Anno 1800: Land of Lions Ek Paketi İncelemesi

Anno 1800: Land of Lions ek paketi incelemesi ile yeni haritalar, görevler ve stratejiler hakkında tüm detayları keşfedin!

admin

Anno 1800’ün çıkışının üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Açıkçası, ilk başlarda büyük bir heyecanla oynadığım bu oyunu, bir süre sonra yeni strateji oyunlarının (veya yenilenerek gelen eski dostların) cazibesiyle bir kenara bırakmış, zamanla ihmal etmiştim. Ancak, Land of Lions ek paketi ile geri dönüş yaptığımda, Anno 1800’ü aslında ne kadar sevdiğimi yeniden keşfetme fırsatı buldum. Şimdi, bu yeni maceranın beni nasıl içine çektiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Aslanlar diyarında sıradan bir gün… Anno 1800 ile serüvenlere yelken açmaya alışmıştık malum. Ek paketin adından da anlaşılabileceği üzere, bu sefer de Afrika’nın kalbine, Aslanlar diyarına doğru yelken açıyoruz. Enbesa kıyılarına varana kadar ufak tefek maceraları geride bıraktıktan sonra, İmparator Ketema tarafından karşılanıyoruz. Kendisi, kesinlikle düşmanca bir tavır içerisine girmeden, oldukça misafirperver bir şekilde bizi ağırlıyor ve hemen inşa işlerine girişmemiz için teşvik ediyor. Biz de alıştığımız işlere geri dönerek adım adım yeni bir şehir inşa etmeye ve bölgeyi kalkındırmaya çalışıyoruz.

İmparator Ketema’nın bizden bazı talepleri var elbette. Ufak tefek nakliye işleri, koruma görevleri, söz geçiremediklerine bizim söz geçirmemiz ve birliği sağlamak için gerekli diğer şeyler… Aslında bunlar, ana oyundaki görevlerle benzerlik gösteriyor. Ancak bu sefer, bazı yenilikler de sunulmuş durumda -ki bunlar benim hoşuma giden değişiklikler oldu. Hikâyenin bir noktasında haritanın farklı kısımlarına doğru yelken açıyor ve buradaki bazı meseleleri çözmeye çalışıyoruz. Çözeceğimiz bulmacalar çok da zorlu değil ama yine de hoşuma gitti. Antik bir kütüphaneyi keşfediyor, eski bir yerleşim merkezini yeniden ihya etmeye çalışıyoruz. Bu süreçte, buram buram Afrika kokan hikayelere de kulak vermiş oluyoruz. Bunlar, oyuna renk katan önemli detaylar bence.

Üstelik bu kadarla sınırlı kalmıyorlar; buraların keşfinden sonra hikâyenin ilerleyişiyle ilgili bazı kararlar da almamız gerekiyor. Bu kararlar, muhataplarımızın bazılarını memnun ederken, bazılarının sinir uçlarına dokunabiliyor. Spoiler vermeden açıklamaya çalışayım, mesela bir yerde Ketema bizden bir şey yapmamızı istiyor. “Ama oradaki insanlar için bu kötü olabilir” dedim. Sonrasında o da “Çok biliyorsun sen. Al bu nüfusu sen besle o zaman” dedi. Ben de el mahkûm, oradakilerin ne ihtiyacı varsa karşıladım.

Hikâye kısmına dair eleştirilecek bir yan yok; geçer notu rahatlıkla alıyor. Oynanışta da bazı değişiklikler söz konusu ama esas önemli olan, veya daha doğrusu daha çok merak edilebilecek olan bu tarz değişikliklerden ziyade oyuna eklenen içerikler. Mesela yeni üretim zincirleri, ek birimler, yeni inşa birimleri gibi. Bu yönden yeterli malzeme sunulmuş ve temaya uygun malzemeler seçilmiş.

Afrika’dayız; eksikliği duyulan çok önemli bir kaynak sorsam ne dersiniz? Elbette su! İşte burada tarlarınızı sulamak için nehir kenarlarına su pompası inşa edip tarlalarınıza kanallar vasıtasıyla suyu ulaştırıyorsunuz. Ayrıca, keçi besleyip keçi sütü üretiminde zirveye oynamaya çalışıyorsunuz 🙂 Önce iplik, sonra kıyafet üretimi işine giriyor ve bölgenin giyim kuşam ihtiyacını karşılamaya başlıyorsunuz. Afrika denilince akla gelen unsurlardan biri de müzik. Müzisyenler için bir merkez inşa ediyor ve şen notalarla kendinizden geçiyorsunuz.

Elbette oyuna dair bazı sıkıntılar da mevcut; Afrika’ya doğru yol almak beni biraz uğraştırdı. Eski kayıttan açınca, nedense bir türlü yeni merkezimize varamadan “Defeat” ekranıyla karşılaşıp durdum. Çünkü ana oyunu oynarken buna göre bir planlama ile ilerlememiştim. Kim bilir, belki de ben beceremedim. Ama eğer eski bir kaydınız varsa, bu yeni adaya doğru yelken açmadan önce her şeyi yoluna koyduğunuzdan emin olmanız en iyisi.

İkinci olarak, böyle bir tema ve bu temaya uygun malzemeler hazırlandığında, hikâyenin de buna eşlik edecek zenginlikte (belki daha doğru bir ifadeyle uzunlukta) olmasını beklerdim. Ama bu tamamen kişisel bir değerlendirme tabii; “Hikâyeyi boş ver, sandbox kısmında kullanıveririz bunları” da diyebilirsiniz. Ben de, “Haklısınız” derim 🙂

Uzun uzun anlatıp sizi sıkmak istemem ama oyunun içinde pek çok detay bulunuyor ve sizi öyle ya da böyle içine çekmeyi başarıyor. Ana oyunda olduğu gibi burada da “Dur bir 5 dakika daha oynayayım. Hadi bir 10 dakikada şurayı da halledeyim. Şu kısmı da hali yoluna koyayım” derken saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Bu ek paketle Anno 1800’ün 2. Sezonunu kapatırken, 3. Sezonun da kapısı aralanıyor. Bu benim adıma oldukça güzel bir gelişme. Eğer Anno 1800’ü oynamadıysanız veya benim gibi bir süredir kendisinden ayrı kaldıysanız, (hazır indirim dönemleri de peşpeşe geliyorken) kendisine ek paketleriyle birlikte bir şans vermenizi öneririm.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version