Oyun dünyası, yeni duyurularla dolup taşarken, bazen bir toplantıda karşılaştığınız bir figür, kalbinizin atışını hızlandırabilir. İşte tam da böyle bir anı yaşadım; Diablo markasının başı Rod Fergusson ile Diablo 2 Remastered projesinin baş tasarımcısı Robert Gallerani ile bir araya geldiğimde, heyecanım tavan yaptı. Yani düşündüğünüz gibi değil, öyle bir heyecan ki, kalbim sanki bir Diablo boss’u kesmeye hazırlanıyormuş gibi hızla çarpıyordu! İkisiyle sohbet ederken, içimdeki Diablo meraklısı bir çocuk gibi coşuyordu. Gözlerim parlıyordu; nihayet Diablo evreninin geleceği hakkında bilgi alacak, belki de bir gün “Bakar mısın, ben Diablo’nun dostuyum!” diye dolaşabilecektim. Tabii ki, içimdeki çocuğun heyecanı biraz abartılıydı, ama sonuçta bu bir Diablo toplantısıydı!
Rod Fergusson, toplantıya girdiğinde, yüzündeki gülümseme, Diablo 2 Remastered’ın başarısını açıkça yansıtıyordu. Üzerinde “Ben Diablo’nun Kralıyım” yazılı bir tişört yoktu ama o gülümsemesi yeter de artar bile. OGZ: “Teşekkürler Rod, bizlere bu fırsatı verdiğiniz için!” dedim, biraz da alaycı bir şekilde. Gerçekten de, Diablo 2 Remastered ile ilgili olumlu geri dönüşler almıştık, bu da onları tatmin etmiş olmalıydı. Bir yandan bu başarıyı kutlarken, diğer yandan Diablo’nun geleceği üzerine konuşmak için sabırsızlanıyordum.
Rod, Diablo 4’ün çıkışıyla birlikte oyuncuların hangi oyunu seçeceği konusunda herhangi bir endişe taşımadıklarını dile getirdi. Yani anladığım kadarıyla, Diablo 4’ü oynayanlar, “Ah, Diablo 2’yi bıraktım!” demeyecek, aksine, “Hadi bakalım, Diablo 2’de de keyif alalım!” diyeceklerdi. Bu noktada, Diablo evreninin geniş bir kucaklama yapacağını anlıyordum. Hatta bir yerde, “Hepimiz Diablo’nun çocuklarıyız!” diye bağırmak bile geçiyordu içimden.
Konsollarda Diablo Keyfi
Sonra sahneye Robert Gallerani çıktı. Diablo 2’nin yenilenmesi konusunu ele alırken, konsol sürümünün neden önemli olduğunu açıkladı. “Tıklamaya dayalı bir oyunu konsollarda oynamak zor olacak mı?” diye sorduğumda, yanıtı beni biraz düşündürdü. Rob Gallerani: “Kontrolcü önemli,” dedi. Bir an düşündüm, “Eğer Diablo 3’teki gibi yeni bir loot sistemi ve hareketler eklemiş olsalardı, bu işin içinden çıkılmaz hale gelirdi!” Ama Robert, Diablo 2’nin ruhuna sadık kalacaklarını vurguladı. Yani, eski günlerdeki gibi “envanter tetrisi” oynamaya devam edeceğiz. Eğer yanlış bir yerleştirme yaparsanız, “Ah, bu eşyayı buraya koymam gerekiyordu!” diye iç geçirirken bulabilirsiniz kendinizi.
Bir de Cross-Progression meselesi var ki, bu beni epey heyecanlandırdı. Yani, PC’de başladığımız bir ladder karakterine konsolda devam edebilecek miyiz? Rob, bu konuda kesin bir yanıt verdi: “Ladder sistemi küresel çalışıyor!” Yani, hem PC hem de konsol oyuncuları ladder’da bir arada olacaklardı. Hatta eskiden olduğu gibi “Bölgesel kısıtlamalar yok!” dediklerinde, içimden “Vay be, bu tam bir devrim!” diye geçirdim.
Yenilikler ve Klasik Unsurlar
Diablo 2’nin eski ruhunu korumak adına yapılan değişiklikler arasında, modern sunucu yapısı ile hızlı boss kesme konusunu ele aldık. Robert, “Game Finder sayesinde çok kolay olacak!” dediğinde, içimden “Nihayet, bu işin kolay olduğunu öğrendik!” diye geçirdim. Böylelikle, Baal Run ve Diablo Run yapmak, eski günlerdeki gibi olmayacak, daha pratik hale gelecek. OGZ: “Sesli iletişim eklemeyi düşündünüz mü?” diye sorduğumda, Rob’un “Konsolların mevcut sistemleri üzerinden sesli iletişim kurabileceksiniz.” demesi, beni biraz düşündürdü. Yani, eski usul, chat odalarında takılmak yerine, direkt sesli iletişimle boss kesmeye mi gideceğiz?
En sonunda, iki farklı oyuncu grubunun nasıl birleştirileceğinden bahsettik. Robert, eski oyuncularla yeni oyuncuları bir araya getirecek bir topluluk oluşturmak istediklerini söyledi. Bunu duyduğumda, aklıma hemen “İki taraf da birbirine öğretebilir!” düşüncesi geldi. Artık eski oyuncular, yeni gelenlere “Burası nasıl bir yerdir?” diyerek bilgi aktaracak, yeni oyuncular da “Ben buradayım!” diye bağıracaklardı.
Son olarak, 7.1 ses sistemi konusuna geldiğimizde, Rob’un açıklamaları beni biraz şaşırttı. “Sesler, oyuncunun gözünden verilecek,” dedi. Yani, bir nevi, karakterin etrafındaki sesleri daha iyi duyacak ve bırakın boss’ları, arka planda söylenen şarkıları bile duyabileceğiz. Öyle ki, “Duydunuz mu, Diablo’nun şarkıları bile var!” diyecek duruma geleceğiz!
İkili ile olan sohbetim, Diablo 2 Remastered’ın sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir topluluk oluşturma çabası olduğunu anlamamı sağladı. Zamanla bu topluluk, eski ve yeni oyuncularla birleşerek daha da büyüyecek. Sonuç olarak, Diablo 2 Remastered, sadece bir nostalji değil, aynı zamanda yeni nesil oyuncular için de bir kapı aralıyor. Hadi bakalım, Diablo 4 gelene kadar bu maceraya atılalım!