Çizgi Romanların Derinliklerinde: Deviantlar ve Eternals’ın Hikayesi

Çizgi roman dünyasında kaybolmaya hazır mısınız? Deviantlar ve Eternals’ın hikayesini, kahkahalarla dolu bir serüvenle keşfedin!

admin

Çizgi romanlar, tarih boyunca hem eğlenceli hem de kritik sosyal mesajlar vermek amacıyla pek çok farklı çeşitte karşımıza çıkmıştır. İşte tam da bu noktada, çizgi roman dünyasının köklü geçmişine bakmak oldukça keyifli bir deneyim sunuyor. Marvel ve DC burası tam bir arı kovanı gibi! Her biri kendi hikayeleri ve karakterleriyle, birer trend belirleyici olmalarının yanı sıra aynı zamanda sosyal adalet, ırkçılık ve savaş gibi konuları işlemeye de cesaret etmişlerdir. Yani bir bakıma “kötü” süper kahramanlar kadar “iyi” olanların da çok sayıda başı dertte. Zaten bu tür karmaşık konuları dertlenmeden anlatabilmek, bu dünyayı oluşturmanın en eğlenceli yanlarından biri. Bütün bu karakterlerin arkaplanına ve geçmişine dair soruları yakından incelemek, bizlere onların sadece maceracı değil, pişmanlık duyan veya toplumun dışına itilmiş karakterler olduğunu gösteriyor.

Bir zamanlar tanıdığımız Wolverine’in ilk ortaya çıkışında, evet tanıyorduk ama elbette çok az şey biliyorduk. Tıpkı “benim de bir süper gücüm olsaydı şu an neler yapabilirdim” diye düşünen bir çocuğun hayalleri gibi, Wolverine de koca bir öncesiz “kimdir?” sorusu ile gün yüzüne çıkmıştı. Eğer o zamanlar o kadar detayla düşünülseydi, belki de kendisi bir kutup porsuğu gibi, kış aylarının sevimli birer yan figürü olurdu. Ancak zaman geçtikçe ve hayranlar “Acaba geçmişi nasıl?” diye düşünmeye başladıkça, bu kahramanların geçmiş hikayeleri yazılmaya başlandı. Her iki marka için de tanınmış bir usta, Jack Kirby, bu serüveni başlatan isimlerden biri haline geldi. Kirbyle çarptığımız çizgiler ve gökyüzüne upuzun uzanan kahramanlarımız yine de, kahramanlar da olsalar, sorularla dolup taşmaya devam ettiler!

Eternals ve onların köksüz düşmanları olan Deviantlar konusunda çok şey öğrenmeye hazır mısınız? Hadi o zaman! Gen mühendisliğinin bu çılgın sonuçları, yüzyıllar boyunca sürüp giden bir hikaye zinciri gibi ortaya çıkıyor. Bir zamanlar uzaylıların gelip dünyayı bilmecelerle doldurdukları günlerde, Celestialler dünyamıza misafir oluyor ve Homo Erectus’ları şaşkın gözlerle izleyerek genlerini oynama macerasına atılıyorlar. Sonuç? Hızla değişime uğrayan bir grup ırk… Kısa ve öz bir yöntemle; “geni bozuk” yapmaya karar veriyorlar, bu da son derece ilginç sonuçlar doğuruyor. Deviantlar, zamanla insan deneyleri sonucu “ucube” olarak anılmaya başlayan başka bir grup olarak karşımıza çıkıyor. İşte orada, gen mühendisliğinin felaket gibi sonuçları başlamış oluyor.

  • Deviantlar, hızla evrim geçiriyorlar!
  • Değişimlerinin bir sonucu olarak, dünya üzerinde farklı formlarda ortaya çıkan birçok yaratıkla karşımıza çıkıyorlar.
  • Meğer bu yaratıklar, çeşit çeşit masal kitabını süsleyecek kadar da etkileyiciler!

Deviantların evrimi sürerken, karşısında zaten tahmin edebileceğiniz Eternals vardı. Eternals’lar kendilerine “Homo Immortalis” lakabını takarken, bu grupta da sıradan bir karakter ideali yoktu; birçok macera dolu hikaye ile hayat bulmuşlardı. Teknoloji ve gen mühendisliğinin doruk noktasında gezinen bu grupta, Nezarr the Calculator gibi saygın bir isim de Uzak Galaksilerden Celestiallar arasında yer alıyordu. Hatta bu Devrantların bir başka adı da Homo Descendus olduğundan, hayal gücünün sınırları aşan bir kurgu karşımıza çıkıyor.

Ve şimdi en çok merak edilen sorulardan biri geliyor: Thanos bir Deviant mı? Gözlerimizi üzerindeki sorulardan ayırmadan, herkesin “acaba kim bu?” diye soracağı şekilde yeniden yapılandırıyor. Titan soyundan geldiği için, Titan ırkı da aslında bir melez ırkın ürünü. Yani evrenin yarısını silen Thanos, aslında bir yarı-Deviant. Geçmişi ve adalet anlayışı da bir hayli karmaşık olan bu karakter, kendine has ruhu ile Eternals’a karşı olan duruşunu sergiliyor. Düşünsenize, tarih boyunca bu kadar absürt bir kargaşa içinde Thanos hangi tarafa düşecek? Eğer eski Deviantlar onu görselerdi, büyük ihtimalle “Tebrikler Thanos, sen gönlümüzde bir taht kurdun!” diye kutlarlardı. Ama diğer taraftan, Eternals ona karşı acımasız olabilirdi…

Bir yandan da “Barış asla söz konusu değil” diyoruz. Deviantlar için, niteliği gereği istikrarsız bir yapıya sahip olan bu grupta, doğası gereği barış özlemeleri olan bir yapı yoktu. Yani aniden bir ayaklanma çıktığında, tüm barış çabaları boşa düşerdi. Tarihimizde yaşanmış olan bir başka olay da, 1970’lerde New York’a saldırmalarıdır. Hatta o zaman düzenledikleri bir psikolojik savaşı da atlamamak gerek. Neyse ki, Eternals’ın Olympia’yı işgal etmelerine dair yaptıkları her girişim birer fiyasko ile sonuçlanmıştı. Başarırsalardı, belki de medya da bambaşka bir galaksi hikayesini dinleyecekti. Kim bilir, belki de Deviantlar o zaman “vay be, bu savaş gerçekten zordu” diyerek aralarındaki sorunları bir kenara bırakmayı bile deneyeceklerdi!

Velhasıl, hem Hilmi Çocuk Yıldız’a, hem de Galaksinin Savunucuları’na selam olsun! Eğer bir gün karşınıza bir Deviant çıkarsa ve bu garip yaratık sizi korkutuyorsa, bilmelisiniz ki: O da bir zamanlar Homo Erectus olan sevimli bir geçmişe sahip. O zaman, bu heyecan dolu çizgi roman evreninde mutasyona uğramış bir hikayeyi paylaşmanın tam zamanı. Karşınızda bir Deviant var ve belki de ona hikayesini dinletme zamanıdır!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version