COVID-19’un Sinema Sektörüne Etkileri ve Eğlence Dünyası
COVID-19 sinema sektörünü sarsarken, popcornlar da evde izlemeye alıştı! Eğlence dünyası, pandemiyi komedi filmi gibi yaşıyor!
2 ay önce

COVID-19 ve Sinema Sektörüne Etkileri: Bir Komedi Senaryosu
COVID-19, dünyayı sarhoş etmiş bir parti misali, herkesin kapısını çaldı ve “Merhaba, ben virüsüm!” dedi. Neyse ki, bu durum sadece el sıkışmaları değil, bazı sektörlerin de peşine düştü. Oyun ve teknoloji dünyası, PAX East’ten GDC 2020’ye kadar birçok etkinliği iptal etti. Yani, açık hava konseri yerine evde oturup Netflix izleyen bir nesil yetişiyor. Eğlence dünyası, bu virüsle başa çıkmanın yollarını ararken, sinema sektörü büyük bir darbe aldı.
The Hollywood Reporter‘a göre, bu yıl gişe gelirlerinde virüs yüzünden en az 5 milyar dolarlık bir gerileme yaşanacak. Yani, sinema salonları kapalı kaldığında, gişe gelirleri de kapıya kilit vurmuş durumda. 2019 yılı ise rekor gelirlerle kapandı; dünya genelinde 42.5 milyar dolarlık bir gişe elde edildi. Bu rakamın 31.1 milyar doları uluslararası pazarlardan geldi. Yani, herkes sinemalara akın ederken, biz virüs yüzünden evde patlamış mısır yerken film izliyoruz.
Gelir kaybının en büyük sebebi tabii ki Çin. Çin’deki sinemalar Ocak ayından beri kapalı; kapanan salon sayısının 70,000’i geçtiği söyleniyor. Yani bu, sinema endüstrisinin Çin pazarında ne kadar büyük bir kayıp yaşadığını gösteriyor. Düşünsenize, geçen yılın Ocak-Şubat döneminde 1.76 milyar dolar gişe yapan Çin, bu yıl aynı dönemde sadece 4.2 milyon dolar kazanmış. Yani, neredeyse o kadar, bir tencere çorba parasına denk geliyor!
Virüsün hızla yayıldığı Güney Kore ve İtalya’dan gelen haberler de pek iç açıcı değil. Sinema salonları kapalı, film gösterimleri durdu ve sinema severler evdeki koltuklarına yapıştı. Bir zamanlar gişe rekortmeni olan Endgame, bu yıl çıkış yapmış olsaydı, 2.797.800.564 dolarlık rekorunun yanına bile yaklaşamayacaktı. Çünkü bu miktarın 614 milyon doları, yani neredeyse dörtte biri, Çin’den gelmişti. Şimdi düşündüm de, belki de Marvel, “Evet, virüs var ama gelin yine de bir film çekelim!” diyerek bir komedi filmi çekebilir.
Umarım virüsün yayılma hızı, havaların ısınmasıyla düşüşe geçer. Artık evde izlemekten sıkıldığımız filmleri sinemalarda izleme fırsatını yakalayıp, patlamış mısırlarımızı sırf havalı duracak diye yanımızda taşırız. Ama bu durumda bir önerim var; yanınıza götürdüğünüz patlamış mısırınızı paylaşmak istemiyorsanız, bir maske takmayı unutmayın!
- Evde kalmak zorunda kalmanın avantajları:
- Patates cipsine olan aşkınızı keşfetmek.
- Bir günde 5 sezon dizi izleyebilmek.
- Evde sinema geceleri düzenlemek, ama tek başınıza!
- Sinema salonlarının yeniden açılması için dua etmek:
- Hep birlikte popcorn almak için sırada beklemek.
- Filmin başında gelen o reklamlara karşı birlikte homurdanmak.
- Sinemada kimin en iyi patlamış mısır yediğini tartışmak.
Sonuç olarak, umarız virüsün etkisi azalır ve sinema salonları bir an önce açılır. Böylece hep birlikte kahkahalarla dolu, gişede patlayan filmleri izleme keyfini yeniden yaşarız. O zamana kadar, evde kalmak zorundayız, ama unutmayalım; film izlemek, patlamış mısır yemek kadar eğlenceli değil!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?