Bleeding Edge: Kısa Süreli Macera ve Ninja Theory’nin Yeni Projeleri

Geçtiğimiz günlerde, Ninja Theory hayranları için üzücü bir haber geldi. Daha bir yıl bile geçmeden, Bleeding Edge için içerik desteğini durduracaklarını açıkladılar. Evet, doğru duydunuz, oyunun ömrü daha baştan kısa kesildi. Belki de bu, “Neden bu kadar çabuk bitti?” sorusunu akla getiriyor. Cevap basit: Belki de oyun, “Yüzyılın sibernetik dövüşleri” sloganıyla yola çıktı ama oyuncular bu dövüşlerin sadece bir süreliğine olduğunu fark ettiler. Oyun, Xbox ve PC’de hala oynanabilir olacak fakat yeni içerik güncellemeleri olmayacak. Yani, mevcut oyuncular artık yeni karakterler veya haritalar bekleyemez. Bu da demek oluyor ki, Bleeding Edge artık bir hobi değil, bir nostalji hâline geliyor.

Stüdyo, açıklamasında yeni projelerine, yani Senua’s Saga, Project Mara ve The Insight Project’e odaklandıklarını belirtti. Gözlerimizi yeni projelere çevirmek zorundayız, çünkü Bleeding Edge’in geleceği, en azından içerik açısından karanlık görünüyor. Bir şeyin peşini bırakmak zorundayız ama bu durumda yalnızca Bleeding Edge değil, aynı zamanda onun oyuncuları da yalnız kalacak gibi. Oyuncular, “Takım kurmaya ve kaos yaratmaya devam edin” demişler, ama bu kaosun sonu, oyunun oyuncu sayısının hızla azalmasıyla sonuçlanabilir. Ne de olsa, bir oyunda içerik kalmadığında, oyuncular yeni maceralara atılmak için başka kapılar ararlar.

Hadi biraz Bleeding Edge’in kendine has özelliklerine göz atalım. 2020’nin Mart ayında piyasaya sürülen bu oyun, bir takım bazlı çok oyunculu brawler’dı. Her karakterin kendine özgü bir rolü ve benzersiz yetenekleri vardı. Ancak, oyunun en büyük sorunu belki de, Game Pass bünyesinde ücretsiz sunulmasına rağmen, oyuncu sayısını bir türlü artırmayı başaramamış olmasıydı. Yani, bedava olan bir şeyi bile yeterince cazip hâle getiremezseniz, işte o zaman zor bir durumdasınız demektir.

• Yetenekler: Her karakterin farklı yetenekleri vardı, ama maalesef bu yetenekler, oyuncuları ikna etmeye yetmedi.
• Takım Taktikleri: Oyun, takım oyununa dayalıydı. Yani birlikte oynamak, oyunun en eğlenceli kısmı olabilirdi. Ama bir araya gelen oyuncular, genellikle tek başlarına daha çok eğlenmeyi tercih ettiler.
• Grafikler ve Oynanış: Renkli ve dinamik bir yapıya sahipti; ancak bu, oyunun oyuncuları tutmasını sağlamadı.

Steam sayfasında “Yüzyılın sibernetik dövüşleri başlamak üzere!” ifadesiyle pazarlanan oyun, sibernetik dövüşlerin sona ermesi için pek uzun bir süre beklemedi. Bu, sanki bir arkadaşınızın partisine davet edilmişsiniz ama gidince kimsenin orada olmadığını görmüşsünüz gibi bir durum. Kısacası, Bleeding Edge, maalesef bir “şans” oyunuydu; şanslı olanlar oynadı, diğerleri ise sadece izledi. Ama belki de bu durum, Ninja Theory’nin yeni projeleri için bir fırsat yaratır. Kim bilir, belki Senua’nın maceraları, Bleeding Edge’in hatalarını telafi eder ve bizleri daha büyük bir hayal dünyasına götürür.