Castlevania serisini hepimiz biliyoruz; kimileri onu bir video oyunu serisi olarak hatırlarken, kimileri de dizi olarak aklında canlandırıyor. Ancak benim için bu serinin yeri biraz daha derin. Bu kadar büyük bir özlemle, Netflix’in yeni projesi Nocturne’un incelemesini ben yazmayı kendime görev edinmiştim. Ne de olsa bu oyunlar ve dizilerle büyüdüm. Yıllar geçti, kalplerimiz kırıldı, bazı gece yaratıkları bayağı bir hırpalandı ve bakıyorum ki ben de yaşlandım, ama merak etmeyin, hâlâ genç ruhlu bir şekilde buradayım!
Şimdi, Nocturne’a dönecek olursak, orijinal seriden çok daha sonraki olayları ele alıyor. Yani, artık eski kıdemli vampir avcılarının torunları sahne alıyor ve benim gibi eski hayranlar için bir sürü nostaljik anı barındırıyor. Rondo of Blood ile tanıştığımız Richter Belmont ve Maria Renard ikilisinin başrolü paylaştığı bu yeni dizi, dikkat çekici bir şekilde pek çok izleyicinin gönlünde taht kurmayı başardı. Neyse ki, Netflix bu başarıyı göz ardı etmedi ve Nocturne için ikinci sezon onayını yıldırım hızıyla verdi. Yani, anlaşılan o ki bir vampirin uykudan uyanması kadar hızlılar!
Dizinin çıkışından yalnızca bir hafta sonra yenilenme kararı alındı. Tabii ki Netflix, izlenme verilerini paylaşma konusunda pek hevesli görünmüyor. Ama resmi web sitesine baktığımızda, 25 Eylül – 1 Kasım tarihleri arasında en çok izlenen 10 diziden biri olduğunu görebiliyoruz. Bu da demek oluyor ki, Netflix’in “yeni projelerimiz ve eserlerimizin topluma katkısı” gibi havalı açıklamalar yapma zamanı geldi. Geçtiğimiz hafta boyunca ise 2.600.000 kişi tarafından, neredeyse 10.000.000 saat süresince izlenmiş bu dizi. Bunu duyunca, bir diziye bu kadar zaman ayırmak için sadece izleyici mi olmak gerekir, yoksa vampir avcısı mı olmak? Kim bilir!
Dizinin yapımcıları Clive Bradley ve Kevin Kolde de bu yeni sezon onayını aldıkları için sevinçlerini gizleyemediler. Açıklamada bulundular ve sanki yeni bir av için gidiyormuş gibi kutlama yaptılar. Gerçi biz de burada, yeni sezonun hangi sürprizlerle geleceğini merakla bekliyoruz. Beklenenin ötesinde bir dramaya ve komediye tanıklık etme şansımız olabilir, belki de belalı bir vampir ile karşılaşabiliriz. Bu da bize “ahhhh vampirler ahhhh!” dedirtmeye yetecek bir hikaye aneksidir. Öyle gözüküyor ki, Nocturne’un yeni maceralarıyla birlikte hem gülecek hem de gerileceğiz!
Sonuç olarak, Castlevania serisi sadece bir dizi değil, aynı zamanda birçok insanın hayatında yapılacak daha birçok şeyin yanında bir o kadar da travmatik anılar barındıran bir yolculuk. Bakalım, Nocturne ile vampirlerin dünyasında bir cetvel gibi yol alabilecek miyiz? Gelişmeleri yakından takip ediyoruz; belki de bir gün hikayenin içinde kaybolmuş bir karakter olarak kendimizi buluruz. O zaman vampir avcılığına hoş geldiniz demekten başka çaremiz kalmaz!