Battleborn’un Trajik Sonu: Overwatch’un Gölgesindeki Çiçek

Bir zamanlar, oyuncuların ekranlarına kilitlenip saatlerce mücadele ettiği bir oyun vardı: Battleborn. Evet, hatırladınız! O garip, renkli karakterleri ve absürt güçleriyle dolu evreni. Ancak, bu oyunun hikayesi, bir masal gibi değil, daha çok bir trajedi gibi sona erdi. Geçtiğimiz günlerde, resmi açıklama ile oyunun tamamen tarih olduğunu duyurması, kiminin gözünde yaş, kiminin ise yüzünde bir gülümseme oluşturdu. Neden mi? Çünkü Battleborn, ne yazık ki, Overwatch’un gölgesinde kalmış bir çiçek gibi solup gitmeye mahkumdu!

Battleborn, Gearbox Software tarafından geliştirilmiş ve çıkışıyla birlikte “hero shooter” türünün parlak örneklerinden biri olarak gösterilmişti. Ancak, Overwatch gibi dev bir rakip piyasaya sürüldüğünde, Battleborn’un sonu gelmişti. İki oyun da benzer mekaniklere sahip olmasına rağmen, Overwatch, oyuncuların kalbini çalmakta oldukça başarılı oldu. Gerçekten, o zamanlar Battleborn’u oynayanlar neyi yanlış yaptı? Belki de ‘süper kahramanlar’ yerine ‘süper sıradanlar’ ile savaştıkları için. Kim bilir?

Bilmeyenler için Battleborn, bir zamanlar bir furya haline gelen, ancak sonrasında hızla unutulup giden bir oyundu. Oyun, hem çok oyunculu modları hem de tek oyunculu senaryo modu ile dikkat çekmek istese de, ne yazık ki bu çabaları, Overwatch’un popülaritesinin gölgesinde kayboldu. Hani derler ya, “Süper kahramanlar her zaman kazanır!” İşte burada da durum böyleydi. Göz alıcı karakterleri ve benzersiz yetenekleriyle Battleborn, bir zamanlar parlayan bir yıldız olabilirdi, ama Overwatch sahneye çıktığında, o yıldız bir daha asla parlayamadı.

Şimdi, Battleborn’un son günlerine gelelim. Oyun, bir süredir oldukça küçük bir kitleye sahipti ve bu durum, çok fazla oyuncu çekemediği için pek de şaşırtıcı değil. Oyunun resmi olarak satıştan kaldırılması, aslında birçok oyuncu için beklenen bir sonuçtu. “Bir zamanlar çok sevdiğimiz bir oyun, şimdi neden tarihin tozlu sayfalarında kayboldu?” diye düşünenler, bu sorunun cevabını biliyor. Çünkü oyuncular, Overwatch ile birlikte gelen hızlı ve akıcı oynanışa kapıldılar. Battleborn, bu yeni döneme ayak uyduramadı ve derin bir uykunun kollarına teslim oldu.

Sonuç olarak, Battleborn’un vedası, oyuncular için bir kayıp olabilir ama bazıları için sadece bir komedi unsuru olarak kalacak. Nasıl ki bazı filmler gişede büyük başarılara imza atar, bazıları ise sadece hatıralarda kalır, Battleborn da o filmlerden biri olarak anılacak. Belki de birkaç yıl sonra, birileri “Hatırlıyor musunuz, o renkli karakterleri olan oyun?” diye soracak ve biz de gülümseyerek “Evet, o Overwatch’un gölgesinde kaybolan masum çiçekti!” diye yanıtlayacağız.

O yüzden, ekran başında Battleborn’un sonunu izlerken, belki de bir kahkaha atıp “Ne güzel günlerdi!” demek daha iyi. Çünkü oyuncular, her zaman yeni maceralara yelken açacaklar ve unutulmaz anılar biriktirmeye devam edecekler. Battleborn, belki unutulacak ama anılarımızda her zaman bir yer bulacak. Ve elbette, Overwatch’un gölgesinde kalmış olmasının verdiği hüzünle birlikte.