Bloober Team ve Konami İş Birliği: Silent Hill Beklentileri ve Yeni Oyunlar
Bloober Team ve Konami iş birliğiyle, Silent Hill beklerken ruhlarımızı değil, kahkahalarımızı hazırlayın! Yeni oyunlar kapıda!
6 saat önce

Bloober Team ile Konami geçen hafta stratejik bir iş ortaklığına girdiklerini açıkladıklarında, hem oyuncular hem de oyun dünyası “Dur, ne oluyor burada?” dediler. Konami’den yeni bir Silent Hill oyunu beklerken, bu ortaklık haberinin arka planda çok daha fazlası olabileceğine dair ipuçları da mevcut. Sonuçta, bu iş birlikteliğinin altında yatan mesele, Konami’nin Silent Hill projelerini bir dış stüdyoya, yani Bloober Team’e devretmiş olabileceğiydi. Ama şimdi düşünün; bu adamlar korku oyunları konusunda uzmanlaşmışken, Silent Hill gibi bir efsane onların ellerine geçerse, ortalık gerçekten karışır, değil mi?
Hemen bir parantez açalım: Bloober Team şu an sadece bir değil, *üç* farklı oyun üzerinde çalışıyor! Avrupa Komisyonundaki belgelere göre bu oyunların kod isimleri ise hayli ilginç: H2O, BLACK ve Dum Spiro. Ah, bir de bu kod isimlerin sırları çözülsün de göreceğiz neler çıkacak. Ancak, bu oyunların tanıtımında “Bu kesin Silent Hill!” dediğimiz bir oyun göremedim. Yani, biz “heyecan” diyelim, çünkü H2O dedikleri oyun zaten *Layers of Fear 3* olarak açıkça belirtilmiş. Bunun nesi “Silent Hill” ki? Bu, tam olarak “yüzme havuzuna dalma belgesi” gibi bir şey.
- BLACK kod isimli oyun ise daha çarpıcı:
Görünüşe göre, bu oyun keşif, hayatta kalma ve savaş unsurlarını harmanlayan birinci şahıs bir deneyim sunacak. Uzaylılar da var, gizlilik ve yakın dövüş de! Yani eğer Orta Çağ’daki şövalyeleri ve uzaylıları yan yana görebileceğimiz bir macera hayal ettiyseniz, BLACK tam size göre. Bir yandan kılıçla düşmanları alt ederken, öte yandan galaktik bir yolculuğun içine dalıp, kosmik düşmanlarla yüzleşeceksiniz. Düşünün, bir beşikten uzaya, oradan da Orta Çağ’a doğru bir süre seyahat etme imkânı!
- Dum Spiro hakkında da bir şeyler söylemem gerek:
Dum Spiro, bir korku oyunu olma özelliği taşıyor. Adı Latince’den geliyor ve “nefes aldığım sürece umudumu kaybetmem” anlamına geliyor. Ayrıca bu oyun, 1941-1944 yılları arasında Polonya’da, Litzmannstadt Ghetto’sunda geçecek. Gerçekten de bu durum, oyuncular için çok zorlayıcı bir deneyim sunacak gibi görünüyor. Ama merak etmeyin, bu tür bir ortamda “korku”yu yaşayacak en azından bir kaç sağlam “anavatan yemeği” ile ruhunuzu besleyebilirsiniz! Zaten komisyon belgelerinden de anlayacağınız üzere, bu oyunlar Bloober Team’in Avrupa Komisyonu’ndan fon almak için yazdığı projeler. Kısacası, işin özünde bir hayli yoğun zaman geçiriyorlar.
Yani, işlerin bu kadar karmaşıklaştığı bir ortamda, “Bloober Team’in başı şu aralar oldukça dolu” demek sanırım doğru bir tespit olur. Ama gelin görün ki, oyun dünyası çok garip bir yer ve her an, her şey değişebilir. Bekleyip göreceğiz; umarız Bloober Team lafla değil, eğlenceyle dolu bir oyun serisiyle oynamaya devam eder!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?