Geçtiğimiz yıl, Nintendo camiasını sarsan bir haber geldi: Breath of the Wild için bir devam oyunu yapıldığı duyuruldu. Bu durumda ne yapmalıydık? Haykırmalı mıydık, dans mı etmeliydik, yoksa sadece nefesimizi tutup beklemeli miydik? Elbette ki birinci seçeneği tercih ettik! Bir hayran kitlesi olarak, bu haberle birlikte sabırsızlıkla oyunun çıkış tarihini beklemeye başladık. Hani derler ya, “Merak hastalıktır,” işte bu hastalığın tam ortasındayız! Ama meraklı bekleyişimizin biraz daha anlam kazanması için, oyunun yapımcısı Eiji Aonuma’nın verdiği röportajı incelemekte fayda var.
Aonuma, oyunun temasının daha karanlık olacağını belirtmişti. “Daha karanlık bir tema mı? Yani Link bu sefer, sadece Hyrule’u kurtarmakla kalmayıp, aynı zamanda karanlık bir psikolojik dram mı yaşayacak?” diye düşündük. İlk oyunda Skyrim’den esinlenirken, ikinci oyunda Red Dead Redemption 2’nin etkisinde kalacağını söylemesi ise oldukça ilginç. Hani, “Hyrule’da at sırtında hırsızlık yapacak mıyız?” sorusu akıllara geliyor. Belki de Link, bu sefer ganimet peşinde koşarken, Zelda’yı unutur! Gerçi, o zaman Link’in başına neler geleceğini düşünmek bile korkutucu.
Bu arada, Breath of the Wild’da Zelda ve Revali’nin İspanyolca dublajında görev alan seslendirme sanatçıları Marc Navarro ve Nerea Alfonso, katıldıkları bir podcast yayınında müjdeli bir haber verdiler. Devam oyunu için ses kayıt sürecinin tamamlandığını açıkladılar. “Yani, bu demek oluyor ki İspanyolca seslendirme süreci bitti, o zaman İngilizce dublaj da bitmiştir!” diyerek, hemen sevinç çığlıkları attık. Bu, yerelleştirme çalışmalarının büyük oranda tamamlandığı anlamına geliyor. Şimdi, aklımızdaki sorular peş peşe geliyor: “Acaba Link bu sefer hangi aksanla konuşacak? İspanyolca mı, yoksa İngilizce mi? Hatta belki de Türkçe dublaj bile gelir!”
Yerelleştirme çalışmaları, genel olarak oyun geliştirme sürecinin son aşamalarında yapılmakta. Bu durumda, oyunun çıkış tarihinin beklenenden daha yakın olabileceği konuşuluyor. Ne de olsa, Nintendo’nun sürpriz yapma becerisi herkesçe biliniyor. “Acaba bir sabah uyandığımızda, Nintendo Twitter hesabında ‘İşte geldi, oynayın!’ diye bir tweet görecek miyiz?” diye heyecanla düşünüyoruz. Belki de bir sabah, Link’in yeni macerasına atılmak için uyanırız ve kahvaltımızı bile yapmadan konsolun başına geçeriz.
Yine de, bu konuda çok kesin konuşmamak gerektiğini biliyoruz. Sonuçta, Nintendo cephesinden gelen haberler her zaman sürprizlerle dolu. Eğer Nintendo, bu oyunu çıkarmak için bir bekleme süresi belirlediyse, sabırla beklemekten başka çaremiz yok. Ancak bu bekleyiş, her geçen gün daha da zorlaşıyor. Sonuçta, Link’in o muhteşem macerasına bir an önce atılmak istiyoruz! O yüzden, Nintendo’dan gelecek haberleri merakla beklemeye devam ediyoruz. Umutla doluyuz, ama aynı zamanda sabırsızlığımız da tavan yapmış durumda. Siz de böyle hissediyor musunuz? Yoksa sadece ben mi bu kadar heyecanlıyım?