Assassin’s Creed serisi, yüzyıllar boyunca birçok farklı tarihi dönemi ve bölgeyi keşfederek oyunculara eşsiz bir deneyim sundu. Ancak şimdi, gururlu yazarlarından Alain Mercieca’nın aklında yeni bir macera var: Brezilya ve Malta! Evet, yanlış duymadınız, bir yanda samba müziği ve karnavallar, diğer yanda ise tarihi kalıntılar ve şövalyeler. Mercieca, bu iki bölgenin potansiyeline derin bir hayranlık duyuyor ve heyecanını gizlemekte zorlanıyor.
Öncelikle, Malta’dan başlayalım. Mercieca, bu küçük adanın tarihine olan tutkusunu dile getiriyor ve “Tarihle kafayı bozmuş biri olarak” ifadesiyle kendini tanımlıyor. Şimdi, bu cümlede bir parantez açalım: “Tarihle kafayı bozmuş” olmak, bir yazar için oldukça avantajlı bir durum. Yani, Mercieca’nın Malta’daki kayıp uygarlıkların savaşçıları hakkında yazacağı hikaye, tarih meraklıları için tam bir ziyafet olacak gibi görünüyor! Malta’nın tarihi, gizemli savaşçıları ve kaybolmuş uygarlıkları bir araya geldiğinde, oyuncuların o adada kaybolması an meselesi olabilir. Ancak, bu noktada, Malta’nın büyüklüğü sorusunu gündeme getirmekte fayda var. Yani, Mercieca’nın bu büyülü adada yazacağı hikaye, bir gün içinde bitmez, değil mi?
Şimdi, Brezilya’ya geçelim. Mercieca, bu bölgeyle ilgili olarak, “Güney Amerika’nın zengin kültürel yapısının Assassin’s Creed markasınca henüz keşfedilmediğini görüyoruz” diyor. Brezilya’nın tarihi, gerçekten de etkileyici bir dönemle dolu. İnkalar, İspanyol İstilacıları, yerli kabileler ve daha fazlası… İşte bu, Mercieca’nın “Brezilya bölgesinden çok iş çıkacağına inanıyorum” dediği noktaya geliyor. Yani, eğer bir Assassin’s Creed oyunu burada geçerse, oyuncuların bir karnavalın içinde gizli sırları keşfetmesi, samba dansları yapması ve tabii ki düşmanlardan kaçarken bir yandan da tropik meyvelerin tadını çıkarması mümkün!
Şimdi, Mercieca’nın bu fikirleri, yalnızca onun kişisel görüşleri. Ama bir gerçek var ki, yeni bir Assassin’s Creed oyunu için farklı ve ilginç yerler aramak, oyuncular için büyüleyici bir deneyim yaratabilir. Malta ve Brezilya gibi farklı kültürlerin ve tarihlerin keşfi, serinin bu yüzyıldaki yenilikçi ruhuna oldukça uygun. Peki, Mercieca’nın bu önerileri ne kadar ciddi? Belki de bir gün, Malta’nın kayıp savaşçıları ve Brezilya’nın karnaval atmosferi bir araya gelecek ve oyuncuları unutulmaz bir maceraya sürükleyecek. Ya da belki de tüm bunlar, Mercieca’nın tarih kitapları arasında kaybolmuş bir hayal gücünün ürünüdür. Kim bilir?
Sonuç olarak, Assassin’s Creed serisinin geleceği için Mercieca’nın bu önerileri, hem eğlenceli hem de düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Tarih ve kültür dolu bir serüven arayan oyuncular için yeni kapılar açılabilir. Belki de bir gün, Malta’nın gizemli adalarında kaybolmuş savaşçılarla tanışacak ve Brezilya’nın renkli sokaklarında düşmanlarımızdan kaçarken samba yapacağız. Şimdilik, bu fikirlerin havada süzüldüğünü söylemek yeterli. Ama hey, hayal güçleri sınırsız olan bir yazarın elinden çıkan bu maceralar, belki de bir gün gerçeğe dönüşebilir!