Black Myth: Wukong’un Yerine Gelen Yeni Oyun ve Üzerindeki Mitolojik Derinlikler

Gamescom açılış gecesinde karşımıza bir anda Black Myth: Wukong DLC’si yerine yepyeni bir Black Myth oyunu çıkınca, adeta gözlerimizi ovmak zorunda kaldık. Game Science’ın bu hamlesi, oyun dünyasında sıkça karşılaştığımız “Aaa bu da nereden çıktı şimdi!” hissiyatını uyandırmış olabilir. Ancak aslında bu oldukça zekice bir hamle. Çünkü Black Myth markasını sağlamlaştırarak, pek çok farklı tema ve hikaye sunma niyetindeler. Bunun yanı sıra, sosyal medya hesapları da bu yeni oyun etrafında yeniden şekillenecek gibi görünüyor. Bir bakıma, Game Science’ın “Neden tek bir oyunla yetinelim ki?” dediğini düşündürüyor. Evet, kesinlikle çok akıllıca bir seçim.

Oyunla ilgili Gamescom’da gerçekten az bilgi verildi ama sonrasında yayınlanan basın bülteninde bazı ilginç detaylar dikkat çekti. Öncelikle, bu yeni oyunun baş kahramanı hiç şüpheniz olmasın ki Wukong olmayacak. Evet, Batıya Yolculuk’taki o sevimli maymunu unutun! Bunun yerine, eski Çin mitolojisi ve halk öykülerine dayanan bir tema ile karşılaşacağız. Konusu ise bilindik “Zhong Kui Banishing Evil” halk hikayesinden esinleniyor. Bu hikaye, yüzlerce yıl öncesine, Tang Hanedanlığı dönemine ait, hayalet avcısı olarak bilinen Zhong Kui’nin maceralarını içeriyor. Kısacası, eski Çin geleneklerine selam duran bir oyun olacak gibi duruyor.

Bu oyun hem PC hem de başlıca konsollara aynı anda çıkacak. Fakat şu an için bir çıkış tarihi bulmak, bir trafik ışığında yeşil ışığı beklemek kadar zor. Game Science, “Oyun sınırlarımızı zorlayacak farklı deneyimler ve oynanış özellikleri sunarken, geçmişteki hatalarımızı ve pişmanlıklarımızı da göz önünde bulunduracağız” diyor. Bu sözler, sanki geçmiş mavi ekran hatalarının intihar notunu yazıyor gibi; ama diğer yandan ne kadar cesur bir itiraf!

Zhong Kui’nin hikayesini biraz daha derinlemesine keşfetmek istiyorum. İlk olarak “Tang Yishi” adlı eserle kayıtlara geçiyor, sonradan ise Shen Kuo’nun “Dream Pool Denemeleri” ile daha geniş bir kesime ulaşıyor. Kendisi Zhongnan Dağı’nda doğmuş, İmparator Gaozu’nun Wude döneminde, imparatorluk askeri sınavına girmek üzere Chang’an’a gidiyor ama ne yazık ki bu sınavda başarısız oluyor. Oraların atmosferinde göz dolduran başarılar yerine, bolca umutsuzluk var anlaşılan. Çaresizlik içinde kafasını merdivenlere vurup hayatına son veriyor. Peşinden gelen dram, adeta bir Türk dizisini aratmayacak nitelikte!

Büyük İmparator Gaozu, ona yeşil bir cenaze giysisi vererek ona saygısını sunuyor; bu, her ne kadar tuhaf bir jest olsa da. Ve işte olaylar sarpa sarıyor: Zhong Kui, Tang diyarındaki kötü ruhları ve hayaletleri yok etme sözü veriyor. Hikayenin devamında, İmparator Xuanzong hastalanıyor ve kısır bir tedavi sürecine giriyor. Ankara devleti bu durumu ne yazık ki pek de ciddiye almıyor. Küçük bir hayal, saraya sızıp Konsort Yang’ın kesesini çalıyor! Hayalet, kendisine Xuhao diyor ve pek de olumlu olmayan bir varlık özellikleri taşıyor. Ah, bir de ahlaksızlık katmanını unutmayalım.

Zhong Kui’nin salona dalması ve yaratığı yakalaması tam bir kahramanlık hikayesi; sırf bir hayali yakalayıp gözlerini oyarak yutmak da cabası! Elbette, imparator bu olaydan sonra uyanıp tamamen iyi olduğuna dair bir ruhsal rahatlama yaşıyor. Bu türden bir şans, kim bilir kaç kişiye daha nasip olmuştur ki? Tabii ki imparator, bu olayı kutlamak için “Zhong Kui’nin Hayaleti Yakalaması” adlı bir tablo yönlendirmesi yapmayı da ihmal etmiyor. O günden sonra ise yılbaşı arifesi ev kapılarına “kötü ruhları kovmak ve kötülük sisini dindirmek” adına Zhong Kui imgeleri asmak, bir gelenek hâline geliyor.

Bütün bu detayları bir araya getirdiğimizde, yeni Black Myth oyunu aslında çok daha derin bir hikâye potansiyeline sahip! Hayalet avcıları, eski mitoloji ve gelenekler… Sanki bir video oyunu cenneti yaratılmak isteniyor. Artık önümüzdeki günlerde bu evrende nelerin döneceğini merakla bekliyoruz. Oyun dünyasındaki bu yeni soluk, bir yandan da bize eski hikayelere yeniden hayat katmanın tealimatını veriyor. Oyun tasarımcıları karanlık köşelerden çıkıp akıl almaz hikayeleri bizlerle paylaşmaya hazırlanırken, bakalım daha neler göreceğiz?