35 Yıldır Aramızda: Prince of Persia’nın Epik Tarihi ve Maceraları

35 yıldır bahçeden bahçeye koşan Prens, kumdan kalkanla maceralara atılmayı hiç bırakmadı! Gelin, kum saatini çevirelim!

admin

Herkes bir gün kahraman olmayı, prensesleri kurtarmayı ve maceralar yaşamayı hayal etmiştir değil mi? İşte bu hayalimizi yerine getiren, bir zamanlar yalnızca bilgisayar ekranlarımızda gördüğümüz “Pers Prensi” 35 yıldır aramızda! Evet, Prens, İsimsiz Gezgin, Destan, Sargon ve daha pek çok adla anılan bu yiğit kahraman, unutulmaz maceralarıyla pek çok neslin kalbini fethetmiş durumda. Bazıları onu Zamanın Kumlarıyla tanıdı, bazıları ise siyah-beyaz ekranlı bilgisayarların nostaljisi ile! Kim derdi ki, bu şirin ve cesur Prens bu kadar uzun sürelerce bizlerle olur? Bazılarına göre en iyi oyunu, elbette ki Warrior Within, bazıları için ise 2008’de çıkan Prince of Persia. Unutmayalım ki, 35 yıl boyunca geri dönen bir bilgi ve eğlence kaynağı olan bu serinin hala tutkulu bir hayran kitlesi mevcut!

Peki, bu 35 yılda neler yaşandı? Hadi gelin, birlikte bu kahramanımızın tarihini, mazisini ve elbette ki matruşka misali iç içe geçmiş maceralarını gözden geçirelim.

Prince of Persia (1989)

Diversifikasyon üzerine bir ders alacak olsak, şüphesiz Jordan Mechner ve onun 1989’da piyasaya sürdüğü Prince of Persia’yı örnek gösteririz! Genç yaşında bir yaratıcı zihin olarak, ilk oyunun yapımında yükseköğrenim hayatı ve oyun yapımını bir arada yürütmekteyken ikisi arasında sıkışıp kalan Mechner, aslında Prince of Persia’dan çok daha fazlasını ortaya koymuştur. Tabii ki daha öncesinde Karateka ile büyük başarı yakalamıştı. Hain vezir Jaffar ve güzel prenses arasındaki mücadele, düşmanlarımızın bize ettiği tuzaklar ve Prens’in geçmişinden gelen sıkıntılarla dolu bir oyun düşünün. Düşünmekle kalmayıp, gerçeğe dökmenin yolu da açık bir yoldu!

Neye dönüşüyor bu genç adam? Zamanının ötesinde bir teknolojiyi, rotoskop tekniğini kullanarak, mükemmel düzeyde animasyonlarla açıklayabilen bir dahiydi! Kardeşini parklarda koşturması için ikna ettiğinde, birçok oyuncu onun eğitim yöntemlerine hayran kalmıştır. Kim bilir, belki de çalıştığı tüm o sahneler ve form değiştirme hareketleri bugünkü oyunlara ilham olmuştur!

The Shadow and the Flame (1993)

İlk oyunun getirdiği başarının ardından, fanatikler tarafından hemen bir devam oyunu talep edildi. Ve Jordan Mechner, kötü kalpli vezir ve okul cantası taşımaktan kaçan kahramanı ile yeniden dönüş yaptı. Kraliyet hayatı birkaç romantik hatalarının yanında, başından geçen karmaşık olaylar ile doluydu. Hain vezir Jaffar’ın prense çektiği çile ve büyülü etkilerinin ardında bambaşka bir hikaye saklıydı. Peki, Mechner bu vesileyle nerelerdeydi? Oyuncuların daha önceki başarılarının tadını çıkarırken, bir anda Prens’in mavi sarığı ve kırmızı yeleği ile ikinci bir mücadelenin içine düşüvereceklerini kestiremediler!

Prince of Persia 3D (1999)

Tomb Raider döneminin etkisi altında kalmamak hatalarına düşen Ubisoft, üçüncü boyutu hayatımıza sokmak için kolları sıvadı. Ancak bu ilerleyiş, sınırlı kaynakları olan Red Orb Interactive ile birleştiğinde ortaya çıkan sonuçlar tam anlamıyla hüsrandı. Geçmişteki Destan Perisi, sınırlı olan bu yeni sihirden faydalanamadı.

Prens’in 3D formunu düşünmek bile ruhumda hüzün uyandırıyor. Çoğumuzun hatırladığı gibi, o kötü kontroller ve gözleri kanatan açılarla doluydu. İyi bir oyun olabilecekken elbette, kendi kopyasını bir kenara atacak kadar da cesurdu! Tek kelime ile rezil fakat komik bir tecrübe! Işık, gölge ve grafikler arasında kaybolmuş bir kahraman olarak ortaya çıkması, elbette oyunculardan nefret almasına neden oldu. Ama bir gün, yaratıcısı Jordan Mechner bu tatsız duruma dönebilecek mi? Bunu bile kimse tahmin edemedi!

Peki ya Sands of Time ile birlikte yeni bir çağ başlarsa? Artık başka bir şey beklemekteydik; tüm bu kafa karıştırıcı kurallar, iksirler ve karakterler yerine daha akılda kalıcı bir oyun düşüncesi. Warrior Within ve Two Thrones gibi eserler beraberinde, bu kez kahramanlık duygusu ve aksiyonu bir araya getirerek sahneleri yeniden eylemlerle renklendirdi.

Sand of Time’ın ardından gelen bu yenilik, bizlere karanlık bir Prens’in öyküsünü sunuyordu! Bir Karanlık Var Benden İçeri oyunun doğrultusunu sevgi dolu bir kalple incelemekteyiz. Nasıl bir kahraman bir anda karanlık bir tarafın eline geçebilir? Bu sorunun peşinde durmak elbette pek kolay değil. Ama bunu yapmak için, Prens’i zayıflatmak yerine daha da güçlendirmek gerekiyordu.

Prince of Persia (2008)

Ve işte yeniden başlıyoruz! Artık yeni nesil oyun konsollaryla, Prince of Persia (2008) bizlere karşıladı! Yepyeni karakterler ve büyüleyici grafiklerle kucakladık. Elika gibi sevimli bir yardımcı ile savaşlara katıldık, hikayelerde kaybolduğumuz bir yer daha keşfettik! Ne kadar hayat dolu değil mi? Ama kulağınıza bir fısıltı gibi geliyor, “Daha fazlası neden yok?”

Birden bu karakterin başlamasına neden olan hikaye bulunduk… Yoksa The Forgotten Sands ile yine kaybolan yüzler mi var? Elbette! Zamanın Kumları, bir daha unutulmamak üzere orada dönüp duracak mı? Kiminse bilmeyeceği bir korona ile el içerisine girebildiği o dönem, bir tür tekrarın peşindeydi… Düşünsenize, Prens, karşınıza hiç beklemediğiniz kıyasıya çarpışmalara ve düşmanlarla karşı karşıya kalacak… 20 kadar macera, bir film, çizgi roman, hatta LEGO setlerine kadar sıçrayıp gittiğinde, karşınızda The Rogue Prince of Persia duruyordu!

Her şey ağır aksak bir döngüde ilerleyip durdu ve sonunda The Lost Crown ile tekrar ortalığa döküldü. Artık iki boyutlu bir metroidvania olarak değişik bir yolculuğa davet ediyoruz sizleri!

Uzun bir süredir ortalarda yok olan Prens’i yeniden göreceğimiz günler geldi çattı. Zaman fırtınası, boyutları aşarak farklı kahramanlarla birleşti ve karşımıza tekrar geldi! Şimdi, ardımızda kalan tüm bu maceralar ve doğaüstü öyküler, yeni neslin elinde hayat bulacak.

Ve unutmayın, ne olursa olsun, Prens her zaman geri dönmeye hazır! Çizgi romanlar, bilgisayar oyunları ve filmlerdeki büyüleyici hallerin ardında kalmamak dileğiyle!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version