Chivalry 2: Orta Çağ Savaşlarının Eğlenceli Dünyası
Chivalry 2 ile Orta Çağ savaşlarının heyecan verici ve eğlenceli dünyasına dalın. Strateji, mücadele ve güçlü arkadaşlıklar sizleri bekliyor!
4 saat önce

Chivalry ile hayatımda oldukça ilginç bir döneme girdiğimi hatırlıyorum. Üniversitenin uyum sağlama aşamasında tanıştığım bu oyun, arkadaşlarımla birlikte gündelik eğlencemiz haline gelmişti. Özellikle LAN partilerimizin vazgeçilmez bir parçası olmuştu. Çok fazla League of Legends oynamaktan bıktığımızda, bu oyunu açar, biraz kafa dinlendirirdik. Bu yüzden Chivalry benim için, rahmetli anneannemin hazırladığı “kömbe” gibi anlamlı. Aslında bunu neden böyle nitelendirdiğimi merak ettiğinizi biliyorum. Chivalry’yi, yabancıların “comfort food” dediği türde bir yemekle karşılaştırıyorum; kötü bir gün sona erdiğinde eve dönerken sipariş verdiğiniz ve yediğinizde ruh halinizi düzeltmeye yardımcı olan o özel yemekler. İşte bu benim için her zaman anneannemin yaptığı börekler oldu. Modum düştüğünde, buzluktan “kömbeleri” çıkarıp fırında ısıtmak benim için bir çareydi. Şimdi ne yazık ki anneannem ve kömbeleri yok, ama tam 9 yıl aradan sonra Chivalry efsanesini yeniden gündeme almak için zamanı geldi.
Kılıcımın Kını
Aceleci bir hisle duygusal bir başlangıç yaptığım için hepinizden özür dilerim, ama hislerimi başka şekilde aktaramayacağımı düşünüyorum. Çünkü Chivalry gerçekten stres atmaya ve kafanızı dağıtmaya yarayan nadir oyunlardan biri. Özellikle ikinci oyun benim için bu hissi yaratan birkaç oyundan biri. Oyunu başlattığım an gerçeklik etrafımda kayboluyor, kapatırken ise yüzümde bir gülümseme ile odadan çıkıyorum. Peki, Chivalry bunu nasıl başarıyor? Bence saçmalık ile gerçekçilik arasında mükemmel bir denge kurarak. Yani, Chivalry kendini bir yere kadar ciddiye alırken, geri kalan sürede tamamen eğlence için şaşırtıcı mekanikler sunuyor. İlk oyunda bu oran bu denli belirgin olmayabilirdi fakat ikinci oyun, tüm fonksiyonlarını tamamen değiştirerek bu dengeyi sağlıyor.
Örneğin, Just Cause serisi bu dengenin en iyi sağlandığı oyunlardan biriydi bir dönem. Ancak zamanla bu durum değişti. Özellikle Chivalry bu dengeyi gerçekten tutturmayı başardı. Örneğin, takım arkadaşlarınız bile eğlenceli durumlara neden olabiliyor; bir arkadaşınızın elinde kutuyla savaş alanında koştuğunu görmek anılarınıza ayrı bir tat katıyor. Kopan kollar ve kan gölüne dönüşen savaş alanının duygusu da bambaşka.
Ölümcül Saldırı
Chivalry 2’nin etkileyici olmasının bir diğer nedeni de yenilikçi kontrol şemaları ve mekanikler. Artık o hantal yapı geride kalmış durumda. Akıcı animasyonlar, yüksek vuruş hissi ve yeni saldırı mekanikleri oldukça dikkat çekici. Oyun, elinize aldığınız her nesneyi rakibinize fırlatmanıza izin veriyor. Bu, hayat kurtarsa da bu riski sıkça almamak en iyisi. Fakat savaş alanında ahşap kutular ya da horozlarla mücadele eden insanları göreceksiniz, güvenebilirsiniz. Geliştirici Torn Banner Studios’un belirttiği gibi, bu oyunun kullanıcılarının yarısından fazlası “sarhoş” durumda.
Seviye atlama ve yeni silahlar ya da birimler açma imkanı, çeşitliliği ve tekrar oynama hissini artırarak oyunu daha çekici hale getirmiş. Silahlar arasındaki farklılık artık belirgin bir şekilde hissediliyor. Uzun bir balta ile yavaş ama sert vuruşlar yapabiliyor, kılıcınızla daha hızlı ama daha az hasar veren saldırılar gerçekleştirebiliyorsunuz. Yani bu tamamen sizin tercihinize kalmış. Her sınıfın kendine özgü silahları olması da oldukça keyifli, çünkü sürekli olarak yeni silahlar deneme fırsatı buluyorsunuz. Ancak kişiselleştirme seçenekleri henüz çok kısıtlı kalmış durumda.
Biraz Da Ciddiyet
Chivalry 2’de şu anda aktif olarak oynayabileceğiniz üç farklı mod bulunuyor. İlk modda 64 kişilik, ikinci modda ise 40 kişilik büyük TDM maçları yapabiliyorsunuz. Üçüncü mod ise tanıdık Free-For-All. Oyuna alışabilmek için ilk aşamada free-for-all seçeneğini denemenizi tavsiye ederim, zira bazı oyuncular gerçekten iyi oynuyor. Ancak 64 kişilik bir oyuna girdiğinizde oyunun eğlenceli temel yapısının daha fazla ortaya çıktığını göreceksiniz. Özellikle bu moddaki haritalar, görevler ve savaşlar oldukça eğlenceli. Kale saldırısı ve savunması gibi seçenekler sunan haritalar, keşfedilmeyi bekleyen birçok alan ile dolu.
Özellikle Free-For-All modunda saldırı şemanız hayati öneme sahip. Rahatça kullanabileceğiniz bir silaha alışmanızı öneririm. Archer, Vanguard, Footman ve Knight sınıfları, farklı stratejilerle savaşmanıza imkan veriyor. Örneğin, Vanguard daha ağır silahlarla savaşa girerken, Knight kalkan ve kılıçla daha savunmacı bir strateji sergileyebiliyor. Tercih tamamen size kalmış. Ancak benim için en az oynadığım sınıf Archer oldu, çünkü savaşa doğrudan katılmak başka bir keyif veriyor.
Gerçekten de Chivalry 2, savaş alanındaki yıkımı ilginç bir şekilde yansıtabiliyor. Çünkü oyun içerisinde süper kahraman değil, sıradan bir askersiniz. Yani üç düşmanın arasında kaldığınızda hayatta kalma şansınız oldukça az. Hele ki 64 ve 40 kişilik haritalardaki “karambolde” savaşmak inanılmaz bir zevk. Fakat Chivalry 2’nin, herkesin beklentisini karşılayacağını sanmıyorum.
Bir Pro’nun Ölüşü
Chivalry 2’nin sunduğu “sıradan asker” deneyimini özellikle oyunun ilk saatlerinde tam anlamıyla yaşayacaksınız. Oyun oldukça zorlu ve eğer kendinizi “hardcore” oyuncular arasında buluyorsanız, Chivalry 2 sinirliliğinizi artırabilir. Oyunda ustalaşmak gerçekten kolay değil. Bu durum, oyun içerisinde sık sık tartışmalara yol açabiliyor. Eğer toksisiteden etkilenmeye duyarlı bir yapınız varsa, dikkatli olmanızı öneririm.
Ancak Chivalry 2’de kendinizi “kasmak” zorunda olduğunuzu düşünmeyin. Hayatta hiçbir şeyin sizi strese sokmasına izin vermemelisiniz; sonuçta Chivalry 2’de en son olan siz bile olsanız, bu durum sizi etkilememeli. Çünkü bu oyunun yapısında bir e-spor mantığı mevcut değil. Eğlencenize odaklanın yeter.
Son Söz
Chivalry 2, birçok açıdan olumlu hissettiğim ve uzun süre oynayacağım bir oyun oldu. Ancak onun da belirli bir zaman sonra buzlukta bekleyen yiyecekler gibi lezzetini kaybetmeye başladığını belirtmek zorundayım. Oyunda geçirdiğiniz ilk saatler oldukça akıcı geçerken, ilerledikçe ve deneyim kazandıkça sıkılmaya başlıyorsunuz. Ancak bu sıkıntı, oyunu bırakma sebebi değil. Aksine, yukarıda da belirttiğim gibi Chivalry 2’yi daha uzun süreler oynayacağıma inanıyorum. Bu oyun, alanındaki en iyi yapımlardan biri olmayı başardı. Küçük tekrara düşmeler, gelecekte yeni içeriklerle aşılacaktır. Yine de oyunun belirli bir kitleye hitap ediyor olması, onu yılın oyunları arasına sokmayacak. Ama fiyatı ve sundukları göz önüne alındığında, Chivalry 2’ye kesinlikle bir şans vermeniz gerektiği kanaatindeyim.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?