Sevgili Oyungezerler, Bomb Rush Cyberfunk’un PC ve Switch platformlarına, yani bizim ruhumuzu okşayan platformlara, 18 Ağustos’ta geleceği haberiyle adeta sevinçten zıplıyoruz! Ancak bu zıplama hareketimizi bir yere kadar yapabileceğiz, çünkü PS ve Xbox versiyonları da boş durmadı ve 1 Eylül’de bizlerle buluşacak. Görünüşe göre, Team Reptile, “Biz buradayız, sizin için eğlenceli bir yolculuk yapmaya geliyoruz!” der gibi bu tarihleri belirledi! Şimdi hep birlikte bu muhteşem fragmanı izleyip, hayallerimizi biraz daha yeşertelim:
Bomb Rush Cyberfunk’a ilk baktığınızda, onu tanıdık bir kılıkta göreceksiniz; sanki Jet Set Radio’nun zaman makinesine atlayıp geri dönmüş ve “Ben buradayım!” demiş gibi! Ama durun bir dakika, bu oyun sadece benzerlikleriyle değil, kendi özgünlüğüyle de dikkat çekiyor. Hani derler ya, bir şeyin aynısı olmak, ikizinden bile daha eğlencelidir! İşte Tahsin Amca’nın deyimiyle, bu oyun, bizlere eğlenceli bir macera vadediyor. Eğlenceli ve bir o kadar da karmaşık bir halkla ilişkiler yeri gibi düşünebilirsiniz. Herkes bu oyunu çok merak ediyor, ama esas soru şu: Eğlenceyi sağlayan şey gerçekten de oyun içinde mi yoksa dışarıda mı?
Biraz daha kafa yoralım. Bomb Rush Cyberfunk, sadece görsel olarak değil, müzikal olarak da kafalarda müzikal bir fiesta yaratıyor. Burada keyif dolu melodilerle dolu bir dünya var, sanki sürekli dans ediyormuşsunuz gibi! Kim bilir, belki de bu oyunda dans ederek seviye atlayabileceğiz. Eğer bu mümkün olursa, ekranın başında dans ederken bir yandan da aile büyüklerimize tıklatmayı unutmamız gerekecek, çünkü “Şu benim çocuğum, 18 yaşından küçük oyun oynayarak dans ediyor, bakın ne kadar da eğleniyor!” demek epey güzel olacak!
Bu noktada, diğer oyunlarla kıyaslamak veya onlardan etkilenmek oldukça doğal. Tangowork Games’in bu yılın başında piyasaya sürdüğü Hi-Fi Rush ile de benzerlikleri mevcut, ama Bomb Rush Cyberfunk, kendi karakterini yaratma yolunda ilerliyor. Hani derler ya, “bütün sevdiklerimiz bir arada oynamaz!” Ama bunun yanında, bu oyunun kendine has kartelasında yer alan her bir rengarenk karakter, oyunun dinamiğini ve eğlencesini zirveye taşıyor.
Bakalım, birkaç hafta içinde bu muhteşem oyunu deneyimleme fırsatına sahip olabilecek miyiz? Umarım yanılmıyorumdur, çünkü oyun çıktığında, “En sevdiğim oyun bu” diyebilmek için sabırsızlanıyorum! Haydi bakalım, 18 Ağustos’a ne kadar az kaldığını düşünecek olursak, birlikte coşalım ve oyunların içindeki eğlenceyi yakından hissedelim! Ne dersiniz, dans etmek için hazırlanın! 🙂