüşe aldandınız mı?” sorusunu da aklınıza takmayı unutmamalısınız!
- The Stanley Parable: Ultra Deluxe – İnceleme
Bir diğer bağımsız oyun Tunic, yıllarca bekletilen bu sevimli tilki hayali sonunda gerçeğe dönüştü! Renkli, eğlenceli zindanlar ile dolu olan bu gösterişli yapı, ilk bakışta göz alıcı bir karton çizim gibi görünebilir ama içi bir o kadar derin. Yani, *Zelda* hayranları burada kesinlikle buluşmalı. Soul-like elementleriyle birleşen bu harika macera, sizlere bir dost gibi eşlik edecek kadar sıcak.
- Tunic – İnceleme
Ah, Teardown dedim, inanın içim gitti! 1.5 senelik bir erken erişim macerasından sonra, tam sürüme ulaşan bu oyun, soygun ile yıkımın ilginç bir karışımını sunuyor. Sadece yıkmak mı? Hayır! Aynı zamanda araçları patlatmak ve duvarları parçalamak zorundasınız! Yani aslında bu oyun, stres attıran en iyi arkadaşınız olabilir. Bu oyunla mafya değil, taşlar sizin düşmanınız.
Ardından, nostaljik enerjiyi hissedeceğiniz TMNT: Shredder’s Revenge karşımda. Beat ’em up türü derken aklımıza en çok gelen oyunlardan biri rayın dışına çıkarak, TMNT serisini geri getiriyor. Eski oyunları, *The Cowabunga Collection* adı altında ödünç alarak, pistten dönen bir boomerang gibi yepyeni bir deneyim sunuyor. Solo ya da co-op macera seçeneğinin özgünlüğüyle *Foot Clan* üyeleriyle kapışmaya hazır mısınız?
- TMNT: Shredder’s Revenge – İnceleme
Ne var ki, grafiklerin yüksekliği ve oynanışın akıcılığı ile Neon White tam anlamıyla bir başyapıt niteliğinde. Bu eski kart oyunlarının sıkıcılığını bir kenara bırakıp, bölümlerde hızlı bir şekilde çözüm bulma şansı veriyor. Her karta sahip özelliklerle süslenmiş büyüleyici bir platform dünyasında fırtınalar estirirsiniz. Çizgi film kahramanlarını andıran karakterlerle yaşamak, mıknatıs gibi çekici değil mi?
- Neon White – İnceleme
Sırada Sifu var! Kviyu’nun her yaşta ve her koşulda kazanılacak dersleri olan gizem dolu dünyasında ilerleyin; her öldüğünüzde yaşlanıp değiştirdiğiniz sistem bu oyunun en heyecanlı yanı. Er ya da geç sizin için en zorlayıcı mücadele olabilir, ama bu baskı epey eğlenceli!
- Sifu – İnceleme
Stray ise tam anlamıyla *bir kedi yönetimi* oyunu değil, hayatımızın simgesi haline gelen sevimliliği de gözler önüne seriyor. Oynarken “Ommm, ben gerçekten bu kedimle mi oynuyorum?” diye düşüneceğinize garanti veriyorum. Eğer sosyal medyada kedi fenomeni olmayı seviyorsanız, bu oyunun tasarımı kalbinizde bir yer edinmiştir.
- Stray – İnceleme
Güç fantezisi için kolları sıvayan Vampire Survivors tam da ihtiyacınız olan özgüveni size sunuyor. Zevkli ve hızlı bir şekilde *daha fazla güç* peşinde koşarken bir bakmışsınız ki, sabah olmuş. *Erken morg* kavramı, bu oyunda bir çevresel lezzet haline geliyor.
- Vampire Survivors – İnceleme
Hadi, herkesin dışarıdan bakıp iç çektiği Norco‘dan bahsedelim. Kültürel karmaşayı eğlenceli bir distopik anlatımla harmanlayan oyun; bize her zaman merak ettiren o sorgulamaları doğuruyor. Dikkatli olduğunuzu düşünseniz de, yine de şehrin sokaklarında kaybolabiliyorsunuz.
- Norco – İnceleme
Oyun dünyasında bir başka sıradan ama bir o kadar eğlenceli Cult of the Lamb. Öncelikle görselliğiyle öne çıksa da, oynanışın beklentilerle dolu deneyimi, içinizi aydınlatabilir. Amacınız ise kuzulardan bir kült oluşturmak. Oyunun başından itibaren bu konuyla ilgili *neşeli* hisler yaşarak yolda ilerliyorsunuz.
- Cult of the Lamb – İnceleme
O zaman, Immortality ile sonlanalım. Sam Barlow’un *Her Story* ve *Telling Lies* sonrası en heyecanlı eseri; gizem dolu bir dünyada kaybolduğunuz bir deneyim. Haliyle, oyuncuları içine çeken sürükleyici hikayeler Barlow’un tüm yapımlarında olduğu gibi burada da ön planda.
- Immortality – İnceleme
En son, The Case of the Golden Idol gizemi sunarak merak konulardan birine dönüştü. Tam olarak *Return of the Obra Dinn* tarzı bir yapım sunarak, her detayla sizi şaşırtacak bir yeni yolculuk. Bu oyun sayesinde geçmişte gizemli olayların üzerine eğilirken, çözüm arayışınız etkileyici bir hal alıyor.
- The Case of the Golden Idol – İnceleme
Listeye göz atarken, bir JRPG klasiği olan Chained Echoes‘a da bir göz atalım. Biraz nostaljik bir dokunuş, biraz da modern unsurlar getiren bu oyun, 16-bit izometrik tarzındaki yapısıyla geçmişe selam durarak, büyük bir macera sunuyor. Evet, eski günleri hatırlatıyor ama *esasında* yeni bir hikaye inşa ediyor.
- Chained Echoes – İnceleme
Ve son olarak, Return to Monkey Island – ki bu oyun tam 12 yıl için büyük bir bekleyişin sonunda lezzetli bir buluşma! Ron Gilbert’ın yarattığı bu nostalji dolu dünya, Unutulmaz dostlukların yeniden can bulduğu bir serüvene davet ediyor. Sadece bir oyundan fazlası, kalpten kalbe giden bir yol oluşturuyor!
- Return to Monkey Island – İnceleme
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?