Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

4

Counter-Strike: Global Offensive’in Tarihi ve Esports Arenasındaki Yolculuğu

Çatışmaların, makinelerin ve biraz da saçmalamanın tarihine hoş geldiniz! CS:GO'nun espor arenasındaki komik yolculuğunu kaçırmayın!

admin

5 saat önce

Counter-Strike: Global Offensive’in Tarihi ve Esports Arenasındaki Yolculuğu

86 gün… Counter-Strike: Global Offensive’e, hayatımın tam 86 gününü vermişim. Steam hesabıma girip CS2’nin üzerine tıkladığımda her şey yenilenmiş gibi görünüyor olsa da, oynanma süresi kısmının altında hala 2.064 saat yazıyor. Şimdi düşünecek olursak, bu muazzam bir süre. Birçok insan günlerinin nereye gittiğini sorgularken, benimki bir oyun dünyasında kaybolmuş durumda. Herkes CS:GO’ya ne zaman başladığını hatırlar ama kimin başlattığını hatırlamaz. Çok tuhaf değil mi? Yani, ben bu oyuna nasıl daldım, hangi arkadaşımın gazıyla başladım, buna bile hatırlayamıyorum! Sanırım o gün her şey başlayıp, bilgisayarımda “fy_pool_day” haritasında kaybolmamla sona erdi. O günden sonra, bir bakmışsınız zehir vücuda bir kez salınmış, tüketmeye devam ediyorum! Bildiğimiz gibi, bu oyun sadece bir oyun değil; hayat tarzı, bir yaşam biçimi! İşte tam burada devreye giriyor bu komik yolculuk! Bugün benimle benzer hisler taşıyan pek çok Oyungezer okuyucusu için özel bir gün. Ben de bu özel günde sizleri CS:GO’nun tarihine, espor arenasındaki muhteşem hikayelerine doğru bir yolculuğa çıkartmak istedim. Gelin zaman tünelinde yapacağımız bu yolculuğa hep beraber başlayalım!

Eski Günler

Dürüst olalım, CS:GO, Valve’ın bir türlü “kendi evladı” gözüyle bakmadığı, hatta bazen yaptığı yenilikleri bile sevmediği bir oyun olarak tarihe geçti. Yıllar içerisinde, bu ilgisizliğin örneklerini sık sık gördük. Mesela, Valve’ın ısrarla bir devam oyunu yapmaması, topluluğu ikiye bölecek olan Counter-Strike: Source’un doğuşuna sebep oldu. Birbirine düşman iki grup haline gelen oyuncular, Source ve 1.6 arasında sıklıkla tartıştılar. Tüm topluluğu tek bir çatı altında toplamayı hedefleyen Counter-Strike: Global Offensive, zamanla diğer Valve oyunları olan Dota 2 kadar ilgi ve sevgi göremedi. Ama oyuncu topluluğu hep tam tersini yaşadı. CS:GO’yu pamuklara saran topluluk, oyunun geldiği noktada en büyük pay sahibi oldu. Oyun hala “yaşar” durumda ve topluluğun etrafında şekillenen profesyonel arena, pastanın üstündeki çilek olmayı başardı. Çıkışında bazı ciddi sıkıntılar yaşasa da Global Offensive, kısa sürede kendi espor sahnesini oluşturarak önemli bir adım attı. O dönemde bilmiyorduk ki, bu oyunun hayatımızda büyük bir yer kaplayacağı, alışkanlıklarımızı değiştireceği… Göreceksiniz, geçmişe dönüp bakınca gülmeyecek misiniz?

“A Win is a Win”

Uzun süre bir oyunu en üst seviyede oynadıysanız, değişim her zamanki gibi can sıkıcı olabilir. CS:GO’nun ilk günlerinde profesyonel oyuncular, değişen geri tepme mekanikleri ve kontrol şemaları gibi pek çok detaydan rahatsız olduklarını alenen söylediler. Fakat o dönemlerde, CS:GO’nun espor arenasının bu kadar büyüyeceği tahmin edilmemişti. Eskiden düzenlenen irili ufaklı LAN turnuvaları, zamanla ciddi organizasyonların altına girmeye başladı. Hadi gelin, o dönemdeki turnuvalara bir göz atalım. Üçüncü parti sponsorlar tarafından düzenlenen turnuvaların katılımının artması, Valve tarafından 2013 yılında ilk “major” turnuvanın yeşil ışıkla başlatılmasına neden oldu. Bazıları, arenanın şekillenmesini sağlayan takımın Christopher “GeT_RiGhT” Alesund önderliğindeki Ninjas in Pyjamas (NiP) takımı olduğuna inanıyor. Espor sahnesinin ilk günlerinde tüm turnuvaları süpüren NiP, ilk major turnuvasında, kendileri kadar İsveçli olan Fnatic ekibine kaybetmişti. Düşünsenize, o an herkesin aklına “A Win is a Win” sözü geldi!

Sadece major turnuvalarda değil, 2015 yılında yaşanan inanılmaz olaylar, oyuna olan ilginin ciddi şekilde artmasını sağladı. Turnuvalar izlenme rekorları kırarken, CS:GO’nun eş zamanlı oyuncu sayısı da 6 haneli sayılara ulaşmaya başladı. Bakalım, daha neler geliyor? Herkesin aklında kalacak anlar, o dönemin unutulmaz takımları ve clutch’ları her zaman yer edindi. 2015’in en özel turnuvalarından biri olan DreamHack Open London’da, Happy’nin TSM’e yaptığı o efsanevi vuruş hala dün gibi aklımda. Belki de herkesin AWP tutkunu olmasına sebep olan KennyS, bu turnuvanın MVP’si seçildi. Yani, bu adamın yaptıkları unutulur gibi değil!

Peki, ESL One Cologne 2015’i hatırlıyor musunuz? Fnatic’in kupayla evine döndüğü o turnuva da izlenme rekoru kırmayı başarmıştı. Bir oyun, bir kulüp, hatta bir efsane yaratacak kadar büyüyebiliyor mu? Evet, tam da böyle oldu! İşte, CS:GO şampiyonu, oyuncular arasında tutkuyu yaymayı başaran bir hazine haline geldi. Baktığımızda, oyuncuların bu oyuna olan bağlılığı fazlasıyla etkileyiciydi. Öyle ki bunu kelimelere dökmekte gerçekten zorlanıyorum. İşin ilginç yanı, 11 senelik bir oyunun hala oyuncu rekoru kırması ve eş zamanlı oyuncu sayısının 1.000.000’u aşması, tamamen akılla ve mantıkla açıklanabilecek bir durum değil. Tamamen bir fenomen, yüzyıllar boyunca dillerden düşmeyecek bir hikaye yazıyor!

“You’re My Friend, My Friend”

Şu sıralarda oynanan son CS:GO turnuvalarından biri olan ESL Pro League’de, bizim Türk takımı Eternal Fire çeyrek finale kalmış durumda. Ne kadar harika bir durum! Bizim için bu kadar özel olan bir oyuna daha iyi bir veda edilebilir miydi bilmiyorum. Bugün akşam saatlerinde NAVI ile kapışacak ekibimiz, kazanırsa adını ilk dörde yazdırmayı başaracak! Ah işte bu! Haydi, maç için bir şeyler hazırlayın, enerjimizi yüksek tutalım. Tüm bu süreçte, CS:GO tutkunuz size doğru yolda kalmaktan başka bir şey bırakmadı. Razıyız, değil mi?

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?